İLK HEYECAN
Zaman o kadar hızlı geçmişti ki.
Geçen bu süre içerisinde çok fazla olay yaşamıştık.
Azad, Dicle'yi kaçırmıştı, berdel yapılmıştı. Nefret olduğunu sandığım duygunun aslında Emirhan'a karşı olan bir aşk olduğunu anlamıştım.
Dicle, Mert yüzünden düşük tehlikesi atlatmıştı ama çok şükür ki şu an herkes iyiydi. Dicle, hamileliğinin son günlerini yaşıyordu. Ve ben artık bir saniye bile ayrı kalamadığım adamla 9 aydır evliydim.Sabah erkenden kalktım ve hızlıca bir duş aldım. Anneme gidecektim bugün. Ne zaman oraya gitsem Dicle'nin bebeğine bir hediye götürüyordum. Sonuçta ilk yiğenimdi ve sadece 1 ay sonra hala oluyordum.
Kahvaltının ardından Emirhan'ı şirkete uğurlamak için kapıya kadar eşlik ettim ona."Anneme gideceğim bugün, biliyorsun. Akşam sen alır mısın beni oradan?
Hem annemi hemde Dicle'yi görmüş olursun.""Tamam güzelim, dikkatli ol. Unutma! İki can taşıyorsun artık. Şoför bıraksın seni oraya." diyerek alnıma bir öpücük bıraktı ve arabasına binip uzaklaştı.
Üzerimi giyindikten sonra aşağıya indim ve şoföre arabayı hazırlamasını söyledim. O sırada mutfaktan gelen kokularla adımlarımı oraya yönlendirdim. Ayşe akşam yemeği için hazırlık yapıyordu. Zenan ise limonata yapmıştı.
"Zenan. Bir bardak versene."
"Daha yeni yaptım hanımım. Dolaba koyayım biraz soğusun istersen."
"Yok yok. Çok canım çekti ver sen. Öyle içeceğim." diyerek kızın uzattığı bardağı resmen çekerek aldım elinden. Bir dikişte bitirdim hepsini. Hamilelikten olsa gerek fazlasıyla istemişti canım.
Arabaya bindikten sonra şoföre önce çarşıya gideceğimizi söyledim. Yiğenim için yine bir şeyler almayı düşünüyordum. Her defasında bu son diyordum fakat olmuyordu.
Cinsiyetini öğrenmeden kıyafetlerini almaya başlamıştı zaten Dicle. Erkek olduğunu öğrendikten sonra ise önünü alamamıştık. Her bulduğunu alıyordu. Girdiğim mağaza beni tanıyordu artık. Çoğunlukla buradan alışveriş yapıyordum yiğenim için.Şimdi ise karşımda papyonlu bir takım duruyordu. 3-4 aylık olunca giyebileceği bir şeydi. Hiç düşünmeden paketlemelerini söyledim ve mağazayı dolaşmaya devam ettim. Kız bebek kıyafetlerinin olduğu kısma gelince elim istemsizce karnıma gitti. Belki de bir kızımız olurdu. Bizim gibi renkli gözlü olsa, minicik bir burnu, küçücük ağzı...
Kıyafet konusunda erken davranmak istemiyordum. Cinsiyeti belli olduktan sonra yapacaktım tüm alışverişini. Mağazadan çıkıp arabaya bineceğim sırada birinin beni dikkatle izlediğini farkettim. Ona baktığımı anlayınca hızla uzaklaşmıştı bulunduğu noktadan.
'Belki de birine benzetti.' diye geçirdim içimden.Şoföre gitmesini, akşam Emirhan ile döneceğimi söyledim. Elimde hediye paketiyle zile basıp beklemeye başladım.
Kapıyı açan annemdi."Hoşgeldin yavruumm." diyerek sımsıkı sarıldı boynuma.
"Hoşbuldum annecim. Hayırdır böyle uzun zamandır görüşmüyoruz gibi sarıldın?"
"Özledim seni."
Yukarı çıktığımda Dicle koltukta oturuyordu. Beni görünce ayağa kalkmak istedi.
"Kalkma, kalkma. Kocaman oldu artık karnın. Yorma kendini." diyerek yanına oturdum.
Acaba bana hamilelik yakışacak mıydı? Bir sürü hamile kıyafeti alacaktım kendime. Emirhan da eski Emirhan değildi artık. Bolca naz yapacaktım ona.
Ama kıyabilir miydim ki?
O nasıl bir baba olacaktı?
Oğlumuz olursa bol bol maç yaparlardı. Artık kaç parça eşya kırarlardı, Berivan Hanım'dan nasıl azar yerlerdi bilemem.
![](https://img.wattpad.com/cover/78139702-288-k731349.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin Masalı (TAMAMLANDI)
Ficción GeneralMezuniyet ile birlikte yeni bir hayata atılmayı beklerken, eline geçen o mektupla tepetaklak olmuştu Beyza. Öğrendikleri, yüzüne bir tokat misali çarparken 23 yıllık hayatının koca bir yalan üzerine kurulu olduğunu öğrenmişti. Tam 23 sene önce evla...