Multimedya da hikayenin tanıtımı var. İnşallah beğenirsiniz.
İYİ OKUMALAR.........
"Yaprak, ne oldu da bu saatte arıyorsun beni?"
"Kızım sen akşam vakti neredesin? Evi aradım yoksun. Birde annene hesap vermek zorunda kaldım. Son anda toparladım. Bizde kalacağını söyledim. Hemen buraya gel."
Yalnız kalmak istiyordum. Yaprak'ın sinir dolu çıkışı da beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Belli ki bir sıkıntısı vardı ama benden bugün iyi arkadaş olmamı beklememeliydi. Kendi derdimle baş başa zaman geçirecektim. Annemle kavga etmiştim. Gereksiz ama beni kızdıran bir tartışmaydı. Bende hızla evden çıktım. Şimdi de sıklıkla kullandığım dağ evine gidiyordum. Huzuru bulduğum tek yerdi.
"Ben kafa dinleyeceğim. Dağ evine gidiyorum. En geç üç gün içinde geri dönerim."
"Annen ne olacak. Valla ben uğraşmam bilesin."
"Bizde kalıyor de geçiştir. Ötesine karışmaz zaten. Onu bile sormaz da neyse yani."
"İyi, telefonunu açık tut. Aradığımda ulaşayım."
Oflayarak "Tamam" dedikten sonra telefonu kapattım. Cidden etraf çok karanlıktı. Etrafta ağaçlardan başka birşey olmadığı için hafiften tırsmıyor değildim. Daha önce akşam vakti bu yoldan geçmemiştim. Yolu görmekte zorlanıyordum.
Anlamadığım anda önüme biri atladı. Kısa bir çığlıkla karşılasamda çoktan çarpıp geçmiştim. Adam arabanın sağ yan köşesinde kalmıştı. Arabadan inmeye cesaret edemiyordum. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Nefes alışverişlerim hızlı ve sesliydi. Ellerimi yüzüme getirerek "Ne yaptım, ne yaptım ben" diye sayıklıyordum.
Silah sesi duyuldu. Ateş eden kişi her kimse beni hedef almıştı. Daha fazla beklemeyerek arabayı hızla sürmeye başladım. Yeterince uzaklaştığımda azda olsa rahatladım. Olanlar hakkında hiçbir yorumum yoktu. Düşüncelerim kaybolmuştu.
Sürekli arkayı kollayarak arabayı sürdüğüm için nereye gittiğimi bilmiyordum. Aklımı toparlayıp gittiğim yöne daha dikkatli baktığımda aniden arabayı durdurdum. Ben nereye gidiyordum? Yanlış yola girmiştim. Bulunduğum yer hakkında hem bilgim yoktu hemde aşırı ürkütücü bir havası vardı. Korkmuştum. Gözlerimi dehşetle açarak bakmaya çalışıyordum fakat pek birşey göremiyordum. Karanlığı bozan arabamın farları artık yetemiyordu.
Telefonu elime aldım. Sinirle sıkmaya başladım. Sebebi çekmiyor olmasıydı. Ana yoldan çok uzaklaşmıştım. Geri dönmeye de çekiniyordum. Tekrar adamlara yakalanırsam sağ çıkamazdım herhalde. Ayrıca çarptığım kişi ölmüş müydü acaba? Arabamın ön camının bir kısmı çatlamıştı. Adam ölmüşse ve diğerleri bu yüzden peşime düşerse diyede bir tedirginliğim oldu.
Yola devam etmekten başka bir şansım yok gibiydi ama bildiğin toprak araziye girmiştim. Arabayı tekrar sürmeye çalıştım. Bundan daha kötü ne olabilir demeyin. Arabam bozuldu. Her yerim korkudan titrese de arabadan indim. Aslında arabadan uzaklaşmak gibi bir niyetim yoktu. Birilerinin gelmesi ihtimaline karşılık saklanacaktım. Ağaçların arasına karıştım.
İlerlediğimde cılız bir ışık gözüme çarptı. Burada yaşayan mı vardı? Kesin bu psikopatlardı. Işığa doğru yaklaştım. Gittikçe güçlenen ışığın bir evden çıktığına emindim. Dalların arasından eve baktım.
Bahçede oturan biri vardı. İçeceğini yudumlayıp ormana doğru bakıyordu. Yüzünü göremiyordum. Baktığı yöne ters kalıyordum. Yavaşça ağaçların arkasından ilerlemeye devam ettim. Nasıl birşeye bastığımı bilmiyordum ama ayağım feci şekilde burkulmuş ve ben yere serilmiştim. İnlememde cabası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN GÜZEL MEVSİMİM (Tamamlandı)
Chick-Lit'Bazen en önemli şeyler beklenmedik yerden çıkar' Beklenmeyen yerden çıkan acılar mesela... En çok can yakan noktadır. Neden mi? Beklemedikleriniz güvendiklerinizdir de ondan.