Eve geldiğimde annem sanırım mutfağa su içmeye inmişti.
''Elda okula gitmeyecek miydin sen?''
''evet annem erken bitti işimiz.''Saat çok geç olduğu için anneme yalan söylemek zorunda kalmıştım.Çok yorgundum . zor bir gün geçirmiştim.Ama kendimi oldukça iyi hissediyordum.Şimdi geriye sadece mert'in açığını yakalamak kalmıştı.Yorganı boynuma kadar çektim.
Neden? Bana neden bunları yapıyor du ki?Gözlerimi kapatıp sabahın olmasını bekledim.Uyandığımda hafta sonunun tüm güzelliği dolmuştu içime.Gözlerim odamdaki bilgisayarın gitmesiyle oluşan boşluğa takıldı.''neyse ki hepsi bitecek''dedim kendime.Bence güzel bir kahvaltıyı hak etmiştim artık.
Annem mutfakta salatalık hazırlarken omuzlarından sıkarak yanağına bir öpücük kondurdum.
''Günaydın kraliçem''
''Günaydın prenses''
Bu kadın her sabah bu kadar enerjiyi nereden buluyordu çok merak ediyordum doğrusu.Mutfak tezgahında salona götürülmeyi bekleyen tabaklara ilişti gözlerim.Giderken yanıma bir iki tanesini alsam bir zarar çıkmazdı.İş yapmama kuralım bozulacaktı ama annemi o an daha bi çok sevmiştim.
Mutfaktan çıkar çıkmaz elimdeki tabakların fayansla birleşme sesi yayılmıştı her yere.Yemek masasının üstünde duran kahverengi peluş ayıcık dün Mert'in dolabında gördüğümün aynısıydı.O an buna her şeyin üzerine yemin edebilirdim.Evet oydu. En başından beri oydu.Ve şimdide dalga geçiyordu benimle . Ayıcığı tutup anneme gösterdim.
''Bunu nereden buldun anne?''
Annemin boğazı düğümlenmişti.Bir yerdeki kırık tabaklara birde elimdeki peluş ayıya bakıyordu.Sabah baban işe giderken kapının önünde buldu. Senin şebekliğin sanmıştık.
Ayıyı alıp içi açılıyor mu diye iyice yokladım.Hayır,içini açan herhangi bir yeri yoktu.Sonra iki kulağın arasında kalan derin dikiş izlerine takıldı gözlerim.Ellerimle ayının kafasını ikiye ayırdım.Bir not çıkmıştı içinden
''seni de ben büyütüyorum ''
# nyks
Anneme döndüm o an kadın hayretler içinde kalbini tutuyordu.Bense zafer kazanmış gibi hissediyordum kendimi , içimde zerre kadar korku yoktu.
-elda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyopat (TAMAMLANDI)
Horrorölüm kokusunu anlayacak kadar ölüme yakınım . tekrar dünyaya gelemeyecek kadar aciz. kimim ? neyim ? eğer bunların cevabını bilseydim ne ben şu an bu klavyenin tuşlarına dokunurdum ne de sen bu saçma önsözü okurdun.benden hayatımı istediniz . neden...