Gece olmuştu.
Sabaha kadar ağlamıştım.
Kendimi ruhum ölmüş bedenim yaşıyor gibi hissediyorum. Biliyorum,genelde bedeniniz ölür ruhunuz yaşar ama normal ölüm benimkisi sizce normal olabilir mi böyle bir durumda?? Umarım Erkan bir daha gelmez.
Kapı açıldı. Laneettt!
"Acıktın mı?" Dedi pis gülüşüyle.
"Bak Erkan gel anlaşalım. Lütfen bırak beni gideyim ya nolur.."
Bi tabure aldı,karşıma oturdu. Ellerini yüzüme doğru götürdü. İki eliyle başımı tuttu.
"Seninle evlenmeden buradan çıkmayacaksın!"
Ellerim sinirden tir tir titriyordu,nefes almakta zorluk çektikten sonra Erkan' nın gözlerine baktım. "Ne evlenmesi be?"
"Seninle evleniceğim Arya."
"Bu bir rüya olmalı ya." Sanırım bunu içimden söylemeliydim. "Rüya değil,gerçek." dedi ve pis bir gülüş attı. "Senden nefret ediyorum."
Bu söylediklerimi duyunca yüzündeki o pis gülümseme gitti onun yerine somurtkan bir mizaç geldi. Aslında ona böyle söylemek istememiştim çünkü insanları kırmak bana göre değil. Noluya ya ben ne düşünüyorum adam seni kaçırdı sen hala onun üzülüp,üzümlüyeceğini düşün.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Başını yere eğip odadan çıktı. Işık sızan pencereye bakmaya devam ettim. Keşke Selim gelse beni buradan kurtarsa...
Sanırım lanet olsun ki yine ağlıyorum.
Bi çıkış yolu bulmalıyım. Erkan'la evlenemem!
Bir umut yansa benim için,bir kez de mutlu olsam? Bir zararım olur mu çevremdeki insanlara? Bir zararım olur mu hiç kimseye ben mutlu olunca?
Ah Masmavi keşke burada olsan...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimi açtığımda bi odada uyandım. Burası eski yıkık oda değildi. Normal bi odaydı.
Erkan rahatımı düşünmüş herhalde yatak,koltuk falan var. Beyaz bir demir yatak,pembe bir üçlü koltuk,perde ve dolap vardı. Kapı birden açılınca korku ile gözlerim kapıya yöneldi. Erkan'nın geldiğini görünce gözlerimi "Sen miydin ya?" edasıyla devirdim.
"Odanı beğendin mi müstakbel karıcığım?"
Neeee d-e-d-i-n seeeenn?
Sinir krizene giriyorum hazır...
Son 1-2-3 ve girdim.
"Höyyytt! Ne karısı ulan? Ne müstakbeli?" İçimdeki Recep İvedik çıktı. Muhahaa
"Eee karım olacaksın ya!" dedi iğneleyeci bir ifade ile. Resmen sinirden bayılıcağım.
Hıı tabii olurum ben senin karın.
"Eee niye geldin yine?"
"Kahvaltını getirdim." dedi ve kucağıma yemek dolusu bir tepsi koydu. "Afiyet olsun!" Dedi,çıktı. Ayı gibi nefes almadan burnumu batıra batıra yedim resmen. Napayım acıkmışım. Sıkıntıdan midem bulanıyor.
Yatağa uzanıp azıcık uyudum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Uyandığımda yanımda Erkan oturuyordu. Uyurken beni izlemiş olamaz ya. Hemen toparlandım. "Günaydın." dedi gülerek.
"Sanada."
"Hadi gel sana evimizi gezdireyim."
"Ne? Evimiz derken?"
"Evet burası bizim evimiz."
Gözlerimdeki yaşlara veda ettim. Şimdi ben sevmediğim hatta nefret ettiğim biriyle beraber mi yaşayacağım? Hayıııır!
"Bak ben seninle evlendiğimde de mutlu olmayacağım. Hatta seni de mutsuz edeceğim."
"Anlamıyorsun işte ben seni çok mutlu ediceğim. Hemde çok.."
"Hayır! Edemeyeceksin çünkü ben seni sevmiyorum."
Çok sinirlendiği yüzünden anlaşılıyordu. Açıkçası korkmadımda değil yani.
Birden elimden çekti. Odadan çıktık. Resmen peşinde sürükleniyordum. Arabaya bindirdi. Ben ne kadar bağırsamda durmadı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Deniz kenarında bir yerde oturuyorduk. Denizi izliyordu. "Neden buraya geldik?"
"Kes sesini." diye bağırdı. Ağlayarak ona baktım. Göz göze geldik. "Özür dilerim." dedi titreyen bir sesle. "Çok korkutuyorsun beni."
"Özür dilerim. Seni her şeyden korucağım. Kendimden bile.."
Bu konuşmayı daha fazla sürdürmek istemediğim için denizi seyretmeye başladım.
Nefes almakta zorluk çekiyordum. Sizce normal mi? Sanırım onsuz nefes bile alamıyorum. Kim olduğunu biliyorsunuz ama yine de söyleyeyim çünkü adını bile söyleyince kendimi iyi hissediyorum. Adı, Masmavi...
O sırf benim Masmavim değil, o aynı zamanda benim denizim,güneşim,bulutum kısacası her şeyim... Ben yine dalıp gidiyorum. Yine odaya hapsedildim. Sıkılmaktan sıkıldım resmen durum o kadar vahim sizin anlayacağınız.
Buradan nasıl kurtulacağım? Nasıl? Evin önünde de bir sürü adam var. Camı açtım. Adamlar arka taraftaydı. "İmdattt! Kurtarın beni." Diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Ama fayda etmedi. Sanırım Erkan evde değildi. Bu fırsattan yararlanarak mutfağa gittim. Buzdolabını açtım. Karnım acıkmıştı çünkü. Ama burada sırf ilaçlar vardı. Yemekte yok. Ben artık dayanamayacağım. İntihar ediceğim. Bütün ilaçları odama taşıdım. Halıya oturdum. Hepsinden avuç avuç mideye indirdim. Gözlerim kapanmaya başlayınca sadece şunları söyleyebildim. "Hoşçakal Masmavim..."Erkan'nın ağzından...
Eve geldim. Arya'ya bakmak için odasına gittim. Kapıyı açtığımda yerde yatıyordu. "Aryaaa ne oldu?" dedim cevap vermedi.
Yanına eğildim,nefes alıyor mu diye baktım. Nefes aldığını anlayınca rahatladım. Masada bir sürü ilaç kutusu vardı. Nasıl ya? Olamaz!
Kucağıma aldım ve hastaneye götürdüm.
Yoğun bakımdaydı.
"Durumu nasıl?"
"Hayati riski var. Çünkü yüksek miktarda ilaç içmiş. İçtiği ilaçlar birde ağır olunca midesini yıkadık. Şuan yoğun bakımda."
Doktor gitti. Lavaboya gittim, yüzümü yıkadım.
Yere çömelip ağlamaya başladım. Ona zarar vermek istemedim. Ona zarar vermek istemedim. Beynimde bu cümle tekrarlandı. "Ama verdim. Ona zarar verdim." Diye bağırdım ve aynaya bir yumruk attım. Ellerim kan içinde kalmıştı. Sakinleştirici iğnemi yaptım,sakinleştim.Selim'in ağzından...
Nerde şuan? Kiminle? Ne yapıyor? İyi mi? Allahım sen yardım et! Ona güç ver..
Gerekirse ben ölürüm ama o yaşasın. Geri dön,lütfen geri dön.
Her şeyini özledim. Yüzünü,bakışını,deniz mavisi gözlerini,sesini özledim Arya.
Ama en çok bana "Masmavi" diyişini özledim...Arkadaşlar merhabalar👋
Bu bölüm baya olaylı oldu. Umarım beğenirsiniz❤️❤️😇
Kısa oldu biraz kusura bakmayın🍓
Vote ve yorum atmayı unutmayın❤️
Yeni bölümde görüşmek üzere👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masmavi
Fiksi Remaja{Aslında hayatımın rengi siyahtı. Siyah varken diğer renkler anlamsızdı benim için. Ama o gün mavi bana bütün tonlarını gösterdi. Ve bende siyahın,karanlığın, acımasızlığın içine mavi kattım. Ama *Masmavi*}