22.alışmak

140 43 12
                                    

Ceren

"Bıktım bu işten" gene kendi kendime söylenme seanslarım başlamıştı. Bir elimde tabak bir elimde sünger kulağımda hazalla konuştuktan sonra kalan telefon .
"Telefonu nasıl koyucam ben şimdi?" Daha kimsecikler depoda yoktu. Ve ben buraya saçma sapan bikaç biblo için gelmiştim. Allah var maaşım iyi. Birde unutumamak gereken ares bey için de çalışmam.  Umarım kastı cinsellikle alakası bile yoktur. Ben daha bakire ve hiç öpüşmemiş bir kız olarak cinsellik beni aşardı. "Boynum acıdı ya " birden yavaşça telefonun çekildiğini hissetim . Telefon tamamen çekildiği sırada arkadan gelen tanıdık ses kulaklarımı doldurdu.
"Mantıklı düşünürsen tabağı hızlıca yıkayıp kenara koyarsîn ardından da telefonu kulağından çeker alırsın ve işine de sövme gereyi duymazsın" utancımdan yanaklarımın ısındığını hissetim. Arkama dönüp özür dileme hissi doğdu. Aynen de öyle yaptım yavaşça arkama döndüm. "Iı... aslında sövmedim" sert ama bir o kadarda çekici gülmsemesiyle yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Benim için çalışma vakti"

                        *    *    *

Ceren

Onun için çalışmamdan kastı neydi bunu söyledikten sonra ki takındığı pis sırıtışı korkunun beynime hücum etmesini sağlamıştı. Ama şuan onu deyil beni çekiştirmesiydi elimi tutarak. Elinin sıcaklığı korkumun artmasını engelliyordu. Ama bir o kadarda terleyen elim kolumun da uyuşmasına davetiye çıkarıyordu.

"Bişey dicem neden sabahtan beri aşağı inemedik ? " cevap vermeden beni çekmeyi devam ediyordu.sonunda merdivenlerden inip tanımadığım bir odaya girdik. Ne zamandan beri vardı burası?  içi boydan boya içkilerle dolu bu odada kırmızı renk hakimdi. Odanın ortası içki reonlarıyla doluydu. Ares beni odaya ittirdikten sonra kendiside içeri geçip odanın kapısını kapattı. Odadan gözlerimi alıp onun yeşilin eneşsiz tonunu barındıran gözlerine çevirdim.
"Kastın ne ?" Pis sırıtışını yüzünden eksitmeyerek bana doğru gelmeye başladı.
"Kastım" bana gelmeyi kesip kenardan aldığı bira şişesini bir bardağa doldurup bana uzattı.
Uzattığı bardağa tereddütle baksamda nazikçe aldım.gözlerini benden alıp reonların arkasında yer alan ve yeni fark ettiğim bordo koltuklara yöneltti. Beni beklemeden de oraya geçti. Aklımdaki şu sorular beni deli etmeye yetiyordu.
Bizimkiler nerde? Ve bunu neden yapıyor ?

                        *    *    *
Ceren

"Bunu niye yapıyorsun?"
Anlamsız gözlerini üstümde gezintiye çıkarmışçasına bakıyordu.
"Ne?" Bana kalsa sorumu yenilerdim ama gerek duymadan bardağımda az kalan biramıda kafama diktim.
"Hızlısın" aresin sorusu hafifçe gülmeme sebep oldu.
"Alışkanlık"
"Neden alıştın?" Sorusu kulağıma garip gelsede bir okadar da mantıklıydı . Sahi ben neden bu kadar alışmıştım acılarıma. Sadece tek kelimeyle alışmıştım. Aresin birşey dememi bekleyen gözleri sabrının taştığınada işaretti.
"Anlatacakmı-"
"Sana anlatmıştım."
"Tam olarak deyil. Anlat" derin bi nefes alışverişimin ardından aresin tekrardan doldurduğu içki bardağımdan bir yudum aldım.
"Anlatacağım ama sende şu çok bahsedilen damlayı anlatacaksın" aresin gözleri damla dediğimde irileşmişti. Ama görünürdü sinirlenmişe benzemiyordu.
"Tamam anlat"
" ailem beni terk etti. Niye terk ettiler ? Hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim annemin bizi doğar doğmaz bıraktıkları ve babamında on sekiz yaşıma bastığımda doğum günüm... " gözlerim dolmuştu . Damlalar artık dayanamayacaklarını isyan edip birer birer tenime deyip boğazımdan izlerini kaybettirmeye başlıyordu. Aresin gözleri yerde olması sinirlerimi bozmuş olsada dinlediğini umar bir şekilde lafıma kaldığım yerden devam ettim.

" doğum günümde babamda beni terk etti. Ardıdan miraslarını ve gülümse yazan altın kolayeyi bıraktılar. Sende sıra " içkisini yudumlayıp bardağını elinde çevirmeyi başladı.
"Aziz onu yakarak öldürdü. " yakmak mı ? Yakmak kelimsi ne kadar sıcak olsada aresin ağzından buz gibi çıkmıştı.
"Ben çok üzüldüm"
"Üzülmen onu geri getirmiyor " elindeki bardağı kenara bırakıp yerinden kalktı. Sebepsizce kalbimin atışı hızlanmıştı. Neden ki? Ares önüme eyildi ve yüzünü yüzüme yakınlaştırmaya başladı. Bir noktadan sonra durup eliyle akan gözyaşlarımın ardında bıraktığı ıslaklığı sildi. Kalbim patlama noktasına geldiği an kafamı çevirdim. Geri çekilip yerde bağdaş kurarak oturdu.
"Sen... bakiresin dimi?" Bu sorusu utanmama sebep olmuştu. Yanaklarımın utançtan yandığını hissedebiliyordum. Pis pis sırtışı sinirlerimi bozmaya yetiyordu zaten birde bu gereksiz soru. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Yüzü yüzüme geldikçe heycan ve korku kalbime hücum ediyor kalbimde elinde ki kepçeyle midemi karıştırıyordu. Ne garip şey heyecanlanıyorum yani .
Ares dudaklarıma bakıp ellerini belime götürdü. Tabi ki ben heyecandan kaskatı kesildim.
"Benim olmanı bekleyeceğim "
Aresin bu sözü karşısında dayanamayıp dudaklarını onun üstüne örttüm. Evet çok aptalca .evet çok acemice. Ama herşeye çekinerek yaşamaktan ve herşeyi beklemekten yoruldum .
Acemice Öpmeme karşılık vermeyen ares bir süre sonrada geri çekildi. Anlamsızca ona bakıyordum. O bunu istemiyormuydu?
"İçindeki acıları örtmek için yapma bunu . Bekleyeceğim "

------------------

Voteler ve yorumlar çok az böyle giderse yazmamayı düşünebilirim. Umarım  bu bölümü beğenmişsinizdir .

Aşk Aptallar Içindir #Wattys2016 (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin