12. Bölüm, Veda

6.4K 209 20
                                    

Uzun bir aradan sonra selam! Bu bölüm kitabın geri kalanından çok çok farklı. Hatta yazdıklarımı tekrar okuduğumda bana tuhaf geldi ama böyle olması gerekiyordu. Hikayenin geri kalanı için planım biraz değişti.

Bi de kapağı vioreluna yaptı. İhtiyacı olanlara kapak yapıyor profiline uğrayın derim.

Yine oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. 13. bölüm bu ay (şubat) gelecek.

___________________________________________

Güney.

Boğuluyor gibiydi. Evin içinde amaçsızca bir oraya bir buraya yürürken ardarda sigaralar yakıyor, ara sıra durup İdil gittiğinden beri telefonunu ekranında öylece duran fotoğrafa bakıyordu.

Başından beri, yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunun farkındaydı ama bunu birinin öğrenmesi tarif edilmesi zor bir suçluluk ve ağırlık hissi altında bırakmıştı Güney'i.

Gece'yle yaşadıklarının doğru kabul edilebilecek hiçbir tarafı yoktu. Levent, onun kardeşi gibi değil kardeşiydi. Kardeşinin aşık olduğu kadınla birlikte olmuştu. Daha korkutucu olanı, ona aşık olmuştu.

Gece'yleyken de bu ihanetin ne kadar iğrenç olduğun farkındaydı ama onun gözlerinin içine baktığında kaybediyordu aklını. Ve şimdi, hayatının mahvolacağından emin olduğu şu anda, yine onu düşünmekten; onunla ilgili zihnindeki her anının her zerresini kafasında tekrar tekrar oynatmaktan kendini alamıyordu. Ne kadar güzel olduğunu bilmiyormuş gibi, biri ona ne zaman iltifat etse utanarak kafasını eğip küçücük eğri bir gülücükle karşılık verirdi mesela. Bu gülüşünü kafasında sonsuza dek tekrar tekrar oynatabilirdi Güney.

Ve Levent. Kardeşi. Ona böyle bir ihanet etmişken, Levent'i canından çok sevdiğini söylemesi ikiyüzlülük mü olurdu bilmiyordu, ama seviyordu.

Kimsenin anlayamayacağı şey buydu belki de. Şimdi tamamen kabulleniyordu. Gece'ye aşık olmuştu. Ona her dokunduğunda Levent'in aklına gelmesi gerekirdi belki. Ama olmuyordu. Gece karşısındayken dünya sadece ondan ibaretmiş gibi geliyordu.

Bilmem kaçıncı sigarasını tabaklarla dolu lavaboya fırlattı. Bunu kabullenip kaderini bekleyemezdi. Yaklaşık bir saattir, o fotoğrafta açık kalan telefonunu aldı. Hayatını kendisinden çok kontrol etme eğiliminde olan bir adam vardı nihayetinde. Engin Kayalar. Eğer her şeye bu kadar burnunu sokmak istiyorsa, buna da karışsın diye düşündü Güney. Sonuçta en son görüşmelerinde Engin Bey, o "bitir" diyene dek Güney'in İdil'le beraber olmasını emretmişti.

"Evet?"

Sesi sert, sabırsızdı. Güney kalbi hızla çarparak dudaklarını kemiriyordu.

"Lafı uzatmazsam iyi olacak..." Bunu kendine söylüyordu sanki. "İdil öğrendi." Derin bir nefes aldı. Nasıl öğrendiğini söylediğinde, Engin Kayalar'ın onun aptal olduğunu bir kez daha düşüneceğinden emindi. "Telefonumda fotoğrafımızı gördü ve evi terketti. Gideli bir saat oluyor. Gitmeden önce hayatımın bittiğini söyledi, yani herkesin bunu öğrenmesi için elinden geleni yapacak."

Kısa. Açık. Ve korkutucu.

Telefonun ucunda sessizlik oldu. Nefes alış veriş bile duyamıyordu Güney.

"O kızla ilgili ne kanıt varsa yok et. Fotoğraf, mesaj, eşya; her şeyi."

İş işten geçtikten sonra bunu yapması ne kadar mantıklıydı bilmiyordu. Sonuçta İdil öğrenmişti işte. Tek söyleyeceği bu muydu? İdil konusunda ne yapacağını sormak için kendini zorladı, kelimeler utançla çıktı ağzından.

YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin