💜 BÖLÜM 2 💜

201K 7.1K 920
                                    

                                   YILLAR ÖNCE

25 yıl önce ...

Haşim ve Dilan..

Mardin de birbirlerini delice seven iki aşıktı onlar. Ailelerin her ne kadar rızası olmasa da bir şekilde evlenmeyi başarmışlardı. Mutlulardı, durumları da iyiydi. Kayınvalidesi her ne kadar Dilan'ı sevmese de kızcağız bir gün olsun isyan etmemiş, yanlış bir davranışta bulunmamıştı. Sevdiği adamın hatrına her şeye göz yummuştu. Her şey yolunda gidiyordu. Tek bir eksik hariç.

BEBEK!

Ne kadar isteselerde bebek sahibi olamıyorlardı. Haşim'in annesi her defasında bu eksikliği yüzüne vuruyordu Dilan'ın ve tek bir çözümü olduğunu savunuyordu.
Kuma!

Tek çözüm yolu buydu biliyorlardı ama Haşim asla karısının üstüne kuma getirmezdi. O çok sevdiği, bakarken kendi gözlerinden bile esirgediği karısının üzerine asla bir kuma getiremezdi.
Ne zorluklarla evlenmişti o güzel karısıyla.
Defalarca gidip istemişti ailesinden, bir gün olsun vazgeçmeksizin..

Şimdi onun üzerine başka bir kadın sokmaya çalışıyorlardı hayatına ama Haşim buna asla razı gelemezdi.
O zaman tek bir yol kalıyordu.

Töreyi ve ailesini reddedip kaçacaklardı buradan.

Haşim bu fikrinden Dilan'a bahsettiğinde kadıncağız ne diyeceğini bilememiş ama kocasının elinden tutmayı tercih etmişti sonunda. Her şey yolunda gidiyordu. Kaçmalarına az bir zaman kalmıştı.
Güzel Dilan'ı tüm hazırlıkları halletmişti.

Bir yandan çayını yudumlarken çarşıda, bir yandan da kuracağı yeni hayatı hayal ediyordu Haşim. Töreden uzak, sevdiği kadınla İstanbul'da kuracağı hayatı düşünüyordu.
Durumu iyiydi Haşim'in. İyi bir evde yaşayabilirdi Dilanıyla. Hiçbir şeyini eksik etmezdi. Hem belki ilerde bi evlat bile edinebilirlerdi.

Haşim bu düşüncelere dalmışken yanındaki hareketliliği hissetti.

Mahmut'tu bu.

Mardin'de neredeyse uçan kuşa borcu olan bu adamın kendisine de yüklü bir miktarda borcu vardı. Borcunu ödemek için mi gelmişti acaba? Merakla yanında bir şey söylemek için kıvranan Mahmut'a baktı Haşim.
Mahmut lafa nereden gireceğini düşünüyordu. Sonunda dayanamadı ve lafı dolandırmadan konuşmaya başladı.

"Bak Haşim. Şimdi sana söyleyeceklerimi iyice düşün. Hemen karar verme. Semiha doğum yaptı bilirsin, bebe kız oldu. Ben istemem kız bebe ne hayrı dokunur bana? Çalışmaz etmez, para getirmez. Hem erkek adamın erkek evladı olur. Bu kız anca yer içer, zamanı gelince de elin oğlu alır gider. Diyeceğim odur ki.." dedikten sonra Haşim'in tepkisini ölçmek için bir süre duraksamıştı Mahmut.

Haşim ise kaşları çatılmış bir halde onu dinliyordu.

"Borcuma karşılık gel sen al bu bebeyi. Eşini de al git buralardan. Kimse bilmez sizin olmadığını."

Haşim duyduklarına inanmakta zorluk çekmişti bir anda. Ne saçmalıyordu bu adam? Bir insan evladından nasıl bu kadar kolay vazgeçebilirdi?

Kendileri ne kadar çok istemişlerdi oysa bir bebekleri olmasını. Kız olsaydı mesela...
Gözleri aynı Dilan gibi bakan. İlle de erkek olsun dememişti Haşim hiçbir zaman. Sağlıklı olsun yeter demişti.

Şimdi karşısındaki bu adam bebeğini satmaktan bahsediyordu.

"Sen ne dediğini işitir misin Mahmut Efendi? Evladını satmak da nedir?" demişti Haşim bir öfkeyle.

"Lafımı kesme Haşim, bir dinle. Karının kısır olduğu, üzerine kuma geleceği bilinir artık her bir yanda. Ee seninde Dilan'ın üzerine asla kuma getirmeyeceğini de biliriz. Al sana çıkış yolu. Yalnız tek bir şey isterim karşılığında. Sana olan o borcumu sileceksin. Düşün taşın. Kararını yarın akşama kadar bildir bana." deyip masadan kalkmıştı Mahmut.

Mardin Masalı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin