& 26 &

15.3K 574 17
                                    

EYLÜL' ÜN ANLATIMI

Herkes Gizem'in arkasından çıktı. İçeride Yiğit ve Mert kaldı. Ne yapacaktım ben kendi derdimle cebelleşirken birde bu olay vardı. Kapı açıldı içeri biri geldi.

"Eylül Polatlı siz misiniz?"dedi bana bakarak

"Evet"dedim

"Bu sizin şuraya bir imza atar mısınız lütfen"dedi elinden bir zarf verdi.

"Bir imza atıverin."dedim benim merak ettiğim asıl zarfın içindeki idi. Bana ne gelir ki. Yiğit imzayı attı çocuğu yolladılar. Ama ben solumla bu zarfı açamıyordum.

"Yardım edin"dedim Yiğit zarfı aldı ve açtı. İçinden bir kağıt benzeri bir şey birde telefon çıkardı. Kağıdı bana verdi aslında bir fotoğraftı. Bizim beraber olduğumuz zamanki aile fotoğrafımızdı. Gözlerim dolmaya başladı. Yiğit bu seferde telefonu uzattı. Solumla aldım kilidini açtım. Benim fotoğrafım vardı küçüklük. Bu neydi acaba bilmiyordum.

"Kim yolladı bunları Eylül" Dedi Yiğit

"Ya kardeşim yada anne, babam. "dedim

"Başkası olma ihtimali"dedi Yiğit tekrar

"Yok, benim bu fotoğrafım sadece bizimkilerde var."dedim kafasını salladı.

"Telefon ne alaka peki"dedi Yiğit

"Bilmiyorum, benimle konuşmak istedilerse telefon vermiş olabilir ya da kardeşim ulaşamadıysa..."dedim

"Hiç not falan yok mu peki"dedi Mert. Yiğit zarfa tekrar baktı ufak bir kağıt çıkardı. Bana verdi. Telefonu kucağıma bıraktım, kağıdı aldım bu seferde okumaya başladım.

""Kızım uzun zaman oldu seni çok özledik. Eline geçtiyse bizi o telefondan ara. Hatalıyız biz kabul ettik... Affet bizi kızım... Sonbaharda açan Eylül çiçeğim "" yazıyordu. Ağlamaya başlamıştım dokuz seneden sonra ilk defa böyle bir şey gelmişti. Her şey üst üste gelmişti. İşler daha da zordu. Ağladığım için Yiğit ile Mert kağıdı aldılar.

"Sen niye ağlıyorsun yanlış gelmiş olabilir. "dedi Mert

"Sadece babam böyle söylerdi."dedim daha da ağlamaya başladım. Yiğit ban sarıldı bende ona sarıldım solumla, ağlıyordum da. Bir süre böyle kaldık.

"Eylül tamam bak ailen seninle konuşmak istiyor bunun neresine ağlıyorsun."dedi Yiğit uysal sesiyle.

"Dokuz seneden sonra ilk defa benimle konuşmak istediler. Bir kere bile aramadılar ta ki bugüne kadar...  Neden hep ben, neden üst üste geliyor?"dedim Yiğit geri çekildi göz yaşlarımı sildi. İki elini yüzüme yerleştirdi.

"Ağlama bu güzel bir şey ara konuş sana da iyi gelecek. Eylül bu iyi bir şey konuş hasret gider hatta buraya yanına çağır ya da seni götüreyim yanlarına. Bir şey söyle bana, konuşacaksan yalnız kal istersen biz çıkalım"dedi Yiğit. Kafamı hayır anlamında salladım. Kapı açıldı.

"Eylül hala yürümü.. Ne oldu Eylül sana, neden ağlıyor Eylül, ne yaptınız lan kıza!"dedi Engin yanıma gelirken

"Bana bak ne oldu sana söyle güzelim... Eylül hadi konuş Eylül, Eylül konuşsana"diye bağırmaya​ başlamıştı.

"Bağırma"dedim.

"Tamam ne oldu anlat hadi"dedi Engin. Sustum yine nesini anlatayım ki.

"Gizemi çağırın"dedi Engin. Mert çıktı hemen beş dakika geçmeden daha Gizem girdi içeri ona da bakmak istemiyordum kimseyi görmek dahi istemiyordum. Beni Yiğit ile sevgili olmam konusunda zorluyordu resmen. Bana sarılmaya çalıştı sarıldı da ama ben sarılmadım, sarılmayacaktım da.

MAFYA'NIN PRENSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin