Saplantılı Aşık

278 32 85
                                    


Salman'ın yüzüne kapıyı kapattıktan sonra dalga geçmesi aşkımla sevdamla dalga geçmesi aşırı derecede sinirlenmeme sebep olmuştu. Sinir tüm hücrelerimi sararken uyku namına bir şey kalmamıştı. Mutfağa geçip kendime kahve hazırlamaya başladım. Mutfakta bulunan yemek masasına geçip oturdum kahve pişerken. Masada parmaklarımla ritim tutmaya başladım. 

Sinirlenmiştim, üzülmüştüm, kırılmıştım. Salman benim dostumdu. Bana nasıl bunu yapabilirdi, aklım almıyordu. Kahve pişmiş ve kokusu tüm eve dağılmıştı. Ayağa kalkıp kahvemi aldıktan sonra salona, Adya'nın evlerini gören cama geçtim. Perdemin arkasından izliyordum. Kahvemi yudumlarken aklımda planlar yapmaya çalışıyordum. 

Salman'a ceza vermek ancak Priya üzerinden olabilirdi. Bu yüzden Salman'ı dışarıda tutacaktım. En önemlisi büyük konuşmuştum ve ben ne zaman büyük konuşsam dediğimi yapardım. O camın önünde ne kadar zaman geçirdiğimi bilmiyorum. Elimde duran boş bardakla öylece kalmıştım ve hava kararmıştı. 4 saat yakınmak ve üzülmek. Zaman zaman kızmak. 

Mutfağa dönüp bardağı bangoya bıraktıktan sonra yatak odama geçip üzerime beyaz bir gömlek giyip altıma da kumaş pantolonumu giydim. Gömleğimin uçlarını eskisi gibi pantolonumun içine sokuşturdum. Aynaya geçip saçlarımı yatırıp aynanın önünde duran özel kutunun içindeki takma bıyığımı dudaklarımın üstüne özenle yapıştırdım. 

Gözlüklerimi takıp derince bir nefes aldıktan sonra odamdan çıktım. Hol de ağır adımlarla yürüyüp ayakkabılığımdan spor ayakkabılarımı alıp giydim ve anahtarlarımı alıp evden çıktım. Salman'ın kapısına bir iki saniye baktıktan sonra merdivenlerden inip Priya'nın camının altına yürüdüm. Kızların camları yere bir merdiven kadar yakındı. 

Yerden bir küçük taş alıp Priya'nın camına attım. Etrafıma bakıp beklemeye başladım. Bir iki dakika sonunda bir kıpırdanma olmayınca tekrar bir taş bulup tekrar olarak camına attım. Perde açılıp sinirli gözlerle ve dağılmış saçlarıyla camı açan Priya'ya gözlerimi açmış bakıyordum. Nedense az sonra beni dövecekmiş gibi bir his içimde yükseliyordu. 

"Shah Rukh."

"Priya. Aaa şey özür dilerim. Rahatsız ediyorum ama konuşabilir miyiz?"

Derince bir nefes alıp verdi ve kollarını göğsünde birleştirdi. Sanırım yumuşuyordu.

"Şimdi mi?"

"Evet. Müsaitsen şimdi konuşalım."

Sesimi alçak düzeyde tutmaya çalışıyordum. Adya'nın duymasını her şeyin mahvolmasını istemiyordum.

"Tamam. Bekle geliyorum."

Camı kapatıp içeriye döndüğünde sırtımı dönüp ortadaki süs havuzuna yürüdüm. Belki bir 15 dakika sonunda üzerinde beyaz bir badi ile altında bir siyah eşofman altı ile gelebilmişti. Bunları giyip gelmek ne kadar sürebilirdi? 

"Evet Shah Rukh seni dinliyorum."

Saçlarını toparlayıp kollarını göğsünde birleştirdi. Salman'ın cama kaçamak bakışlar atıp Priya'ya baktım.

"Benim hakkımda her şeyi öğrenmişsin."

"Evet öğrendim. Aslında tahmin ediyordum ve haklı çıktım."

"Bunları neden yaptığımı da biliyorsun?"

"Evet biliyorum. Aşktan ötürü. Shah Rukh merak etme Adya seni seçti. Salman belki söylemiştir. Senin kalbini kırdığı için senden özür de diledi."

"Adya öyle mi dedi?"

Şaşırmıştım çünkü Salman bundan hiç bahsetmemişti. Beni sinir etmişti ve üstüne de beni seçtiğini söylemişti. Gerçekler nelerdi?

UYUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin