19. Bölüm

7.3K 378 114
                                    

Evet,  uzun zaman oldu ve ben buraya ne yazabileceğimi bilmiyorum. İlk başlarda bölüm yazamama nedenim tıkanma iken, tam açılmaya başladığımda bilgisayarım bozuldu ve yazma imkanım kalmadı. Sonunda, dayanamadım. Telefondan yazdım ve bu bölümü kontrol dahi etmedim çünkü korkuyorum. Çünkü bu hikayeyi batırdığımı düşünüyorum. Telefondan yazmaktan nefret ediyorum ayrıca.
Neyse, bölümde güzel olan tek bir şey var o da, neyse söylemeyeyim. Bu kadar beklettiğim için özür dilerim,  umarım seversiniz. Ve ben yüzsüzce yorum istiyorum. İyi okumalar!

“Derin.” Dedi Aras beni onaylarcasına. Sonra ellerini yumruk yaptı. “Derin.”

Mavi | 19. Bölüm

Bakışlarım durmadan ikisi arasında gidip geliyordu. Derin’in neden burada olduğunu merak etmiştim, saat altıyı geçiyordu. Büyük ihtimalle Aras’la önemli bir şey konuşması gerekiyordu. Fakat Aras’ın neden bu kadar sinirlendiğini anlayamıyordum. Tamam, Derin bana yakınlaşmaya çalışıyordu ki bunun ben de farkındaydım; ama bu Aras’ı sinirlendiren neden olamazdı, değil mi?

Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimi dağıttım. Kıskançlık falan yoktu, böyle aptal şeyler uydurmamalıydım.

“Selam.”

“Selam,” dedi Aras da.  “Bir sorun mu var?”

Aras’ın havadan bile daha soğuk olan sesi, tüylerimi ürpertirken, onlara saf saf bakmayı sürdürdüm.

“Hayır,” dedi Derin hafifçe gülümseyip. “Mavi’yi bekliyordum.”

Kaşlarım istemsizce havaya kalktı. “Bir şey olmadığından emin misin?” Diye sordum, merak duygusu sesimden anlaşılabiliyordu.

“Eminim.”

Ona küçük bir tebessüm edip bakışlarımı korkakça Aras’a çevirdim. Umurunda değilmiş gibi duruyordu fakat kaskatı çenesini ve yumruk yapılmış ellerini görmemek için kelimenin gerçek anlamıyla kör olmak gerekirdi.

Bir süre sonra, Aras bizi arkasında bırakarak sitenin içine girdi ve büyük adımlarla evine doğru yürümeye başladı. Bu davranışı beni biraz endişelendirse de, Derin’in beni neden beklediğini merak ediyordum.

Buz kesen ellerimi, ceketimin cebine sokup ben de yürümeye başladım. “Ee, hangi rüzgâr attı seni?”

Derin buna güldü. (komik olup olmadığını bilmiyordum) “Seninle konuşmam gerek. "

Kafamı sallayıp evin önünde durduğumuzda, Derin çardağın altına gitmeyi önerdi ve ben de kabul ettim.

Çardağın altına geldiğimizde, Derin’le karşılıklı oturmuştuk.

Buraya en son, Aras’ın bana basit kız demesinin ertesi günü gelmiştim. Çok önceydi. Kötü anılar zihnimi işgâl edince kendime kızdım. Onları hatırlamaya ne gerek vardı? Şimdi, her şey iyiydi. Canımı sıkmam için hiçbir neden yoktu.

O anıları kendimden uzaklaştırdıktan sonra, dikkatimi Derin’e yönelttim. Seçmelerle ilgili bir şey söyleyecek olabilir miydi?

Fakat bunu Aras da yapabilirdi ve o adını bile geçirmemişti. Derin bir nefes alıp söyleyeceklerini beklemeye başladım. Bunu yaparken, tek kaşım istemsizce yukarı kalkmıştı.

“Aslında, bunu… böyle söylemek ne kadar doğru bilmiyorum.” Avuç içlerini gergince birbirine sürttü. “Yani, belki de daha özel olmalı.”

Kaşlarım çatılmıştı fakat bunun onu korkutmasından çekindiğim için ifademi duru tutmaya çalıştım. Yine de kalp atışlarım hızlanmıştı.

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin