Gamzemelerin hiç gitmesin

153 8 10
                                    

!!MEDYAY YA BAKARSANIZ GÖRÜRSÜNÜZ BUĞRAYI VE BESTEYİ DEĞİŞTİRDİM SADECE!!
İki gündür besteyle kalıyorum. Her gece önce çığlık atıyor sonra hıçkırarak ağlamaya başlıyor. Onu sakinleştirmem baya bi vakit alıyo ve onun bu halini görünce çok üzülüyorum. Hiçbir şey yemiyor.
Kabusları görmesi daha da artınca ertesi gün kafası dağılsın diye onun odasına gittim ve
"Beste çok güzel bir komedi filmi buldum. Hadi gel aşağıda beraber izleyelim."dedim. O ise sadece hayır anlamında kafa sallamakla yetindi.kollarına ve bacaklarına baktığımda her gün sürmesi gereken ilaçları sürmediğini anladım

'' ilaçlarını sürmedin mi?''diye sordum

''hatırlıyor musun mezuniyet yemeğinde ben sana kuzeyin bana bir şey yapmasından korkuyorum demiştim sana sende bana ben senin yanındayken o sana hiç bir şey yapamaz sakın böyle bir şey düşünme demiştin.bak kollarıma bak bacaklarıma yaptı.şu an canım acıyo.kendimden iğreniyorum.her gece kabusum oluyo.çığlık atarak uyanıyorum.bu durum beni daha çok yaralıyor.ne yapacağımı bilmiyorum.bu durumu nasıl aşacağımı bilmiyorum.evet yanımda sen varsın deniz var kızlar her gün geliyor alkım doruk her gün burada ama ben yalnızım buğra sanki kara bir delik beni içine çekiyor gibi gün geçtikçe daha zor bir durum oluyor bu. yanımdasın ama yoksun herkes yanımda ama kimse yok.beni anlamıyorsun anlayamazsın.''dedi beste içinde acıları rahatça dökmesi için o bunları söylerken ben sadece onun o acı dolu bakan gözlerine baktım ve içindeki acısını dökmesini bekledim.onun söylediği şeylere karşı sustum sadece sustum ne diyebilirdim ki? O haklıydı. Onu koruyamamıştım. Gitmesine izin verdiğim gibi kaçırılmasına da izin vermiştim.
Aklımda söyleyeceklerimin hepsini toparlamış tam söyleyecekken bestenin telefonun sesine düşüncelerimi bir kenara bıraktım.
" Alo deniz"diye hevesle açtı telefonu.
Denizin söylediği şeyle yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti. Gülmek sana nasıl yakışıyor bir bilsen ." Tamam bekliyorum seni. Hadi görüşürüz."dedi ve telefonu kapattı. Tam bütün o hevesiyle bana denizin söylediklerini anlatacakken.Benim söylediğim şeyle yanakları kızardı.
"O kadar güzel gülüyorsun ki sen gülünce sanki yeniden bu dünyaya yaşamak için neden geliyor. O güldüğün zaman yanaklarında oluşan gamzelerin hiç gitmesin olur mu meleğim?"
"Aaa şey."
"Evet meleğim."
"Deniz. Deniz erken geleceğini söyledi. İşleri çok iyi gitmiş."
"Eee bu harika haber o zaman seni dışarıya çıkarmalıyım. Hadi hazırlan beş dakikan var."
Bestenin cevap vermesine izin vermeden odadan çıktım. Onu bir arkadaşımın restoranına götürecektim. Ben hızla eveden getirdiğim siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek giydim. Gömlek bedenimi sarmış ve kaslarım gömleği zorluyordu. Salona geçip Besteyi beklemeye başladım.
Ve evet tam yarım saattir Besteyi bekliyorum. Beş dakikaya ne oldu. Abi bir kere de beş dakika deyip de beş dakika da hazırlanan bir kız göremeyecek miyim ben?
"Ben hazırım." Sesiyle arkamı döndüm. Beste yine nutkumun tutulmasına sebep oldu. Dizinin iki karış üzerinde biten lacivert elbisesinin belinde yine lacivert bir şerit geçiyordu. Kolları danteldendi ve sırtına V şeklinde iniyordu. Kısacası tekrar ve tekrar göz kamaştırıcıydı.

 Kısacası tekrar ve tekrar göz kamaştırıcıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kaderimdeki PolisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin