Barınağa vardığımda giriş kapısı aralanmıştı.
''Elda'' diye seslendim. Sesim tüm koridoru dolanıp geri gelmişti.Ama bana cevap veren hiç kimse olmamıştı.Dün Mert'i kitlediğimiz kohuşa doğru yöneldim.Elda onca tozun arasında tüm güzelliğiyle yerde uzanıyordu.
Endişelenmiştim.Hemen yanına doğru koşmaya başladım.İşte ozaman fark ettim neden bayıldığını.Hiç bir kelime yetmeyecekti bunu anlatmaya.
Mert katledilmiş bedeniyle küçük hücrenin içinde uzanıyordu; parçalara bölünmüş olarak.Ne yapacağımı bilmiyordum.Hücrenin içine bakamıyordum bile .
yere çöküp ağlamaya başladım.Hıçkırıklar boğazımda düğümlenirken Elda yavaşça uyanmaya başladı. Bunun bir rüya olmasını diledim o an ama değildi.
Her ne olsursa olsun biz bu işin içindeydik.Kapıyı kimin açtığını bilmiyordum ama Mert'in bedeninini kaplayan şeylerin ısırık olduğu belliydi.Belliki köpekler henüz terk etmemişti burayı.
tişörümü elime dolayarak hücre kapısını açtım.
''Biz mi sebep olduk buna ?''diye bağırdı Elda arkadan.
''Hiç sanmıyorum'' dedim.Gidip gelen ses tonumla, çünkü Eldanın sorusundan hemen önce Mert'in üzerinde duran beyaz kağıdı görmüştüm.
''Bedelini ağır ödeyeceğinizi söylemiştim.''
#nyks
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyopat (TAMAMLANDI)
Horrorölüm kokusunu anlayacak kadar ölüme yakınım . tekrar dünyaya gelemeyecek kadar aciz. kimim ? neyim ? eğer bunların cevabını bilseydim ne ben şu an bu klavyenin tuşlarına dokunurdum ne de sen bu saçma önsözü okurdun.benden hayatımı istediniz . neden...