Bölüm~1

76 11 11
                                    

Multi:Tanıtım videosu.
Merhabalar ben Arya
Sanırım ben doğuştan şanssız doğmuşum. Altı yaşındayken annem ile babam ayrıldı. Annem ile yaşıyordum.
Babam hiç arayıp sormuyordu. Onu o günden sonra yani ayrıldıkları günden sonra bir daha görmedim. Maddi durumumuz kötüydü. Annemin maaşı ikimize yetmiyordu. Ve bu yüzden çocukken birçok şeyden maruz kaldım.
Oyuncağım sadece bir taneydi. O da küçük bir araba. Kırmızı renkte,eski püskü küçücük bir arabaydı. Ben kız çocukları gibi bebeklerle oynamazdım. Arabaları çok sever her gün,her dakika o arabayla oynardım. O arabayı babam bana vermişti. Arabayı hiç kaybetmemiştim. Küçük olduğum için hayatın zorluklarını anlayamıyordum. Beni ne kadar zor bir hayatın beklediğini de. O zamanlar hayatım neşeli ve güzel geçiyordu. Taki küçük arabayı kaybedene kadar. Bir gün annemle parka gittiğimde elimden fırlamıştı caddeye. Bir daha da bulamadım. Eve geldiğimde çok ağladım. Tek oyuncağım oydu. Ertesi gün kirayı ödeyemediğimiz için evden atıldık. Böyle başladı hayatımın mahvolması. Sanki arabayı bulsam hayatım tekrar eskisi gibi en azından birazcık güzel olabilecekti. Ama bulamadım. Kötülükler,felaketler teker teker başıma gelmeye başladı. Okulda notlarım düştü. Az daha bir kızla kavga ettiğim için okuldan atılıyordum.
Bunlar küçük sorunlar diyebilirsiniz. Bende öyle demiştim. Demez olaydım. Başım ağrıdığı için hastaneye gittiğimizde beynimde üç santimlik bir tümör olduğunu öğrendim. Sık sık bayılmamın nedeni bu tümördü. İşte o zaman yaşamamın anlamı kalmadığını zaten her an ölebileceğimi anladım. Tedavi görmek için hastaneye gidip geliyordum. Orada bir çocukla tanıştım. Oradaki doktorlardan birinin arkadaşıymış.
Hayatımda ilk defa birine aşık olmuştum.
Onu görünce bütün üzüntülerimi unutuyordum. Sanırım o da beni seviyordu. Adı Berk idi. Esmer,siyah gözleri olan biriydi. Bi gün bana doğum günümde küçük bir araba verdi. Verdiği oyuncak araba belki inanmıyacaksınız ama babamın verdiği oyuncak arabayla resmen aynıydı. Bunu görünce gözlerime inanamadım. Aynı araba değildi ama yinede benziyordu. İnanılır gibi değildi. Küçükken kaybettiğim arabayı büyükken sevdiğim kişinin bana vermesi çok büyük bir tesadüftü. Sizce tesadüf müydü?
Biz Berk'le çıkmaya başlamıştık. Annem ile tanıştırmıştım. Annem de çok sevmişti Berk'i.
Bi gün Berk'in çalıştığı yere gittim. Berk veterinerdi. Onun gibi bende hayvanları çok seviyordum. Berk'in benim geldiğimden haberi yoktu. Bir kızla konuşuyordu. Baya samimi görünüyorlardı. Ben Berk'e güvendiğim için hiç şüphe duymamıştım. O kızda müşterisiymiş.
Bacağı kırılan köpeğini getirmiş. Müşterisi gidince yanına gittim, sarıldık.
Annem arayınca eve gitmek zorunda kaldım. Vedalaştık ve ben eve gittim.
Annem iş için yurt dışına gidiyordu. Annem aşçıydı. Eskiden işinin durumu kötüydü ama şimdi daha iyi olmuştu.
Annemle bende gitmek zorundaydım.
Tek başıma İstanbul'da sıkılırdım. Bavullarımızı hazırladık. İlk uçakla gittik. Tabii gittiğimi Berk'e söylemiştim. Zaten dört gün kalacaktık.
Dört gün hızlıca geçti. Havaalanında birden başıma bir ağrı girdi. Lavaboya gittim. Çünkü midem de bulanıyordu.
Yüzümü yıkadım. Biraz rahatladım. Başım hala ağrıyordu. Kendimi çok kötü hissediyordum. Her an bayılcakmışım gibi. Zaten öyle oldu bayıldım. Annem meraklanmış. Lavaboya gelmiş. Ve benim bayıldığımı görmüş. Hemen kolonya falan ayılmışım. İstanbul'a geldiğimizde hastaneye gittik. Doktor hiç bir şey olmadığını söyledi. Klasik tansiyon düşmesiymiş. Hastaneden çıkınca Berk aradı. Ne olduğunu sordu.
Bende önemli bir şey olmadığını söyledim. Akşam beni evden almaya gelmişti. Güzel bir yemek yedik. Yemekte ona aldığım hediyeyi verdim. Hediyem bir anahtarlıktı. Anahtarlığın üstüne "ArBer" yazdırmıştım. Çok beğenmişti. "ArBer" Arya ve Berk'in kısaltmasıydı. "Eğer bir gün olurda ayrılırsak buna bakıp bizi hatırlasın" demiştim ona. Bir kaç gün telefonla bile konuşmadık. Zaman bulamıyordum. Çünkü okulum başlamıştı.Lise üçüncü sınıfa gidiyorum. Yani 17 yaşındayım. Berk ise 19yaşındaydı. Hep ders çalışıyordum.
İyi bir üniversite kazanmak zorundaydım. Sınıfta sıramda otururken yanıma birden Erkan geldi. Allahım ya bu çocuğa gıcık oluyordum. Kendini çok bir şey sanıyordu. Ve bana takmış durumdaydı.
"Ne var yine Erkan"
"Seni sevdiğimi kaç kez söylemiştim"
"İğrençsin defol git başımdan"
"Gitmezsem ne yaparsın?"
"Şimdi sen yanımdan gitmiyor musun?"
"Hayır Arya"
Yanımdaki suyu alıp kafasından aşağı döktüm. Sonrada güzel bir kahkaha attım.
"Bak neler yaparmışım"
Koşarak yanımdan gitti. Dersler bitmişti. Otobüse binip eve gittim. Annem uyuyordu. Ses çıkarmadan mutfağa gidip kendime kıymalı makarna yaptım.
Bi yandan test çözerken bi yandan yemeğimi yedim. Odama geçip uyudum.
Yağmur çok yağıyordu. Otobüste camdan dışarıyı izliyordum. Okula geldim içeri girdim. Yere bakarak yürüyordum. Ve birden ayağım takıldı. Tam düşerken biri beni tuttu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Bu kişi Erkan'dı.
Hemen ayağa kalktım. Saçımı düzeltip sınıfa doğru yürüdüm. Hayır yani beni tuta tuta bu aptal mı tuttu? Allahım ya..Bugün de okul bitmişti. Arkadaşımın doğum günü vardı.
Ama gitmedim. Daha doğrusu gidemedim. Annem izin vermemişti. Belki de haklıydı. Çünkü orası çok uzaktı. Bende mısır patlattım film izledim. Ve en sevdiğim şeyi yaptım,uyumak...
Okulda bir kızla tartıştım. Çok büyük bir mesele değildi ama ben üzülmüştüm. Çünkü beni aşağılamıştı beni aşağıladığı için kavga ettik. O kimdi ya! Zengin diye benden üstün olmuyordu. Hepimiz sonuçta insanız! Sinirlerim bozulmuştu. Tuvalete gidip sakinleşmeye çalıştım. Sonrada eve gittim. Yastığıma gömülüp ağladım. Keşke babam yanımda olsaydı. Belki bu durumlarda olmazdık.
Ağlama sesini duyunca annem yanıma geldi.Biraz oturup konuştuk. Tekrar yalnız kaldım odada. Bende Berk'i aradım ama açmadı. Berk'in bana hediye olarak aldığı oyuncak arabayı elime alıp inceledim. Fakat arkasında "Ahmet" yazıyordu.
Ahmet mi ne alaka? Kim ki bu? Acaba bu arabayı yapan kişinin adı mı Ahmet? Olabilir.
Ooo saat baya geç olmuş. Yatayım artık.
Berk'le lunaparkta buluşmuştuk. Neredeyse her alete bindik. Pamuk şeker bile yedik. Ben çocukluğumda böyle eğlenmemiştim. Beni tekrar eve bıraktı. Ertesi gün okulda yemekhanenin arka kapısından çıkarken birden kapı kapandı. Korkmuştum. Çünkü kapkaranlık bir yerdi. Aniden ışıklar açıldı ve karşıma Erkan çıktı. Resmen sürpriz yumurtadan çıktı. Ona bağırarak kapıyı açmazsa kötü şeyler olacağını söyledim ve kapıyı açtı salahh işte.
Manyağın tekiydi ya bu. Okul bugün de bitmişti. Canım eve gitmek istemedi. Bende küçükken oynadığım ve arabamı kaybetmiş olduğum parka geldim. Banka oturdum. Çocukları seyretmeye başladım. Yanıma birden çiçekçi abla oturdu. Bana çiçek isteyip istemediğimi sordu. Sonrada el falı baktığını söyledi. Ben çiçek istemedim. Ama el falı neden olmasın?
Abla elimi inceledi. Kayıp parçamı bulursam hayatımın çok güzel olacağını söyledi. Caddeye doğru yürüdüm. Ekmek alıp eve geldim. Odama doğru fırladım. Masanın üstünden hatıra kutumu aldım. Bu kutunun içinde çocukluk fotoğraflarım,bebekken giydiğim ayakkabı,ilk aşkımdan bana gelen mektup,en yakın arkadaşımın bana aldığı yeni yıl hediyesi...
Birçok sevdiğim şey bu kutunun içindeydi. Hepsini inceledim. İncelerken bi ağlayıp bi gülüyordum. Annem birden odaya girdi. Hemen yüzümdeki yaşları sildim. Yemek hazırmış onu söylemek için gelmiş. Yemek yedim ve uyudum.
Rüyamda babamın geri geldiğini gördüm. Bu rüya keşke gerçek olsaydı...
Babam gelsede annem babamı asla affetmezdi. Aslında annemde haklıydı. Çünkü babamla ayrılınca bütün yükler ona binmişti. Babam bize bakmamıştı. Allahtan tek çocuktum. Babam annemle ayrılırken küçük kırmızı arabayı bana vermişti. Eğer bir gün kötü bir olay yaşarsam bu arabaya bakıp onun hep yanımda olduğunu hatırlayayım diye vermişti. Aniden telefonum titreşti. Berk arıyordu.
"Efendim Berk. "
"Arya bugün sınavın falan var mı?"
"Hayır yok. Neden sordun?"
"Sana bir sürprizim var."
"Ay çok merak ettim. "
"O zaman beş dakkada ordayım hazırlan."
"Tamam by."
"By."
Dolabı açıp içinden kotla bir gömlek aldım. Hemen üstüme geçirip,banyoya koşup saçımı yaptım. Korna sesini duydum ve aşağıya fırladım. Anımdan öptü,sarıldık...
"Evet çok merak ettim nereye gidiyoruz?"
"Sürpriz.."
"Peki."
Arabaya bindik. Bir tane bahçeye gelmiştik. Bembeyaz masa ve sandalye vardı. Ve çeşitli yemekler. Heryerde sarı,beyaz papatyalar vardı. En sevdiğim...
Masaya oturduk.
"Nasıl?"
"Çok güzel."
"Senin gibi.."
"Teşekkür ederim."
Yanıma bir kadın geldi. Bana "Kıyafetleriniz içeride Arya hanım buyrun." dedi.
"Berk ne kıyafeti?"
"Sürpriz senin için seçtim. "
Kadınla beraber içeri geçtim. Burası resmen bir köşktü. Çok güzel. Bir odayı gösterdi kadın. Odaya girdim. Yatağın üstünde şifon,ince,yazlık,inci beyazı bir elbise vardı. Yanındada papatyalardan yapılmış bir taç. Elbiseyi giydim. Gerçekten elbise çok güzeldi. Bana çok yakışmıştı.(Egoo saçıyorum hehehee.)Başımada tacı taktım. Odadan çıktım. Merdivenlerden indim. Ve Berk'in yanına geldim. Berk şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Çok güzel olmuşsun.."
"Teşekkürler. Elbiseyi çok beğendim tabii tacıda."
"Hadi o zaman yemek yiyelim. "
"Tamam. Zaten acıkmıştım. "
"Ne yersin?"
"Farketmez."
"Peki balık yiyelim."
Sipariş verdi. Balıklar geldi. Sohbet ederek yedik. Kendimi onun yanında prenses gibi hissediyordum. Birden elimden tuttu ve dansa kaldırdı. Dans etmeyi çok severdim. Dans ederken en sevdiğim şarkı çalıyordu. Kafamı yerden kaldırıp gözlerinin içine baktım. Resmen birazdan ağlıyacaktım. Beni sevdiğini gözlerinin içinden anlayabiliyordum. Gözlerim yaşardı. Derin bir nefes aldım.
Gözlerinin içindeki o parıltıyı hafızama kazadım. Eğer bir gün bir şey olurda ayrılırsak bu bakışları unutmak istemiyorum. Sımsıkı sarıldık. Masaya tekrar geçtik. Tatlıları da yedik. Saat baya geç olmuştu. Arabayla beni eve bıraktı. Kapıyı açtım. Karşımda annem dikiliyordu.
"Nerdeydin sen?"
"Eee şey.."
"Aradım niye açmıyorsun?"
"Anne duymamışım yoksa niye açmayayım."
"Nerdeydin??" Annem bağırınca birazcık ürktüm. Şimdi,okulu astım Berk'le yemeğe gittim diyemezdim. Off!
"Anne Berk'le yemekteydim."
"Belli üstünden başından."
"Okula da gitmedim. "
Resmen şuan yangına körükle gidiyordum. Ama ben yalan söylemezdim. Yalan söylemek bana göre değildi.
"Ne okula gitmedin mi?"
"Evet anne okula gitmedim. "
"Okulu asmalarda başladı. Oh hanımefendiye bak! Farkındasın dimi sen okulu bursla okuyorsun. "
"Farkındayım." Doğru odama koştum. Çantayı bir kenara fırlatıp camın önüne oturdum.
Rimelim de akmıştı. Caddeyi izliyordum. Ertesi gün cumartesi olduğundan geç kalkmıştım. Bugün arkadaşım Eda çağırmıştı beni evine.
Kendime kahvaltı hazırladım. Üstümü giyip evden çıktım. Berk kapının önünde bekliyordu.
"Berk günaydın. "
"Günaydın güzel gözlüm. "
Gülerek arabaya bindim. Beni arkadaşıma bırakıp geri döndü.
"By."
"By canım."
Kapılarını çaldım. Eda açtı.
"Naber."
"İyi gel içeri. "
Sarıldık,içeri geçtim. Evleri çok güzeldi.
Gayet büyüktü. Yemek yedik. Odasına geçtik. Kahve içip sohbet ettik. Gıyyyyybetttttt!
"Canım ben gidiyorum annem birazdan eve gelir. "
"Ya kalsaydın."
"Keşke ama annem ondan geç gelmeme izin vermiyor."
"Peki o zaman."
Tekrar sarıldık,el salladım. Caddede yürüyordum. Acaba burda otobüs durağı var mıdır? İşte şurada. Otobüse binip eve geldim. Allahtan annem daha gelmemişti. Off yoruldum ya! Direk kendimi koltuğa attım ve orada uyuyakalmışım. Annem uyandırdı. Off ya her yerim tutuldu off!!!
Güç bela kendimi yatağa attım ve uyudum.

Merhabalar bu ilk hikayem. Umarım beğenirsiniz..
Yazım hataları varsa özür diliyorum...
💗💗💗💗

MasmaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin