Bölüm~11

27 2 0
                                    

Sabah Eda ile güzel bir kahvaltı ettik. Dün gecede aynı rüyayı görmüştüm. Üç gündür aynı rüyayı görüp duruyordum. Yine masmavi gözleri olan bir çocukla el ele tutuşmuş deniz kenarında yürüyorduk. Rüyamdaki çocuk o Selim denen çocuktu. Neden tanımadığım ama onun beni tanıdığı birini rüyamda görüyordum ki. Ayrıca o beni nereden tanıyordu?
Eda aşağıdan beni çağırıyordu. "Efendim Eda?"
"Arya gel annen geldi seni bekliyor."
Annem mi? En son Erkan beni kaçırmadan önce anneme küsmüştüm. Çünkü beni unutmuştu resmen. Amerika'dan döndüğümde beni karşılamaya gelmemişti,benden habersiz Necmettin denen o herifle evlenmişti,kaçırıldığımda acaba beni bulmak için çaba sarfetmişmiydi? Aşağı indim. Annem koşup boynuma sarıldı.
"Kızım iyi misin?" Dedi elleriyle yüzümü tutarken. "İyiyim. Bir şeyim yok."
Ağlamaya başladı. Onu görünce bende ağladım. Tekrar sımsıkı sarıldık. Sonra da kahve içip özlem giderdik.

Selim'in ağzından...

Arya nasıl beni hatırlamaz. Bu işte bir iş var. Erkan Arya'nın hafızasıyla ilgili bir şey yapmış olabilir mi? Telefonumu elime alıp insanların hafızası silinebilir mi diye ufak bir araştırma yaptım. İnsanların beyninden bazı olaylar silinebilirmiş. Hatırlamanın yolu o anıları tekrar yaşatmakmış. Bunu yapmış olmalı Erkan. Ona hatırlatmalıyım her anıyı.
Tekrar bana Masmavi demeli..

Arya'nın ağzından...

Annemle vedalaştıktan sonra yatağımın altındaki "Anı Kutumu" çıkardım. Bu kutuda yaşadığım güzel anılarla ilgili birkaç eşya vardı. Mesela kırmızı araba gibi,bazı fotoğraflar filan ve bir tane üstünde "Selim" yazan bir makaron kutusu vardı. Boş bir makaron kutusunu niye saklamışım ki? Kim bu Selim ya? Ben niye hatırlamıyorum? Neyse kutuyu kapatıp tekrar yatağımın altına koydum. Camın kenarına oturup denizi seyrettim. Küçüklüğümden beri sevmişimdir denizi çünkü deniz,sonsuz ve masmavidir her zaman. Eda yanıma gelip oturdu. "Gerçekten Selim'in kim olduğunu hatırlamıyor musun?"
"Hayır. Bana kim olduğunu söyleyecek misin artık?"
"Selim'le Amerika'da tanıştın. Sonra İstanbul'a beraber geldiniz. Aynı cafede karşılaştınız. Evin önüne gelip seni deniz kenarında bir yere götürdü. İki gün orada beraber kaldınız. Sana orada ilan-ı aşk etti. Çıkmaya başladınız. Sonra sana bir not geldi. "Kırmızı arabayı istiyorsan ormana gel." Diye bir nottu. Selim'le beraber gittiniz ormana. Orada da Erkan seni kaçırdı.
Selim seni bulmak için ne kadar uğraştı bilemezsin. Sonra seni bulduk. Ama sen Selim'i hatırlamıyorsun öyle mi?"
Gözlerimi kapatıp hatırlamaya çalıştım. Ama hatırlayamadım.
"Maalesef hatırlayamıyorum." Dedim üzgün bir şekilde. Eda da üzülmüştü. Yüzünden belli oluyordu. Hatırlayamamak benim suçumdu işte bir şekilde o günleri hatırlayamıyordum.
Keşke hatırlayabilseydim ama olmuyor.
"Ben biraz yürüyeceğim ormana gidiyorum."
"Dikkatli ol!"
"Tamam."
Spor kıyafetlerimi giyip evden çıktım. Ormana gittim. Ve müzik dinleyerek yürüdüm. Birden başım dönmeye başladı. Başımın dönmesi kötü bir şeylerin habercisi olduğu kesindi ama ne?
Ağaca yaslanarak derin derin nefes almaya başladım. Burnumda ıslak bir şey hissetiğimde elimle ıslaklığa baktım. Burnum kanıyordu. Yanımdaki peçeteyle burnuma tampon yaptım. Hızlı adımlarla eve doğru gittim. Eda kapıda beni kanlı kanlı görünce şok oldu.
"Arya iyi misin? Bir şeyin var mı? Buz falan getireyim mi? Kim yaptı? Ne oldu? Bu orman lanetli galiba. "
"İyiyim sakin ol sadece biraz burnum kanıyor. "
"Yarın beraber doktora gidelim."
"Gerek yok."
"Gidicez o kadar."
Oflayıp odama çıktım. Laptopumu alıp güzel bir film izledim. Filmde bi kız kaza geçirip hafızasını kaybediyordu. Sevgilisi ona her şeyi tekrar yaşatıyordu. Ama ne yaparsa yapsın kız onu hatırlamıyordu. Filmin sonunda çocuk motor kazasında ölüyordu. Kız çocuğun cenaze töreninde her şeyi hatırlıyordu. Ağlamaktan gözlerim kızarmış bi şekilde uyudum.
Ertesi gün Eda ile birlikte eski doktoruma gittik. Selim denen çocuk da gelmişti.
"Hoşgeldin Arya nasılsın?" Dedi doktorum
"İyiyim sadece dün biraz burnum kanadı ve başım döndü o yüzden kontrol için geldim."
Doktor genel bi kontrol yaptıktan sonra üzgün bir ifadeyle yüzüme baktı.
"Arya üzgünüm ama beynindeki tümör yine nüksetmiş ve beyinde başka yerlere sıçramış."
Her şey bitti derken yeniden bu acıya dayanamam. Eda ile Selim kapıda bekliyorlardı. Odadan çıkıp yanlarına doğru gittim. Eda bana dönerek "Bir şeyin var mı?"
"Hiç bir şeyim yok sadece beynimde yine bir tümör oluşmuş ve beynimde başka yerlere de sıçramış. " alaycı bir sesle.
İkiside yüzüme ölücekmişim gibi bakıyordu.
Eda ile eve döndük. Aradan bir hafta geçmişti. Bütün gün öyle boş boş yatıyordum.
Habire bir yere dalıp gidiyordum. Birkaç kez daha burnum kanamıştı. Kendimi halsiz hissediyordum. Ve herkes bana son günlerimmiş gibi çok iyi davranıyordu.
Evde yalnızdım. Kapı çaldı.
"Selam Arya." gelen kişi Selim denen çocuktu.
"Selam gelsene içeri." Salona geçip oturduk.
"Sana her şeyi yeniden yaşatacağım."
"Kendini tanıtmaktan başlayabilirsin."
"Tamam. Ben Selim Yaman 20 yaşındayım. Seninle Amerika'da tanıştık. Bir kursta. Kuzenim Eren vardı. Üçümüz takılıyorduk. Hatta beraber film izlerken uyuyakalmıştık. Sonra beraber İstanbul'a dönmüştük. Tabii ya ben seni nereye götüreceğimi biliyorum. Kalk hazırlan hadi Arya."
Kolumdan tutarak beni koltuktan kaldırdı.
Tamam itiraf ediyorum çok tatlı biriydi.
Beraber deniz kenarında bi eve geldik. Ben bu evi bir yerden hatırlıyorum. Nerden? Nerden? Nerden? Evettt evett buldum ben burayı her gün rüyamda görüyorum. Burası orası.
"Hatırladın mı bir şeyler."
"Sadece rüyamda bu sahili görmüştüm senle beraber yürüyorduk her gün aynı rüyayı görüyorum. "
"Rüyanda her gün beni ve bu sahili mi görüyorsun. O zaman hafızandan tam silinmemiş bazı şeyler hala bazı şeyleri hatırlayabiliyorsun. "
"Birde rüyamda sana sürekli "Masmavi" diyip duruyorum. "
"Masmavi mi diyorsun?"
"Evet Masmavi.."

Bu bölüm biraz kısa oldu arkadaşlar inşallah beğenmişsinizdir♥♥♥

MasmaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin