İKİNCİ BÖLÜM

97.9K 3.1K 466
                                        

Keyifli okumalar canlarım. ✨
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım.

MASAL

O gece fotoğraf olayını bir daha açmadık. Benim de işime gelmişti dile getirmemek ama aklımdan çıktığını da söyleyemezdim. Durmadan dans edip ufacık kızlar gibi hoplayıp zıplarken alt dairemin boş olmasına dua ettim.

Bir ara İdil, "Kızlar, aklıma harika bir fikir geldi. Sanırım Masal'ın şu yatak sorununa bir çözüm buldum," derken yatak kısmını imalı söylemişti. Kafamı duvara sürterek oracıkta can verme planları yapıyordum. Az önce hepsinin olduğu yerde sızacağına emin olduğum kızlar birden doğruldular. Gözlerindeki o heyecan pırıltısından hiç ama hiç hoşlanmamıştım.

"Bir daha söylemeyeceğim, benim öyle bir sorunum falan yok," dedim dişlerimin arasından.

"Bal gibi de var işte," dedi Alara. "Bak bunu dalga konusu falan yaptığımızı düşünmeni istemiyorum. Biz ciddiyiz," dedi kızlardan onay beklercesine bakarken.

"Şu haliniz bana hiç ciddi gelmiyor ama..." Bu konuyu cidden ele almaya çalışacaklar diye ödüm kopuyordu.

Oya, "Pekâlâ, söyle artık İdil neymiş bu çözüm?" diye sorduğunda umursamaz bir tavır takınmaya çalıştım ama bir yandan da merak etmiyor değildim. Saçma bir fikir çıkacağından o kadar emindim ki. Masada duran yarım bardak suyu alıp içmeye başladığım anda İdil de o dahiyane çözümünü söyledi.

"Tabii ki Sedat!"

Ağzımdaki bütün suyu İdil'in suratına püskürttüm. Ben daha konuşamadan Sema, "Oya'nın kayınbiraderi olan Sedat mı?" diye sordu. Evet, ben de hangi Sedat olduğunu deli gibi merak ediyordum zaten. Saçmalayarak beni haklı çıkarmıştı üstelik.

"Masal, geri zekâlı mısın kızım sen?" İdil önce bana bağırdı, sonra da sanki ben orada yokmuşçasına yüzündeki suları silerken kızlara dönüp konuşmaya başladı. Hevesle başını salladığında onu boğmamak için kendimi zor tuttum. "Bakın ona Masal'ın şeylerini," derken elleriyle göğüslerimi işaret etti. "Gönderdiğinizden beri aklımda aslında."

"Ona o fotoğrafı ben göndermedim ki bu Oya'nın suçu," diye savunmaya geçsem de beni pek önemsemediler. Bu manyakların sorunu neydi böyle?

"Her neyse işte, bunu düşünürken bir anda aklıma Sedat'ın o sürtükle evlendiği zaman geldi."

Burada ne olup bittiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Olmaması da çok normaldi çünkü ben o düğüne gitmemiştim. Sanki bir aydınlanma yaşıyormuş gibi kızların yüzleri parladı. Sonra lafı Oya devraldı.

"Vay canına! Tabii ki! Ben bunu daha önce neden düşünmedim ki? Muhtemelen çok sarhoş olduğumdan."

"Bence şu an hepiniz çok sarhoş olduğunuzdan saçmalıyorsunuz artık. Kesin şu Sedat konusunu."

"Hayır, hayır dinle," derken Oya heyecanla ayağa kalktı. "Düğün daha başlamamıştı, biz de sırf Sedat'ın hatırına o gıcık kadına yardımcı olmak için gelin odasına gidiyorduk. Düğün otelde olduğundan üst kata çıktık ve birkaç kez kapıyı çaldık. İçeriden acı çeker gibi bir kadın inlemesi duyduğumuzda telaşlanıp odaya dalmıştık."

"Tam çaprazımızda kocaman bir ayna vardı," diye devam etti Alara sözü alarak. Sanki hepsi bir olmuş, heyecanlı bir filmi anlatıyorlardı bana geri zekâlılar. "Onları net göremiyorduk ama gördüğümüz kısmı da bize yetecek kadarını anlamamıza yardımcı olmuştu." Yerimde kıpırdandım.

"Kesin artık, cidden bunu duymak istemiyorum." Neden susmuyorlardı ki? İnatla devam ettiler.

"Bir dakika asıl meseleye geliyorum şimdi," dedi İdil. Ah harika, bir de asıl mesela vardı. "Odadan bir anda çıktık ama kapının önünde dikilirken sanırım onlar yedi dakikada falan işi pişirdiler. En azından kadının verdiği tepkiden anladığımız buydu. Çünkü yemin ederim Sedat'ın onu delip geçt-"

Beklenmedik AndaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin