Bölüm~7

33 6 3
                                    

"Seni çok seviyorum."
"Bende seni." derken gözlerim yaşardı.
"Ağlama bebeğim."
"Mutluluktan..."
Sarıldım,sarıldım,sarıldım...
Arkadan bi müzik çalmaya başladı. Bizde dans etmeye başladık. Uzun bir süre dans ettikten sonra salıncakta sallandık. Denize girdik,güneşlendik. Akşam güneşin batışını izledik. Ben Berk'le birlikteyken sanki onsuz yaşayamazmışım gibi geliyordu ama gerçek aşkı o zaman daha bulamamışım. Şimdi bulduğumu hissediyorum. Bu sefer farklı...
Başımı onun omzuna yaslayıp,uyudum. Uyandığımda yanımda bir demet papatya vardı. Ama Selim yanımda yoktu.
"Selimmm." diye bağırdım ama ses vermedi.
İçeri gidip baktım. Hiçbir yerde yoktu. Gitti..
Yere çöktüm  kumla oynamaya başladım. Bi baktım ki elinde torbalarla uzaktan geliyor. "Selimmm." diye koşmaya başladım. Boynuna atladım ve ikimiz yere düştük. Aynı anda kıkır kıkır gülerek yerden kalkmaya çalıştık.
"Sakin ol,yememiz için bir şeyler aldım."
"Ya ben çok korktum."
"Neden?"
"Gittin zannettim."
"Ben senden ölene kadar vazgeçmeyeceğim."
"Seni seviyorum." yanağına bir öpücük kondurdum ve el ele tutuşarak eve doğru yürüdük. Bu gün hiç bitmesin istiyordum. Onunlayken saatler,dakikalar geçmesin istiyordum. Yaşam kaynağım diyebilirdim onun için...
Sandviçler hazırlayıp yedik. Annem bir kez bile aramamıştı. Ona gerçekten inanamıyordum. Neyse bunları düşünmek istemiyorum. Koltuğa uzanmıştım. Orada uyuyakalmışım,Selim öperek uyandırdı. Ay bi anda kendimi uyuyan güzel hissettim.
"Günaydın." dedi gülerek.
"Günaydın."
O  gün, hayatımın ilk öpücüğünü vermiş bulunmaktayım. Selim Eda'ya bırakmıştı beni.
Eda'ya her şeyi anlattım. Odama gidip,biraz dinlendim. Uyuyakalmışım,uyandığımda Eda kahvaltı hazırlıyordu. Kahvaltı yapıp evden çıktım. İşe gittim. Dönüşte yolda baya trafik vardı. Sonunda eve gelmeyi başarmıştım. Bahçeden eve doğru yürüdüm. Posta kutusunu açıp içine baktım. İçinde bir resim vardı.
Resmin arkası çevrili olduğu için kimin resmi olduğunu göremedim. Resmi elime alıp,çevirdim. Bu resim Berk ile benim resmimdi. Berk ile Can'ın doğum gününe gittiğimizde çektirdiğimiz resimdi. Resmi çevirip arkadında yazı falan yazıyor mu diye baktım. Arkasında küçük bir yazı yazıyordu.
Resmin arkasında "Beni özlemedin mi bebişim?" yazıyordu. Allah kahretsin! Pislik! Bebişimmiş. Beni aldattığını bilmiyorum sanıyor. Resmi yırttım ve çöpe attım. Odamda kitap okurken telefonuma mesaj geldi. Mesaj atan kişi Berk'ti. Mesajda şöyle yazıyordu: "Naber aşkım?" Iıııııı sinir oluyorum. Aşkımmış pislik. İğrenç herif. O herhalde ayrıldığımızı bilmiyor salak! Berk'i aradım.
"Alo,Berk."
"Aşkım, oh sesini duydum sonunda."
"Berk yarın buluşalım mı?"
"Olur. Saat kaçta?"
"Öğlen uygun mu?"
"Tamam, yarın öğlen hep gittiğimiz kafeteryada."
"Tamam."
Telefonu kapadım. Berk ile buluşup,artık ilişkimizin bittiğini söyleyeceğim. Off bugün baya yorucuydu.
Ertesi sabah erkenden kalkıp kahvaltı ettim.
İşe gittim. Öğlen oldu,Berk ile buluşmak için kafeteryaya gittim. Bi masada oturuyordu.
Yanına gittim. Sarılmaya çalıştı ben geri çekildim. Sandalyeyi çektim ve oturdum.
"Ne içersin?"
"Bir şey içmeyeceğim. Direk konuya giriyorum. Seninle ilişkimi bitiriyorum. Artık sana karşı bir şeyler hissedemiyorum. Zaten başka bir ilişkim var."
Berk'in yüzü kıpkırmızı olmuştu. Çok sinirlendiği gözlerinden okunuyordu.
"Arya sen ne saçmalıyorsun?"
"Bir şey saçmalıyorum. Senden ayrılıyorum aslında çoktan ayrıldık bile."
"Ama ben senden ayrılmıyorum!"
"Sen benden gayet ayrıldın. Amerika'da iken beni Melisa ile aldattığını biliyorum."
"Bak bunu nereden öğrendin bilmiyorum ama o bir hataydı tamam mı o bir hataydı."
"Tamam falan değil! Artık umrumda değilsin,herkes kendi yoluna!"
Sandalyeden kalktım ve eve doğru gittim.
Ohh üstümden koca bir yük kalktı resmen.
Telim yine çaldı arayan Selim idi. Açtım,konuştuk. Eve geldim,odama çıkıp uyumaya çalışırken zil çaldı. Büyük bi ihtimalle Eda gelmişti. Ama bi dakka Eda her gün anahtarını alıyor. Aşağı indim. Delikten baktım ama koridorun ışığı bozuk olduğu için göremiyordum. Tedirgin bi şekilde kapının kilidini yavaşça açtım. Sonra da kapıyı açtım. Karşımda öyle bir kişi duruyordu ki onu her  zaman yolabilirdim. Kapıdaki kişi Melisa idi.
"Ne var? Niye geldin?"
"Anlamamazlıktan gelme Arya!"
"Saçmalamayı kes ve anlat!"
"Berk ile görüşemezsin. Berk artık benim,ondan uzak duracaksın!"
"Ne diyorsun ya sen? Ne Berk'i? Berk'i zaten isteyen yok al başına çat."
Kapıyı sinirle yüzüne kapattım. Kapının arkasında yere çökmüş şekilde ağlıyordum. Çok sinirlenmiştim. Biraz ağladıktan sonra yerden kalktım. Odama doğru giderken aklıma nerden geldi bilmiyorum ama şu babamla benim resmimin arkasındaki telefon numarası geldi. Belki de babamın numarası. Anı kutusundan fotoğrafı çıkardım. Arkasındaki silinmiş gibi olan numarayı aradım. Çaldı,çaldı,çaldı ama açan yok. Allahım ben kendi şansıma tüküreyim ya off. Babamla ilgili bi umudum vardı o da yok. Telefon titreşti. Arayan numara benim daha demin aradığım numaraydı. Telefonu açtım.
"Alo,kimsiniz?"
"Merhaba ben Arya."
"Arya mı?"
"Evet Arya."
Adamın sesi bi anda kesildi. Sonrada teli kapattı. Bu işin içinde bir iş var kesinlikle. Adam benim adımın duyunca kapattı. Yorgunlukla beraber feci uykumda vardı. Saatin erken olmasını takmadan uykunun kollarına bıraktım kendimi...
Arkadaşlar vote ve yorum atmayı unutmayınız. Sizleri seviyorum💞

MasmaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin