1.4 : tuz

552 52 0
                                    

Ben: senenin son okulla harmanlanmış haftası ve ben çok mutluyum
Bir yandan muzlu sütümü yudumlarken pazar günlerinin eğlenceli aktivitelerinden birini yapıyordum: kıçını kaldırmamak!
Öte yandan, ailem geleli bir gece olmuştu ve onların yüzünü sadece üç kere gördüğüme yemin edebilirdim. Üstelik oradan bana bir şey almadan gelmişlerdi! Gerçi hoş, bunu telafi etmek için odama bir dilim fıstık kremalı çizkek getirmişlerdi ve bu oldukça işe yaramıştı.
Ben: derslerimin hepsini verdim
Ben: ayrıca eve dönerken staj yapabileceğim harika bir yer buldum
Ben: bir fırın!
Staj yapmak için çalışacağım yer bile hazırdı. Hiçbir şey keyfimi bozamazdı!
Denisse Rymonds: sahiden mi
Ben: evet gönüllü çalışabileceğimi söyledim
Ben: kadın fazla iyi biriydi
Ben: bana marmelatlı kurabiye tarifi verdi ve eğer doğru pişirirsem işi alacağımı söyledi
Denisse Rymonds: ve??
Ben: YARIN BAŞLIYORUM!!!!
Ben: yarım zamanlı çalışacağım
Ben: daha iyisi olamazdı
Kısa bir aradan sonra şans tekrar kapıma uğramıştı. Bu yüzden daha fazla üşengeçlik yapmadan ayaklandım ve ılık bir duş alarak yarın sabah için şimdiden giyeceğim şeyleri hazırlamaya başladım. Üzerime pembe ve baharlık bir elbise seçtim ve altına bej rengi babetlerimi çıkardım. Minik, zincirli bir çanta ile tamamladıktan sonraysa kendimi yatağıma attım.
🍰🍰🍰
Pastel tonlarıyla boyalı tahta verandadan fırına giriş yaptığımda kapıdaki zil birkaç defa çınladı. "Campbell Bakery, hoş geldiniz!" Bayan Campbell beni görür görmez gülumsedi. "Ah, Bianca, sen miydin? Merhaba tatlım."
"Merhaba, Bayan Campbell." Gülümsemesine karşılık verdim. İçeri ilerleyip askıdan fırın önlüğümü aldım ve üzerime giydim.
"Dikkat et," diye seslendi Bayan Campbell tatlı bir ses tonuyla. "Fırın çok sıcak; ekmekler yeni çıktı. Bu arada," bir şey hatırlamış gibi parmağını havaya kaldırdı. "Çizkek tarifini masana bıraktım." 
Dudağımı ısırdım. "Bayan Campbell, tarife küçük eklemeler yapabilir miyim?" diye sordum çekingen bir tavırla.
Bayan Campbell bu halime tekrar güldü ve sırtıma dokundu. "Sonucu daha iyiyse bunu her zaman yapmalısın, küçüğüm."
"Teşekkür ederim!" Gülümsedim ve içeri girmeden önce seslendim. "Ben mutfaktayım."
Bayan Campbell'in masama bıraktığı baz için kullanacağım çizkek dolgusu tarifine göz attım.
2 yumurta
400 gram krem peynir
200 mililitre süt kreması
250 mililitre ekşi krema
200 gram şeker
1 yemek kaşığı vanilya özü
1 limon rendesi
Tarifin altına keyifle bir malzeme daha ekledim.
200 mililitre krem şanti
Çünkü bu tarifin ihtiyacı olan tek şey biraz hafiflik katacak olan krem şantiden başka bir şey değildi. Tarifi bir kez daha okurken içeride bir hışırtı işiterek yerimde irkildim.
"Şşş!" Bu da neydi? "Öyle bir şey mümkün değil. Bu çok klişe olurdu! Burada yakalanmayız." Tanıdık ses konuşmaya devam ederken birkaç adım atarak depoya doğru ilerledim. Kapı hafifçe açıktı ve içeride iki kişi olduğunu görebiliyordum ama birinin sırtı dönüktü. Bir kız olduğunu fark ettim.
"Ama Miranda-
Evet! Yüzünü gördüğüm kız Miranda Wilmer'dan başkası olamazdı. Öyleyse karşısındaki de Eliot oluyordu.
"Güzelim, dışarda buluşsaydık daha kötü olurdu. Annem erkek kardeşim hastalandığından beri evde dolandığına göre burası elimizde olan en güvenli yer. Ayrıca halamlar hala düzgün bir fırın ustası bulmakla uğraşıyorlar ve muhtemelen yakında iflas edecekler." Kıkırdadı, ardından yaklaşarak Eliot'ın belini tuttu.
"Seni özlüyorum. Buna bu şekilde devam etmek sinirimi bozuyor. O kızı dinlemekten bıktım," diye fısıldadı Eliot. Şimdi hangi kızı dinliyordu? Ah muhtemelen yine birinin duygularıyla oynuyordular!
"Bunu konuşmayalım. Gel buraya, bebeğim." Miranda onu kendine çekerek dudaklarını Eliot'ınkilerle birleştirdiğinde birkaç adım geriledim ve arkamı dönecekken fırın tezgahına çarptım.
Lanet olsun!
"Kim var orada?" Miranda beni görmeden minik adımlarla mutfaktan ayrılmadan önce bir kez daha sinir bozucu kıkırtısını işittim. "Harika, sanırım fırın da çökmeye başladı."
🍰🍰🍰
Eve vardığımda yaptığım ilk şey kendimi koltuğa atmak oldu. Ne kadar şanslı olduğumu düşünürken staj yaptığım yerin Miranda'nın halasına ait olduğuna inanamıyordum! Oysaki bugün şanslı külodumu giyiyordum! Kendimi düşüncelerimle boğarken gelen mesaj sesiyle yerimde sıçradım. Bugün her şeyden fazla korkuyordum. Ekran kilidini kaydırıp mesaja tıkladım.
Eliot Denmaire: seninle konuşmak istiyorum
Eliot Denmaire: bu sefer konu benjamin değil
Eliot Denmaire: bir şeyler yanlış gidiyor ve konuşmalıyız
Eliot Denmaire: mesajımı alınca bana geri dön
Eliot Denmaire hala benden ne istiyordu?
Ben: ne var
Eliot Denmaire: miranda bir şeyler planlıyor ve seni uyarmalıyım
Eliot Denmaire: aptal bir eşek şakasının peşinde olduğuna eminim
Ben: bunu bana neden söylüyorsun
Ben: bırak da ne olacağını bilmeyerek şakanın kurbanı olmanın hakkını vereyim
Eliot Denmaire: sen tam bir aptalsın
Eliot Denmaire: ve hala sana değer verdiğimi göremiyorsun
Ben: çünkü yarama tuz basmaktan başka bir şey yapmıyorsun eliot
Ben: benimle oynuyorsun ve benden af dilerken
Ben: yine de gidip onu öpüyorsun
Eliot Denmaire: onu öptüğüm falan yok
Eliot Denmaire: sadece yüz yüze konuşalım
Eliot Denmaire: son kez
Ben: iyi
Ben: seninle görünmek istemiyorum
Ben: okul çıkışında tiyatro salonuna gel.
Ben: Kuliste olacağım

🍰 Çantada Çizkeklik ⚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin