Helloooğ canlarım yeni bir bölümle karşınızdayım. Bölüm sonu notunu mutlaka okuyunuz. Umarım beğenirsiniz aceleyle yazdım.İyi okumalaaaar...🖤
*Düzenlendi*
✵
Hatırlatma:
Cebimden telefonu çıkartarak arayan kişiye baktım ve bu kişinin Çağrı olduğunu görünce gözlerimi büyüttüm. "Eyvah! Çağrı! Yandım ben!" Arel de gözlerini büyüterek bir elini ağzına batırdı. Boğazımı temizledim ve telefonu açtım. "Alo Çağrı'm?" karşı taraftan bir nefes alma sesi geldi ve hemen ardından, "uyandırdığım için özür dilerim Doğa'm. Sana bir şey söylemek istiyorum şu an eve geliyorum ama-" sözünü keserek, "ha evde değilsin sen öyle mi? Şimdi mi gidiyorsun eve sen? Tamam biz Arel'e evdeyiz zaten-"
Sözümü kesti. "Doğa çok önemli bir şey söyleyeceğim sana yüzüne karşı-" sözünü kestim. "Tabi canım söyle sen biz zaten evdeyiz hatta mısır patlatayım ben gelince beraber film filan izleriz nedersin bence harika bir fikir değil mi? Hemen Arel'i uyandırayım ben-" sözümü keserek beni şok edecek olan kelimeleri söyledi.
"Doğa ben İzmir'e dönüyorum."
•••
Şaşkınlıkla gözlerimi Arel ve Selin'in üzerinde gezdirdim. Çağrı yine saçma şakalarından birini yapıyordu. "Öf ne saçmalıyorsun Çağrı yine-." nefesini sesli bir şekilde dışarıya üfleyerek, "Eve geliyorum Doğa konuşuruz." dedi ve telefonu suratıma kapattı. Dudaklarımı sinirle ısırarak telefonu kulağımdan çektim ve Arel'e döndüm. "Aşko acil durum. 1. Çağrı İzmir'e dönüyorum gibi bir şeyler zırvaladı. 2. O eve gitmeden eve gitmeliyiz."
Arel, "Ne?!" diye bağırarak çığlık attı. "Ne demek Çağrı İzmir'e dönüyormuş Doğa?" diye sorarak yanıma gelmeye başladı Selin. Derin bir nefes alarak, "Bilmiyorum eve gidelim öğreneceğiz." dedim ve masadan çantamı alarak hızla dışarıya çıkmaya başladım. Arel ve adını bilmediğim Selin'in yanındaki adam hızla hesabı ödeyerek koşar adımlarla peşimden geldiler.
"Doğa yavrum sakin ol ayol. Çağrımlıaşkım şaka yapmıştır. Onda seni burda bırakıp gidecek göz var mı? Hahayt yok tabi kız şaka yapıyor diyorum. Dursana ayol!" Arkamı dönmemle Arel'le çarpışmamız bir oldu. Yüzümü buruşturarak hızla geri çekildim. "Arel hiç şaka yapar gibi değildi ve bunu biliyorsun ki Çağrı böyle bir konuda şaka yapmaz." Selin ve Arel bakışarak hafifçe kafalarını salladılar. Derin bir nefes aldım.
"Şimdi hızla eve gitmeliyiz. Ben sana demiştim arabamla gelelim diye. Sen tutturdun taksi de taksi al işte bul şimdi taksi." Arel dilini üç kez şaklatarak, "Ayol senin arabanı görüp tanısın mı Selin sonra? Yoksa onu takip ettiğimizi filan anlardı. Bak şimdi anlamıyor. Neden? Çünkü taksiyle geldik bebeğim." Selin Arel'in kafasına vurarak, "O konuya daha sonra geleceğiz Aroş. Bekle sen." dedi
Arel yüzünü buruşturdu. "Hah sen hem beni öp hem kaç hemde suçlu ben olayım. Yolarım kız seni vallahi yolarım. Bozuk mantı." Selin'in yanakları hızla kızarırken bir şey söylemek için ağzını açtı fakat ben ellerimi sallayarak, "Yeter! Tartışmanızı sonra yaparsınız. Önce bir eve gidelim de sonra bunu düşünürüz. Aroş taksiyi ara gelsin." dedim. Arel hızla kafasını sallayarak telefonunu çıkarttı.
O sırada adını bilmediğim adam, "Taksiye gerek yok ben sizi bırakırım. Birde taksi bulmak için uğraşmayın şimdi." Arel gözlerini kısarak, "Sen de kimsin ayol? Hem Selin'in yanında ne arıyordun? Bak hâlâ sinirliyim sana vallahi ejderhalarımı üzerine salarım." ambulans sireni gibi ses çıkartarak, "Bozuk mantı kılıklı orangutan." dedi. Gülme Doğa. Durum acil Çağrı gidiyor? Hayır Çağrı gidemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JELİBONLU MUHALLEBİM
Humor"Bir şey fark ettim de." dedi ve jelibon dolu kaseyi kendi önüne çekti. 'Ne fark ettin' demek istesemde gözlerim çektiği kase de takılı kalmıştı. Onlar benim jelibonlarımdı. "Sen ve ben." bunu demesiyle gözlerim jet hızında gözlerini buldu. "Ben ve...