1. BöLüM : Şüphe

347 43 20
                                    

    Resimdeki kişi Nehir. 

*****

Yatağımın üzerine oturmuş, dışarıda yağan yağmuru izlerken kulağımda da en sevdiğim şarkı çalıyordu. Sevdiğim en güzel şarkıydı yağmurun sesi. Sesi, kokusu, görüntüsü hepsi ayrı ayrı huzur veriyordu bana.

Eylül ayının son günlerindeydik. Ekim ayına çok az kalmıştı. Bu yüzden de böyle ara ara ılık yağmurlar yağmaya başlamıştı. Üşütmeyen yalnızca ıslatan bir yağmurdu, şu aralar yağan yağmurlar. 

Önceleri kış mevsimini sevmediğimi iddia ederdim. Sonuçta soğuktu ve yaz mevsiminin verdiği sıcaklık ve tatil havasını barındırmıyordu. Büyüdükçe düşüncelerimin gidişat yönü de değişim göstermişti. Benim için yazın veya kışın pek bir ayrıcalıklı yönü olmadığını anladım. Yaz mevsiminin bana kattığı güzellikleri, aynı şekilde kış mevsiminin de beni esirgediği yönleri yoktu.

Fakat zamanla kış mevsimi bende, benim içimde ayrı bir yer edinmeye başlamıştı. Benim içimde ayrı bir yer edinmesinin nedeni ise onun, içinde  yağmuru barındırmasıydı. Bu fikrim çoğu insana göre saçma olsa bile bu benim için böyleydi. Çünkü yağmur demek huzur demekti, huzura kavuşabilmem demekti. Bu yüzden kış mevsimini iple çekerdim. Şimdi ise çok mutluyum.

Yağmuru ve yağmurda ıslanmayı sevdiğim gibi şarkı söylemeyi ve dans etmeyi de severim aslında. Ama bunlar huzurun yanından bile geçemezler. Sadece vakit geçirmek ve mümkünse eğlenmek için kullanırdım onları.

Tabi ben söze direkt olarak yağmurdan giriş yaptığım için kendimi tanıtmayı unuttum. Her ne kadar ben demek yağmur demek olsa da benim bir ismim var. İsmim Nehir, Nehir Altay. Tek varlığı annesi olan bir kızım. Annem benim için her şey demektir ve herkesten önemlidir. Nasıl ben de onun için öyleysem. Zaten ben her şeye onun için katlanmıyor muydum ?

"Nehir kızım, hadi yemek hazır buraya gel." Annemin içeriden bana seslenişini duyduktan sonra istemeyerek de olsa bu muhteşem manzarayı - bana göre muhteşem bir manzaraydı- izlemeyi bırakmak zorunda kaldım ve yavaş adımlarla odamdan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. 

Mutfağa girdiğimde annemi yemekleri doldururken bulmuştum. Gidip ona arkasında sıkı sıkı sarıldım ve yanağına sulu bir öpücük kondurdum. "Nasılsın annem ? " hâlâ sarılır vaziyetteydim  ve huylandığı için işine odaklanamıyordu. 

"Ahh! dur deli kız yemeği dökeceksin ve ayrıca ben iyiyim. Sana da sormama gerek yok sanırım. Çünkü neşen oldukça yerinde görünüyor. " 

Evet nedensizce neşeliydim bugün. Kim bilir belki bunda yağmurun da etkisi olmuş olabilirdi. Onu daha fazla huylandırmamak adına geri çekildim ve konuştum. 

"Dökülürse dökülsün, senden kıymetli mi annem? Biz de yemek yemeyiz olur biter."benim bu cevabımdan sonra Metin abi de mutfak kapısında belirdi.

"Ooo hanımlar bakıyorum da neşeniz yerinde. Nehir kızım yarın okul olduğu için mi bu neşen ?"hayır yaa!Yarın okul vardı ve bunu artık bilmek istemiyordum, duymaktan da sıkılmıştım. Ama maalesef kaçınılmaz bir gerçekti bu. Tatil ne kadar da çabuk bitmişti öyle...

"Gerçekten böyle bir şeyi söylemiş olamazsın değil mi ?" diye sordum, gerçek olmayan korku dolu bakışlarımı ona çevirirken.

"Evet söyledim, doğru anladığına da eminim. " dedi bana bakıp gülerek. Gözlerimi devirmekle yetindim ve hep beraber sofraya oturduk. Ardından sessiz bir şekilde yemek yemeğe başlamıştık. Annemin "Kızım biraz yavaş yesene!" diye söylenmelerine alışmıştım ben, ama o bir türlü benim hızlı yediğime alışamamıştı. Dert etmedim. 

Yemek yeme işim bittikten sonra anneme ellerine sağlık dedim ve tekrardan odama geldim. Odama girer girmez yarın okulun olacağı gerçeği yine aklımda belirmişti. Hayır beni öyle okuldan nefret eden tiplerden zannetmeyin, öyle değildim. Aksine derslerimi de severdim. Bir de annemin dediğine göre biraz ya da tamam tamam biraz daha fazla diyim, zeki ve çalışkanmışım. Ama bu konuda sanırım anneme hak vermek durumundayım. 

Çünkü eğer onun dediği gibi olmasaydı ben İstanbul'un en iyi kolejinde okuyor olmazdım. Bunun nedeni durumumuzun buna elverişli olmamasıydı. Tamam belki öyle durumumuz çok kötü değildi ama mükemmellik derecesinde iyi de değildi. Orta düzeyin bir tık daha aşağısındaydık. Ben bu okulu kendi başarımla burslu olarak kazanmıştım. Kocaman iki yılı geride bırakmıştım ve yarın da lise üçüncü sınıfa başlıyordum.

"Nehir yarın okul var, kapat ışığı da uyu." Annemin bu cümleyi kurmasını özlemişim demeyi çok isterdim ama maalesef ki nefret ediyordum.

"Tamam anne " deyip ışığı kapattım ve yatağıma girdim. İstemeyerek de olsa kafamın içindeki düşüncelerden sıyrıldım. Çünkü yarın gerçekten de benim için zor geçecek gibi görünüyordu.

****************************

Bu benim ilk kitabımın ilk bölümü olduğu için fazla heyecanlıyım. Umarım iyi bir giriş yapabilmişimdir. İlerleyen bölümleri daha uzun yazmayı planlıyorum. Okuyanlar beğenip yorumda bulunurlarsa çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.  :D :D 

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin