Yasak

6. Bölüm, Özel Bir Yemek

Oylarınız için çok teşekkürler! Ve keyifli okumalar. :)

-------------------

Güney

"Ah, evet."

Başını arkaya atmış, vücudu titrerken inliyordu. Kadın kucağında aşağı yukarı oynarken elleri kendi saçlarını koparmak istiyormuşçasına kavramıştı. Uzun bir haykırıştan sonra nefes nefese alnını, Güney'in alnına dayadı.

"Seni seviyorum."

Nefeslerinin arasında, zar zor söylenmiş iki kelimeydi. Güney gözlerinin içine bakan kıza daha dün gece başkasıyla birlikte olduğunu söylese, bunu yine de söyler miydi, merak etti. Hayır, Gece değil. Bir başkası. Önceki gün, yüzünü bile hatırlayamadığı bir kadın daha. Aklını kaçırmak üzereyken İdil'i aramıştı ve şimdi buradalardı.

Genç kadın sadece bir an için kırılmış görünerek Güney'e baktıktan sonra kucağından kalktı. Vücudu gerçek olduğuna inanması zor derece mükemmeldi, belki de bu yüzden üzerine bir şey geçirmeye zahmet etmeden yatağın baş ucundan telefonunu alıp bir şeylere bakmaya başladı. Kendine güvenmekte haklıydı.

"Akşama çağırıyorlar." dedi dalgın bir şekilde. "Yarın sabah başlayacaktık, aptallar."

Güney başını yatağın arkalığına yaslayıp çekmecesinden paketini çıkardı ve bir sigara yaktı. Gözleri kapalı, en sevdiği zehri içine çekerken kızın tekrar yatağa oturduğunu hissetti. Ne var ki, göz kapaklarının karanlığı içinde görebildiği tek bir kadın yüzü vardı. Vücudunu ürperten, onu heyecanlandıran bir yüz. Saniyeler içinde, bir içgüdüyle, gözlerini açtı.

 "Gel buraya..."

Elini İdil'e uzatıp kız muhteşem vücudunu ona yaklaştırınca, kolunu kıza sardı. İdil tereddütlü göründükten saniyeler sonra dudaklarını sertçe Güney'inkilere bastırdı. Güney öpüşmelerine bir an ara verip sigarasından bir nefes çekti ve dumanı tekrar dudaklarına yapıştığı kızın ağzına üfledi. İdil istekli bir inilti çıkarttı. Güney sigarasını başucundaki küllüğe bırakıp kızın çıplak göğüslerinden birini sıkarken onu öpmeye devam etti. Eli göğüsünden beline, oradan karnına, oradan bacaklarının arasına kaydı. İdil elinin altında kıvranırken sertçe okşadı.

"Bebeğim..."

Bunu fısıldarken tekrar gözlerinin önünde başka bir yüz varmış hissine kapıldı. O anda, öfkesinin sertliğiyle kızı altına çekti. İdil çığlık atarken ağzını kapadı. Dakikalar sonra kendinden geçerek doruğa vardıklarında, yanyana yattılar. İdil'in çıplak göğüsleri nefes alıp verirken hızla inip kalkıyordu. Güney, küllükte kendi kendine yanıp biten sigaraya dokunmayıp yattığı yerden bir yenisini yattı.

"Yarın akşam uygun musun?"

dedi kısık bir sesle. İdil sessizce başını salladı. Bir nefes dolusu zehir daha, ve tereddütle alt dudağını ısırdı.

"Öyleyse bir plan yapma. Akşam yemeğine çıkıyoruz."

Gece

Hala haber yoktu.

Ne ajanstan, ne de ondan...

Gerçi o da aramamıştı. Güney'i. Neden arasındı ki? Kalbinin paramparça olması bir yana, kendini bir hayat kadını gibi hissetmesine sebep olmuştu. Gururu öyle kırılmıştı ki bir daha onun yüzünü görmeye danayamayacağını düşünüyordu. Oysa onun için sadece seks değildi. Kendini Güney'in de kendisine karşı farklı şeyler hissettiğine inandırmıştı ve şimdi bu haldeydi. O gecenin ardından haftasonuna kadar izin aldı. Patronu mutlu değildi ama umrunda da değildi.