💜 BÖLÜM 15 💜

156K 6.3K 623
                                        

                                          TATİL

"Mardin şahidim olsun ki SENİ SEVİYORUM..."

Evet böyle bir şey bekliyordum tam da şu anda ama yine de şok olmuştum. Ne demem, ne tepki vermem gerekiyordu?
Bedenim tir tir titrerken daha sıkı çekmişti beni kendine. Gözleri bir ara gözlerimi bulduğunda cevap beklercesine baktığını görmüştüm.

"Ne olur gidelim buradan, korkuyorum."

Tek hamlede kucağına aldı beni ve arabaya kadar taşıdı. Ön koltuğa yerleştirdikten sonra bana döndü.

"Bekle beni burda. Geliyorum iki dakikaya."

"Emirhan gitme. İstemiyorum lütfen. Gidelim buradan."

"Sadece iki dakika." diyerek alnıma bir öpücük kondurdu ve uzaklaştı.

Nasıl ya? Öptü mü o beni!! İlk kez öpmüştü, hem de bunun için izin istemeden. Kendime gelmem zamanımı alacaktı sanırım. Zaten neden gittiğini de söylemedi. Bir gelsin soracağım ben ona.

"Geldim. Gidelim hadi."

"Neredeydin, neden gittin?"

"Uyu Beyza. Soru sorma. Yolumuz uzun."

"Uzun mu? Mardin de değil miyiz?"

"Mardin sınırları içerisindeyiz ama eve çok uzağız."

Korkunun verdiği tedirginlikle gözlerim uykuya geçerken oldukça huzursuz bir şekilde dalmıştım. Uyandığımda yatağımdaydım. Emirhan yanımda uzanmış, beni izliyordu.

"Biliyor musun? Uyurken çok masumsun." diyerek o çarpık gülüşünü gönderdi tekrar.

"Bunu bana yapma." dedim kendime gelmeye çalışırken.

"Neyi?"

"O çarpık gülüşünü."

"Neden? Yeniden mi aşık oluyorsun?"

"Sana aşık olduğumu hatırlamıyorum. Unutma ki verilmiş bir sözüm var."

Bozguna uğrasa da bunu belli etmemeye çalışarak gülümsemesini silmedi yüzünden.
Çok büyük bir savaşın içinde hissediyordum kendimi. Bir yanım bana yaptığı şeyleri, akıttığı gözyaşlarımı göz ardı edemezken diğer yanım onu savunmaya geçiyordu. Hala kızgınım ona. Töreye boyun eğdiği için, berdeli gerçekleştirdiği için..
Başka bir çıkar yol arayışına girmediği için..

Tabi bu kızgınlıklarımın hesabını sonra da sorabilirdim.

Şimdi vakit; sevilme vaktiydi.

Kalktım ve hızlıca üzerimi giyindim. Fazlasıyla neşeli hissediyordum kendimi. Mutfağa gittim ve kızların kahvaltı masasını hazırlamalarına yardım ettim.

"Bu neşeni neye borçluyuz gelin?"

Duyduğum sesle arkamı dönerken Berivan Hanımın ağır ağır bana yaklaştığını gördüm. Resmen benim ona olduğum gibi oda bana gıcık oluyordu.

"Neşeli olmam için illa bir sebeb olması gerekmiyor Berivan Hanım! Size de öneririm. Emin olun biraz gülümsemenizin kimseye bir zararı olmayacaktır."

"Edepsizlik yapma. Konağa adım attığın günden beri senin yüzün çok güler sanki. Gelmişsin birde bana laf yetiştirirsin. Hadsiz!"

Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki arkamdan gelen sesle sustum.

"Anaa, karım hakkında konuşurken sözlerini dikkatli seç. Unutma! Bu konağın ağası benim, karım da Beyza. "

Berivan Hanım oldukça bozulmuştu. Biricik oğlundan bu tepkiyi beklemediği belliydi. Masadaki yerini alırken bana her zamanki ölümcül bakışlarını atmayı ihmal etmedi. Kahvaltı masasında herkes geçmiş olsun dileklerini iletirken bu durumu Emirhan'ın onlara nasıl anlattığı ile ilgili tek bir fikrim yoktu.

Mardin Masalı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin