Multimedya : Sare Kılıç...
"Anlat bakalım. "
Kaşlarımı havaya kaldırarak ona bakmaya devam ettim. Hareket bile etmiyordu. Sanırım onu burda bekleyeceğim hiç aklına gelmemişti. Birkaç dakika sanki burada olduğuma inanamıyormuş gibi baktıktan sonra boğazını temizledi ve konuşmaya hazırlandı.
"Ben mi ? Ne anlatayım ? "
Şu an aslında ne anlatması gerektiğini gayet iyi biliyordu fakat aynı zamanda bahane bulmaya da çalışıyordu.
"Ne anlatmalısın sence ."
"Birşey mi anlatmam gerekiyor. "
Sinirlenmiştim , bu kadar uzatmasına gerek yoktu.
"Kısa kes ."diye tısladım.
"Neyi kısa kesmeliyim. Anlamıyorum. Vakit kaybettiriyorsun. "
Beni ona söylediğim kelimelerle alt etmeye çalışıyordu. Gözleri etrafta fırıldak gibi heryere bakıyor fakat bana bakamıyordu. Yalan söylediği çok açıktı.
"Benim kelimelerimi bana karşı mı kullanıyorsun . "
"Evet ."
Daha da sinirlenmeye devam ediyordum. Aklımın başka yerlere gitmesini sağlıyordu.
"Niye ikidebir bizim masaya bakıp duruyordun ? " sakince sormaya çalıştım.
"Sizin masaya falan bakmıyordum. "
"Bizim masaya bakıyordun."
"Sizin masaya değil...sizin arkanızda ki masada eski sevgilim vardı . Yeni sevgilisiyle burada buluşacaklardı . Ona bakıyordum. "
Resmen ayakta binbir türlü yalan uydurmuştu. Ne eski sevgilisi arkamızda oturuyordu , ne eski sevgilisi yeni sevgilisiyle buluşacakdı ne de onların ne yaptığını seyrediyordu. Bunların hepsini kesin bir şekilde yalan olduğunu söylememin sebebi bizim arkamızda masa bile yoktu ki, biz Begüm ile en köşeye oturmuştuk. Yani en arkada ki bizdik.
Kaşlarımı kaldırarak "Öyle mi ? "
"Evet öyle kesinlikle öyle ."
Hızlıca başını ileri geri sallayarak heyecanlı bir şekilde yapmıştı bunu. Herhalde yalanını gerçekten yuttuğuma inandı.
"Yani kesin öyle . Bizim masaya bakmıyordun ."diyerek birkez daha uyarı biçimde söylemiştim bunu.
Başını evet der gibi salladı.
Birden öfkelenip "Sen çocuk mu kandırıyorsun . Sen bizim masaya bakmaktan , arkamızda bir masanın olmadığını bile farketmemişsin. "
Yüzünde kurtulamayacağım gibi bir ifade oluştu ve birden aşağıya doğru hızlıca koşmaya başladı. Şaşkınlığımı attıktan sonra hemen arkasından koşmaya başladım. Gerçekten koşacağını hiç tahmin etmemiştim. Biraz önümden ilerliyordu . Birden sola dönüp ara sokağa girdi. Peşinden hızımı kesmeden koşuyordum. Beş dakikadır hiç durmadan koşmaya devam ediyorduk. Nabzım çok hızlı atıyor , kalbim sanki çıkmaya çalışırmış gibi çarpıyordu. Nefesimi düzene sokmaya çalıştım ve biraz daha hızımı arttırdım. Birden ara sokaktan çıktı. Hemen ardından bende çıktığımda iki sokak önüme çıktı. Ne tarafa doğru gittiğini bilmiyordum. Bende iki tarafa da baktım ve sol sokağa doğru koşmaya devam ettim. Biraz daha koştuktan sonra onu göremeyince öbür sokaktan gittiğini anladım. Ama geri dönmek için çok geçti. O çoktan beş on metre falan ilerlemiştir. Bende yerimde öylece durdum ve kollarımı dizlerime doğru eğip ellerimi diz kapaklarıma yaslayarak eğili bir biçimde nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Birkaç dakika öyle kaldıktan sonra birden saattin en son baktığımda 17.00 olduğu ve 18.00 'da barda olmam gerektiği aklıma geldi. Aceleyle doğrulup, arka cebimde olan telefonumu çıkarıp saate baktım. Saat 17.35 'di. Daha arabamın olduğu yere gitmem ve bara gitmek de on dakikamı aldığı için hızlıca yürümeye başladım. Geldiğim sokaklardan geri giderken koşmaya yakın bir süratle gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
ActionKAPAK YAPIMI = GLASSCASTLE Bir mafya ne kadar bela olur ki !!!! Sare babasının intikamı , Melih annesinin intikamı .... Peki ya bunlar bilindiği gibi değilse...Her şey yalansa... ve gerçekler daha ağırsa...Neye inanmayı seçersin... Karmakarışık bir...