Bölüm ithafı:
-hilalilhan14
-_irem_yavuz_
-bluebendiss
-bambusuzum13
-kremalikopek13*Benden size kalpcikler*•Müziği dediğim yerde açınız. 🎵
İyi okumalar ♡.♡
*Düzenlendi*
•••
HATIRLATMA:
"Bırak lan kızın kolunu!" diye sinirle bağırdı Derin. Berkan da aynı şekilde, "Asıl sen bırak Derin. Çünkü Doğa benimle geliyor. Ayrıca sana karşılık vermeyeceğim." diyerek kendine çekti. Derin ise kolumu kendi tarafına çekerek, "Benimle geliyor. Hem sen ona korkuyorum desene." Berkan alayla güldü. "Sen kendini avut anca Derin. Benimle geliyor. Senden korkan senin gibi olsun!" yine sesini yükseltmişti. "Benim gibi olamazsın sen Berkan Yılmaz. Son olarak ise benimle geliyor!"
Artık araya girmeliydim. Birini alıp buradan götürmeliydim. Ama kimi alıp götürecektim. O arabaya Derin'le mi? Yoksa Berkan'la mı binecektim? İşte tam olarak seçmem gereken de buydu.
•••
"Bak Derin. Haddini aşıyorsun! Doğa var diye susuyorum. Şimdi çeneni kapat ve git!" dedi Berkan. Bir elimi Derin'in göğsüne diğer elimi de Berkan'ın göğsüne bastırdım. "Yeter! Aralıksız 15 dakikadır kavga ediyorsunuz! Bana sordunuz mu? Benim hakkımda olan kararları ne zamandan beri siz veriyorsunuz. Yeter! İkinizlede gelmiyorum. Kapiş?"
Tek kaşımı kaldırarak bir Derin'e bir de Berkan'a baktım. "Nasıl ya? Benimle niye gelmiyorsun Doğa?" dedi ve gözlerini kırpıştırdı Derin. Gözlerimi kaçırdım. "Olmaz. İkinizle de gelmeyeceğim. Çağrı'yı arıyorum." dedim ve bir şey söylemelerine izin vermeden yanlarından uzaklaştım. Homurdanarak telefonu çıkarttım çantamdan. Çağrı'yı arayarak kulağıma götürdüm. İkinci çalışta açtı.
"Doğa'm? İyi misin? Bir şey olmadı dimi?" 15 dakika sonra beni gülümseten adam. "İyiyim Çağrı'm. Merak etme. Şey. Beni alabilir misin? İş için yemekteydim de." sesimi alçalttım. "Derin ile gelmiştim. Arabam şirkette." anlamadığım şekilde bir şeyler mırıldandı. "Tamam. Sen bana konum at. Hemen geliyorum. Sakın bir yere kımıldama ha." gülümsedim. "Ya za- alo? Alo? Çağrı? Yine öküzlüğünü gösterttin ya bravo."
Homurdanarak telefonu kapatıp konum attım. Yanlarına giderek ikisine en sert bakışlarımı attım. Tabi masum ve üzgün bakan gözlerini görünce istemsizce yüzüm düştü. "Şey. Iğm. Doğa. Ee. Şey." elimi kaldırarak, "Anladım ben Derinciğim. Sen hiç merak etme canım." gözlerini devirdi. Ben ise gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Doğa. Aynen bende. Şey. Ee. Hah. Evet." bu sefer saçmalayan mavi gözdü. "Anladım Berkan. Gerçekten."
O da aynı şekilde göz devirdi ve ardından gözlerini kaçırdı. Gülerek ikisine baktım. "Bize 2 dakika müsade eder misin. Berkan." dedi. Berkan ise kafasını sallayarak biraz uzaklaştı. Derin, Berkan'ın yeterince uzaklaştığından emin olunca bana dönerek yavaşça gülümsedi. "Bak Doğa. Sakın yanlış anlama. Yani Çağrı-" sinirli parmağımı dudağını bastırdım.
"Evet Derin. Biliyorum. Çağrı kızmasın diye beni bırakmak istedin. Yoksa neden bırakmak isteyesin ki?" Derin birkaç saniye yüzüme baktı. Ardından ağzını bir şey söylemek için açtı. "Aslında-" tanıdık ses kulağıma gelince o tarafa doğru döndüm. "Doğa? İyisin değil mi?" kafamı salladım. Yanıma gelerek bana sıkıca sarıldı. Başıma öpücük kondurarak, "Çok şükür. İyisin." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JELİBONLU MUHALLEBİM
Humor"Bir şey fark ettim de." dedi ve jelibon dolu kaseyi kendi önüne çekti. 'Ne fark ettin' demek istesemde gözlerim çektiği kase de takılı kalmıştı. Onlar benim jelibonlarımdı. "Sen ve ben." bunu demesiyle gözlerim jet hızında gözlerini buldu. "Ben ve...