7. BöLüM : Yaralı

175 32 36
                                    

Resim Ekin^^

***

Bazı anlar olurdu, hayatın sana sunduğu yolda ilerlerken aklında yapmak istediğin bir takım şeyler olurdu. Onları yapmak isterdin. Evet belki sen yapmak isterdin ama önüne engeller çıkardı ve bir türlü gerçekleştiremezdin o şeyi. Bazı anlarda ise yapmak istemediğin şeyler olurdu. Evet belki sen yapmak istemezdin ama zorunlu tutulurdun, yapmak istemediğin şeyleri yapman konusunda.

İkisi de ayrı ayrı kötüydü. Birisinde istediğin şeyi bir türlü yapamamak varken, diğerinde ise istemeyerek bir şeyleri yapıyordun.

Bense bambaşka bir olayın içerisindeyim. Bir bilinmezliğin içerisinde. Aklımda ne yapacağıma dair hiçbir iz yok. Aklımda şunu yapıp, bunu yapmayacağıma dair en ufak bir kesinlik bile yok. Çünkü ben bilmiyorum. Ne yapacağımı veya neyi yapmak istediğimi. Hoş gerçi bir şeyi yapmak istesem bile yapamayacağıma da eminim diyebilirim. Ama bu benden kaynaklanmıyor. Bu zamana kadar kendi istediğim şeyleri yaptığım anlar nadirdir. Ya zorunlu tutulup zorla yapıyordum, ya da kabullenmeye çalışıyordum.

Ama şuan ki durumum bunlardan daha farklıydı. Ciddi anlamda bana bela olmayı amaçlayan biri vardı. Biri..Deniz. Evet Deniz adındaki kişi, beni denizinin sularına alıp, orada boğup, yok etmek istiyordu. Neden böyle istediğini ise düşünmeyi bırakalı çok olmuştu. Çünkü bu kısmı düşünüp deli olmak istemiyordum. Psikopat bir manyaktı işte. Yoksa neden yanlışlıkla çarpıştığı bir kızın canına susamış olsun ki ?

"Nehir?" O olaydan sonra arkadaşlarıyla beraber sınıfı terk etmişti ve bir daha da uğramamıştı sınıfa. Onun yüzünden iki gündür derslere bile dikkatimi veremez olmuştum. Şu aralar pek ders işlenmediği için sorun yoktu. Ama ilerleyen zamanlarda ne olurdu, nasıl olurdu hiç bilmiyordum. Şimdi ise öğle arasındaydık.

"Efendim Yazel" başımı yanımdaki arkadaşıma çevirip cevapladım onu. O da benim yüzümden üzülüyordu, buna hakkım yoktu.

"Boynun biraz daha iyi mi? Geri zekalı çocuk. Geberteceğim onu, ne hakla senin boynunu sıkabilir. Bak eğer dediğim gibi iyi değilsen revire gidelim hı?"

Evet ilk andan beri bunu söylüyordu ve bende ilk andan beri reddediyordum. Çünkü çok önemli bir şey yoktu. Ayrıca öyle kol bacak değildi ki, bildiğin boğazımın sıkıldığı belliydi ve soruları dinleyecek halim yoktu.

"Yazel ben özür dilerim." buruk bir şekilde tebessüm ederek söylemiştim bunu, içimden gelmişti. Çünkü onu üzmeye hakkım yoktu.

Yazel'e bakarken yüzü tuhaf bir hal aldı ve ummadığım bir şey yapıp, ayağa kalktı. Dikkatli bir şekilde beni incelemeyi sürdürürken konuştu.

"Deniz gözlü?" sesindeki ufak endişeyi hissedebilmiştim. "Bak doğruyu söyle bu çocuk benim fark etmediğim bir anda senin boğazını sıkmakla kalmayıp, başını falan da duvara sürtmedi dimi?" Bu kız ne saçmalıyordu yine ya. Kolundan tutup yerine oturttum.

"Şapşal ya" gülmeme engel olamamıştım. Bu kız gerçekten her koşulda beni iyi edebiliyordu. "Buda nereden çıktı acaba, sorabilir miyim?"

"Kızım nereden çıkacak, tabi ki de senden çıktı. En beklenmedik yerde, en beklenmedik şeyi söyleyen sensin." O da benim gibi gülmesine engel olamamıştı. "Ne söyledim ki?" dedim masumca.

"Bak sen, bir de salağamı yatıyorsun. Neden birden bende özür dileme gereği duydun. Evet seni dinliyorum." Son cümlesini söylerken, elini konuşmam için öne uzatıp geri çekmişti ve kollarını göğsünde birleştirip, dik dik bana bakıyordu. Kendimi sorguda gibi hissetmiştim.

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin