Evet arkadaşlar. Merhaba öncelikle. İnşallah bu bölümü de beğenirsiniz. İyi okumalar. 😊
Çıkış saati gelmişti. Doruk hemen yanıma geldi. "Gidiyoruz değil mi" dedi. "Evet gidiyoruz" dedim. Hemen çıkışa doğru ilerledik. Okuldan çıktık. Bir arabaya bindik. Şoför koltuğuna da Doruk oturdu. O mu kullanacaktu arabayı?! "Sen mi kullanacaksın arabayı" dedim şaşkınlıkla. "Evet" dedi. "Ehliyetin var mı" dedim. "Ben senden bir yaş büyüğüm. Okula geç yazıldım. Ehliyetim de var" dedi ve arabayı çalıştırdı. "Nereye gidiyoruz? Bir ipucu versen" dedim şirin olmaya çalışarak. "Olmaz Kumsal" dedi. Ben de daha fazla birşey sormadım ve yola devam ettik. 10 dakika sonra "Tamam geldik" dedi gülümseyerek. Aşağı indim. Bir piknik alanına gelmiştik. Ama biraz daha değişik bir yerdi. Heryerde kiraz ağaçları vardı. Hepsi de çiçek açmıştı. Çok büyüleyici bir görüntüsü vardı. Şansımıza hava da çok güzeldi. "Doruk burası çok güzel" dedim. Ve arkamı dönüp tekrar baktım önümdeki manzaraya. Sonra Doruk'un nefesini kulağımda hissedince irkildim. "Sen daha güzelsin" dedi. Nefes alamıyordum. Nefes almayı unutmuştum. Kalbim kulaklarımda atıyordu. Neyseki kendimi çabuk topladım ve "Hadi gidelim" dedim elimle ağaçları göstererek. Sesli bir şekilde güldü ve "Sen bekle ben arabadan piknik sepetini alıp geliyorum" dedi. Bende kafamı salladım. Gitti ve piknik sepetini alıp geldi. Sonra beraber ağaçların oraya gittik. Sofrayı açtık. Sonra üstüne de yiyecekleri koyduk. Ben ağaca yaslandım ve ayaklarımı uzattım. Elime de sandevici aldım ve yemeye başladım. Sonra elimizdeki sandeviçleri bitirdik. Doruk da başını bacaklarıma yatırdı. Gözlerimi açarak ona baktım. Beni görmemezlikten geldi. "Kumsal" dedi. "Efendim" dedim. "Beni affettin mi" dedi. Aslında affetmemiştim ama bugün için onu affedecektim. "Affettim" dedim. Gülümsedi. "Doruk" dedim. Bana döndü. "Biz burdayız ama sevgilin kıskanmasın" dedim. "Kıskanmaz" dedi. Sonra kalktı. "Hadi gidelim" dedi. "Nereye" dedim. "Kumsal hadi gel" dedi. Ben de kalktım ve onu takip ettim. Çiçekler çok güzel kokuyordu. Derin bir nefes aldım. "Sen de böyle kokuyorsun işte" dedi Doruk. Ona döndüm. O da bana döndü. "Bugün için teşekkür ederim. Çok güzel bir gündü" dedim. "Önemli değil" dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim. Sonra yola devam ettik. Biraz daha yürüdük. Daha doğrusu ben koşuyordum Doruk da arkamdan geliyordu. Sonra ayağım bir taşa takıldı ve düştüm. Ayak bileğim çok ağrıyordu. "Ahhh! Doruk ayağım" dedim. Doruk koşarak yanıma geldi. "Kumsal iyi misin" dedi. "Ayağım çok ağrıyor" dedim. "Tamam sakin ol Kumsal" dedi. Sonra ayağıma bir kaç hareket yaptı. "Doruk çok acıyor" dedim acıyla. Doruk birşey demeden beni kucağına aldı. Ben de başımı Doruk'un boynuna gömdüm. Doruk arabaya doğru koşuyordu. "Kumsal çok ağırsın" dedi sırıtarak. "Doruk" dedim ve omzuna bir tane vurdum.
Arabaya geldiğimizde beni öne oturttu. "Sen burda bekle ben sepeti alıp geliyorum şişko" dedi. Şişkoymuş. Sensin şişko. 5 dakika sonra Doruk da geldi. Hemen koltuğa oturdu. Sonra yola koyulduk. Arabayı çok hızlı kullanıyordu. "Doruk yavaş. Çok hızlı gidiyoruz. Biraz yavaşla" dedim. Sonra kemerimi bağladım. Kendisi de bağlamamıştı kemerini. Ben de uzandım ve Doruk'un kemerini de bağladım. "Çok mu düşünüyorsun beni" dedi egoist. "Doruk önüne bak ve yavaşla" dedim.
10 dakika sonra bir hastanenin önünde durduk. Burası annemin çalıştığı hastaneydi. Doruk indi ve hemen yanıma geldi. Beni kucağına aldı ve içeri girdik. Beni bir tekerlekli sandalyeye oturttu. Sonra önümüzdeki herkese "Çekilin... Pardon... Özür dilerim" diyordu. Ben de gülmekten hiçbirşey diyemiyordum. Ayrıca çok da hızlı sürüyordu. Sonunda bir polikliniğin önünde durduk. Doruk kapıyı çaldı ve içeri girdik.
İçeride Selda abla oturuyordu. Doruk'un annesi. Beni annesinin yanına mı getirmişti?! "Merhaba çocuklar. Hoşgeldiniz" dedi. Sonra beni tekerlekli sandalyede görünce hemen yanıma geldi. "Kumsal iyi misin? Ne oldu sana" dedi telaşla. "Şeyy düştüm" dedim. Sonra ayağımı muayene etti. "Ayağın incinmiş canım. Ayağını saralım 1 hafta öyle kalsın" dedi. Kafamı salladım. Sonra ayağımı da sardılar. Teşekkür edip dışarı çıktım. Doruk da arkamdan çıktı. Dışarı çıktık ve arabaya doğru gidiyorduk. Daha doğrusu Doruk kolumdan tuttu ve arabaya götürdü. Öne oturttu beni. Hava da kararmaya başlamıştı. Arabaya kendi de bindi. Annem bugün izinli olduğu için hastanede yoktu. "Daha iyi misin" dedi. "Evet. Çok sağol" dedim. "Ne için" dedi bana bakarak. "Bugün olan herşey için" dedim. Gülümsedi. "Sen de sağol" dedi. "Ne için" dedim. "Beni affettiğin için" dedi. Gülümsedim. Sonra arabayı çalıştırdı. Arabanın radyosunu açtım. Hareketli bir şarkı çalıyordu. Başımla şarkıya ritim tuttum. Sonra en sevdiğim şarkı çalıyordu. Pera Seni Kaybettiğimde. Sesim de güzeldi. Hemen şarkıyı söylemeye başkadım. Sesim de güzeldi. Doruk da bana baktı sonra geri önüne döndü. "Çok mu seviyorsun bu şarkıyı" dedi. "En sevdiğim şarkı" dedim. Gülümsedi.
Eve gelmiştim. Araba durunca Doruk'a döndüm. O da bana döndü. "Pazartesi görüşürüz" dedim. "Görüşürüz" dedi. Tam çıkıyordum ki "Kumsal" dedi. Geri döndüm Doruk'a. "Telefon numaranı verir misin" dedi. "Sen yaz ben seni arayım. Sen de kaydedersin" dedim telefonu uzatıp. Telefon numarasını yazdı. Ben de onu aradım. "Tamamdır o zaman. Görüşürüz" dedi. Ama ben inmedim. "Beni ne diye kaydedeceksin" dedim ona bakarken. "Kumsal" dedi. "Efendim" dedim. "Yani Kumsal diye kaydedeceğim" dedi gülerek. Hatta kahkaha attı. Ne var yani yanlış anladıysam. "Gülmesene" dedim. Ama ben de gülmeye başlamıştım. "Neyse ben gidiyorum" dedim. Tam çıkacakken "Sen beni ne diye kaydedeceksin" dedi. "Bilmem" dedim ve kapıyı açıp indim arabadan. Ben evin kapısından girerken el salladım ona. O da bana salladı. Ama hâlâ gitmedi. Eve girince arabasının sesinden gittiğini anladım.
Eve girer girmez annem yanıma geldi. "Kızım ayağına noldu? Selda ablan da aramasa bilmeyeceğim ne olduğunu! İnsan bi arar, söyler değil mi?" dedi. "Anne bir şeyim yok. Ayağım taşa takıldı düştüm. Zaten önemli birşey de yokmuş. Sadece incinmiş ayağım o kadar" dedim. "Şimdi iyi misin"dedi. Meraklanmıştı benim için. "Annecim gerçekten iyiyim" dedim ve annemi öptüm. O da bana sarıldı ve öptü. Ben de odama çıktım ve telefonumu elime aldım. Doruk'u 'Egoist' diye kaydettim ve sonra kendimi uykunun ellerine bıraktım.
Doruk'dan
Kumsal eve gittikten sonra ben de eve gittim. Hemen odama çıktım ve telefonu elime aldım. Kumsal'ı telefona kaydettim. "Kiraz çiçeği." Belki saçmaydı. Ama Kumsal'ın kokusuydu. Kumsal'ı hatırlatıyordu. Bana bu gün çok güzel bi gün yaşatmıştı. Sevgilimin olduğunu sanıyordu. Hâlâ anlatamamıştım Melek'i. Ama en kısa zamanda anlatacaktım. Şimdi çok uykum var ve o yüzden uyumalıyım.
Evet arkadaşlar. Bir bölümün daha sonuna geldik. İnşallah beğenmişsinizdir. 😊
Bu bölüm ile ilgili yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın. 🐢🐢🐢
Doruk'un Kumsal'ı telefonuna kaydettiği isim ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yoruma yazarsanız sevinirim.
Hepinizi çok seviyorum. Kendinize iyi bakın. 💖💖💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakışıklı Egoist
Genç KurguAşka inanmayan bir kız ve Kızı aşka inandıracak bir erkek... Kumsal ve Doruk