Biraz durdu ve sonra "Peki Masmavi sana neleri hatırlatıyor?" Dedi. Gözlerimi kapatıp hatırlamaya çalıştım.
"Denizi,sonsuzluğu,seni.."
"Beni mi?" Dedi şaşkın şaşkın.
"Evet seni."
Elimden tutup iskeleye götürdü. İskeleye oturup ayaklarımızı da suya soktuk. Su çok soğuk olduğu için ayağımı birden geri çektim.
Denizi uzun uzun seyrettik. Ben hastalığımı düşünüyordum. Selim'i hatırlayamıyorum ama ona Masmavi dediğimi hatırlıyorum. Ve her gün onu rüyamda görüyorum,bu evi görüyorum,bu denizi.
Selim bana dönerek "deniz çok güzel dimi " dedi. "Evet çok güzel sonsuz ve masmavi.."
"Acıktın mı?"
"Pek sayılmaz." Dedim ama midem böyle düşünmüyor olmalı ki gar gur sesler çıkarıyordu. "Anladım. Ben gidip bir şeyler hazırlayayım. "Bende gelicem." Dedim ve ikimiz mutfağa gittik. Selim balıkları kızarttı.
Bende salata yapıp sofrayı hazırladım. Beraber güzel,keyifli bir yemek yedik. Daha sonra biraz sohbet edip eve gittim. Eda ile Can evlenmeye karar vermişlerdi. Bence bu karar çok erkendi.
Daha 20 yaşındaydık. Neyse çok uykum var ben yatıyom. Gece lambamı da kapatıp derin uykuma daldım.
Saat 07.46 alarm çalıyor ve ben alarmı durdurmaya çalışıyordum. Ama durmadı.
Ben de bu yüzden kalkıp duşa girdim. Ilık bir duş aldıktan sonra Eda ile kahvaltı ettik.
Can ile evlenmeye kesin kararlıydı. Ailesinin izin vermemesinden korkuyordu. Ablası Elis izin veriyordu ama babasının izin vericeğini sanmıyorum. Kahvaltım bittikten sonra üstüme en sevdiğim beyaz renk eşofman takımımı giydim. Çantamı hazırlarken telefon sessizde olduğu için titreşti. Selim arıyordu.
"Efendim."
"Napıyosun bugün bir şeyler yapalım mı?"
"Üzgünüm ama bugün okula gitmem lazım."
"Okuldan sonra?"
"Eda ile projeyi tamamlıyacağız."
"Peki görüşürüz"
Telefonu kapatıp yatağa fırlattım. Zengin değildim neden böyle bir haraket yaptıysam.
Çantamın fermuarını kapatıp Eda ile beraber okula gittik.
Okuldan çıkışta bi cafeye gidip bir şeyler içerken projemizi tamamladık. Mimarlık okuduğumuz için sürekli projeler yapmamız normal bir şeydi.
"Selim'le ilgili bir şeyler hatırlamaya başladın mı?"
"Hayır yani evet yani hayır aslında pek sayılmaz. Onunla ilgili hayatımda kocaman bir boşluk var. Her gece aynı rüyayı görüyorum. Gittiğimiz bir ev varya deniz kenarında. İşte o evi,denizi ve Selim'i görüyorum. Ona hep Masmavi diyorum rüyamda. Hatırlamak istiyorum ama hatırlayamıyorum. Onu tekrar sevmek istiyorum ama sevemiyorum. Onu üzüyorum bunun farkındayım. Çünkü o beni hatırlıyor ama ben hatırlayamıyorum. O gerizekalı Erkan yüzünden Masmavi ile ilgili hiçbir şey hatırlayamıyorum."
Ağlamaya başlamıştım. Yaşadığım şeyler hiç kolay değildi. Erkan'ın bana yaşattıkları,annemin bana haber vermeden evlenmesi ve daha bir sürü şey.
"Ağlama beni de ağlatacaksın."
Uzun bir süre sarıldıktan sonra canım tatlı bir şeyler çektiği için çilekli makaron sipariş ettim.
Onu da yedikten sonra eve gittik.
Çekirdek yiyip biraz televizyon izledik.
Sonra da uyudum.***********************************
Selim'le bir haftadır görüşmüyoruz,aramıyoruz. Onunla mutlu olduğumu hissediyorum. Canım sıkıldı.
Üstümü değiştirip ormanda koşuya gittim.
Ormanda Eren'i gördüm.
"Selam Eren."
"Aaa Arya selam." Diyip samimi bir şekilde güldü.
"Selim'e birkaç gündür ulaşamıyorum. Nerde olduğunu biliyor musun?"
"Hayır bende bilmiyorum. Uzun zamandan beri hiç görüşmedik."
"Allah allah neyse ben nereye bakıcağımı buldum. Ulaşırsam sana haber veririm."
"Tamam görüşürüz."
Koşarak deniz kenarına gittim. Yani bizim evimize. Evin içine girdim. Selim koltukta yatıyordu. Masanın üstü bira ve cips paketleriyle doluydu.
Yerlerde birkaç kan damlası vardı.
Endişelenerek nefes alıyor mu diye baktım nefes alıyordu. Burada ne olduğunu anlayabilmek için mutfağa gittim.
Tezgahın üstünde bir sürü yiyecek paketleri vardı. Yerde yine birkaç kan damlası vardı.
Diğer odaya gittim. Yatağın üstünde Selim'le benim fotoğraflarım vardı. Tekrar koşarak salona gittim. Selim'i uyandırmaya çalıştım. Sarhoş olduğu belliydi. Biraz sonra uyandı.
"Arya.." diye kısık bir sesle bağırdı.
"Selim ne oldu burada niye her yer kan?"
"Bira şişesi yanlışlıkla bileğimi kesti." Dedi kesilen bileğini göstererek.
"Peki.." diyip ecza dolabını açıp bileğine sargı bezi sardım.
Acıyla inleyerek yerinde doğrulmaya çalıştı.
Bi süre boyunca gözlerime uzun uzun baktı.
"Seni çok seviyorum." Dedi sırıtarak.
Uzanıp masadaki birayı aldım ve içmeye başladım. Telefonum titreşince irkildim.
Can arıyordu.
"Efendim kanka."
"Selim'le ilgili bi gelişme var mı?"
"Ben buldum nerede olduğunu merak etmeyin bir şeyi yok şuan yanımda zaten."
"Tamam nerdesiniz?"
"Sahildeki beyaz ev."
Telefonu kapatıp masaya koydum. Evden dışarı çıkıp kumun üstüne oturdum. Bi yandan denizi seyredip bi yandan da biramı yudumluyordum.
Denize teslim olsak,buluta, güneşe,aya.
Bıraksak,açsak kollarımızı mutluluğa.
Hep hayal etsek.
Sevgiyi sevsek.
Sarılsak sonsuzluğa..
Selim de yanıma gelip oturdu.
"Bir şeyin mi var?" Dedi
"Yo iyiyim."
"Arya yalan söyleme bir şey olmuş."
"Sanırım gerçekten yalan söylemeyi beceremiyorum."
"Kesinlikle. Peki noldu?"
"Yoruldum sadece. Her şeyden yoruldum. Hatırlayamıyorum. Hatırlayamadıkça seni üzüyorum ama seni üzmek istemiyorum masmavi.."
"Sen beni üzmüyorsun ki. Tam tersine sen benim yüzümü güldüren tek insansın sen olmadan Masmavi olamam.."
Sarıldık. Sımsıkı. Sonsuz. Masmavi.**************************************
Eda ile ben yemek yapıyorduk. Selim'le Can da masayı hazırlıyorlardı. Yemek yiyip film izledikten sonra Eda ile Can gittiler.
"Sen odada yat ben koltukta yatarım."
"Selim hiç gerek yok ben şurada kıvrılıp yatarım."
"Arya geç odaya."
"Peki."
Yatak çok rahattı. Güzel bir uyku çektim.
Saat 11.38 baya uyumuşum. Gülümseyerek camdan dışarı baktım. Güneş tam tepemizden bize gülümsüyordu. İçeri gidip Selim'e baktım.
Hala uyuyordu. Uykucu odun.
Uyurken bile çok tatlı ve masumdu. Sanırım ona aşık oluyorum ya da hep öyleydim.Umarım beğenmişsinizdir💞

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masmavi
Teen Fiction{Aslında hayatımın rengi siyahtı. Siyah varken diğer renkler anlamsızdı benim için. Ama o gün mavi bana bütün tonlarını gösterdi. Ve bende siyahın,karanlığın, acımasızlığın içine mavi kattım. Ama *Masmavi*}