12. BöLüm : Ev

130 21 2
                                    

  Resim Başak (Maia Mitchell)

  12.Bölüm: Ev^^

"Deniz gözlü, daha iyi misin?" beklemediğim şokun ardından kendimi hastaneden dışarıya nasıl attığımı bile hatırlamıyordum. Kafayı yemek üzereydim hatta belki Yazel olmasaydı bu gerçekleşedebilirdide. Ama Yazel vardı ve şuanda da yanımdaydı. Beni güç de olsa, bu olanları bir süreliğine düşünmememe ve evde dinlenmeme ikna etmişti. Ama güvenmemiş olacakki binmiş olduğum ve evime giden takside benimle birlikte geliyordu. 

 "İyiyim diyemem, hatta değilim. Ama deniyorum." ona yalan söyleyemezdim bu yüzden bu şekilde karşılık verip, tekrar yola çevirdim bakışlarımı. 

 "Olacaksın. Söz veriyorum iyi olacaksın. Bütün bunlar bitecek." buna kendisi bile inanmazken benim inanmamı mı bekliyordu gerçekten? Hafifçe gülerek Yazel' e baktım.

 "Evet..evet eminim bitecek. Peki ne zaman? Ben kafayı yeyip delirdikten sonra mı ? Ya da hayır, ben öldükten sonrada olabilir. Hı ne zaman bitecek? Ben bu kabustan nasıl uyanacağım?" evet çok kötüydüm ama bütün bunların sorumlusu Yazelmiş gibi onunla bu şekilde konuşamazdım. Üstelik o benim yanımdaydı, o benim kardeşim dediğim arkadaşımdı.

 "Yalvarırım böyle konuşma. Bilmiyorum, Allah kahretsin ki bilmiyorum. Bilsem seni bu kabustan çekip çıkarmaz mıydım sanıyorsun? Tek yapabildiğim burada böylece seninle olacakları beklemek." Bu yapabileceğin, benim için en önemli olan şey zaten dedim kendi kendime. O bunu hafife mi alıyordu. Benim yanımda olarak zaten çok şey yapıyordu. Nasıl böyle düşünürdü. Düşünür dedi iç sesim, böyle konuşursan tabiki de böyle düşünür. Haklıydı. Onun yanlış anlamasına neden olmuştum.

 Kollarımı, taksinin el verdiğince Yazel'e doladım. "Sen benim yanımda olarak bana en büyük iyiliği yapıyorsun zaten. Ben söylediklerim için üzgünüm, kötü olduğum için öyle konuştum. Asla seninle alakası yok. Biliyorsun değil mi?" bunların söylerken çoktan iki damla yaş akmıştı gözümden. Yazel beni geri çekip önce yüzüme bakıp kaşlarını çattı ve akan yaşlarımı sildi, ardından tebessüm ederek konuştu. "Bilmem, biliyor muyum?" hafifçe güldüm ve başımı salladım. 

 "Biliyorsun."

 "Biliyorum."

 "Her şey için çok teşekkür ederim Yazel. İyi ki varsın."

 "Sende iyi ki varsın ama ben bu teşekkürü kabul etmiyorum ve bir daha da duymayacağım."

 "Senin bunca yaptığına karşı ben nasıl olur da teşekkür etmem?"

 "Madem öyle peki o zaman bir şey söyleyeyim. Diyelim ki ben çok zor durumdayım, uçurumun dibinde olmakla kalmayıp, biri beni tutmazsa aşağıya düşeceğim. Ama sen varsın ve beni ellerimden tutup yukarıya çekmeye çalışıyorsun. Bunun sonucunda da ben sana teşekkür etmek istiyorum ve e-"

 "Teşekkür mü, ciddi ciddi bunun için bana teşekkür mü ederdin? Saçmalama Yazel, Allah korusun ama eğer öyle bir şey olsaydı ben seni tabikide çeker kurtarırdım. Çünkü bunu yapmak benim görevim, ben bunu yapmak zorundayım."

 "İşte bende tam olarak bundan bahsediyorum. Ben zaten senin yanında olmalıyım, günden güne uçuruma çekilişine seyirci kalamam ve sende bunun için bana teşekkür edemezsin." gülerek hafifçe başımı salladım. Konuşmamız bittiğinde evime de gelmiştik zaten. Evden apar topar çıktığım için yanımda hiç para yoktu bu yüzden bir kez daha taksi parasını Yazel ödemişti. Bu yüzden bir kez daha mahcup olmuştum. Bakışlarımın mahcupça olduğunu fark eden Yazel, bana öyle bir bakmıştıki bakışlarımı normale çevirmeme engel olamadım.

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin