DOKUZUNCU BÖLÜM

65.2K 1.9K 125
                                    

Selamlar,
Bölüm sizlerle. Bu hafta şehir dışındayım en kısa sürede yine bu şekilde birkaç bölüm içi geri sayım açacağım.
Keyifle okuyun, yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen. ♥️

MASAL

Garip bir üşüme hissiyle üzerimdeki ince örtüye dolandım. Biraz kıpırdamaya çalıştım ama üzerimdeki ağırlık beni yatağa mıhlamış, hareket etmemi engelliyordu. Beynim ne olduğunu anlamaya başladığında uykulu halimden sıyrıldım. Sedat kollarını bana sımsıkı dolamış bacağının birini bacaklarımın arasına sokarak beni sıkıştırmıştı. Yastık niyetine kullanır gibi sarılmıştı deli adam.

Bütün gece de böyleydi. Ne zaman biraz uzaklaşmaya kalksam tutup beni kendine çekmiş, her seferinde daha fazla sıkmıştı. Yerimde biraz kıpırdanıp saati görmeye çalıştım. Henüz yedi bile olmamıştı. Ben uyuyalı da ancak iki saat olmuştu zaten. Daha fazla uyuyamayacağımın da farkındaydım. Yataktan çıkmak için önce Sedat'ın kollarını gevşetmeye çalıştım. Onu uyandırmak istemediğimden dikkatli davranmaya özen gösterdim fakat Sedat homurdanarak beni yeniden sardı ve dudaklarını boynuma usulca değdirdi.

"Uyanık mısın?" diye sordu. Kalın sesi gülümsememe neden olurken, "Günaydın," diye cevap verdim.

"Bana daha gün aymadı ama sanırım vücudumun belli kısımları çoktan uyandı." Kalçasını bana doğru ittiğinde ne demek istediğini anladım. Ona tüm gece böyle olduğunu söylemek istesem de bir şey demedim.

Kollarının arasında dönüp yüzüne baktım. Gözleri hâlâ kapalıydı. Bakışlarını aralayıp yarım bir gülümsemeyle bana baktığında yine hissetmemem gereken o heyecanı hissettim. Dağınık saçlarının arasında parmaklarımı gezdirirken başını eğip dudaklarını benimkilere bastırdı. Küçük bir öpücük vereceğini düşünmüştüm ama ağzını aralayıp dilini içeri kaydırdığında tüm bedenim onun için hazır ola geçti. Onu kendime çekince bir anda dönüp beni altına aldı. Bacaklarımı açıp onun yerini almasını izledim.

Dudaklarını benden ayırmadan, elleri dün gece uyumadan önce giydiğim tişörtünün altına girdi ve tek hamlede çıkarttı. Boynumdan aşağı öpmeye başladı. Göğüslerime geldiğinde derin bir nefes alıp önce birini sonra diğerini ağzına aldı. Her birini kendimden geçene kadar emdi. Ellerinden biri aşağı kayıp çamaşırımın içine girdi. Üzerimde onun çamaşırı olduğundan elini rahatça içeri soktu.

İnlerken ağzımın içinde kendi kendime mırıldandım. "Bunu rüyamda görmüştüm," dedim nefes nefese. O anı hatırlayınca bedenim gerildi. Bacaklarımı sımsıkı kapatmak istedim. Ama bedenim ona karşı koymayı reddediyordu. Tıpkı rüyamda olduğu gibiydi. Dudaklarını göğsümden çekip sadece, "Anlat," diye fısıldadı.

Neyi anlatmamı istediğini biliyordum ama şu an konuşma yeteneğim olduğundan emin değildim. Onun için çoktan hazır olan noktada bedenimi istila ederken kelimeleri bir araya getirip cümle kuramıyordum. "Ah, Sedat!" diye bağırdığımda parmakları hızlanarak nefesimi kesti.

"Anlat bana," diye fısıldadı kulağıma. Parmakları ağır ağır hareket etmeye devam etti. "Rüyanı anlat, Masal."

"Seni gördüm," dedim nefes nefese. "Tüm bedenime dokunduğunu, şu an olduğu gibi beni defalarca bu hale getirdiğini gördüm." Cümlem bittiği anda Sedat itişlerine bir parmağını daha ekledi.

Ben nefes almayı hatırlamaya çalışırken, aniden doğrulup bacaklarımın arasında durduğunda gözlerimi açıp ona baktım. Dizlerinin üstünde oturmuş, parmaklarının hareket ettiği noktaya gözlerini dikmiş izliyordu. Peşinden koşmak için çırpındığım o bilindik his içimde kıpırdanmaya başladı.

Beklenmedik AndaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin