Şaka...
Sabah erkenden kalkıp okula gelmiştim. Malum yapacağım şakayı kimsenin görüp engel olmaması gerekiyordu çünkü, kızlara bile anlattığımda en başta Rümeysa sonra da Elif karşı çıkmıştı. Tabii her zaman ki gibi Zeynep ve Merve her türlü eğlenceye vardı.
Evden getirdiğim çantamdaki zeytinyağlı hafif yeşilimsi olan kremi çıkartıp Tuğba'nın sırasının altına boca ettim. Elini attığı anda eline bulaşırdı. Kalkıp sırama oturdum ve bu anı tekrar izleyip gülmek için telefonumu tam onun sırasını görecek şekilde ayarladım. O kapıdan girdiği an kayıt düğmesine basacak ve yüz ifadesine bakarak kahkaha atacaktım. Sınıfımız sadece kızlardan oluşuyordu ve rahat rahat gülebilirdim. Şimdi siz benim çok cani olduğumu düşüneceksiniz. Düşünmeyin çünkü, iki hafta önce o beni yemekhane de bütün okulun önünde düşürmüş adımı sakar'a çıkarmıştı. Hakediyordu yani. En azından ben onu okula değil sadee bizim sınıfa rezil edecektim.
Az sonra sınıf arkadaşlarım tek tek sınıfa gelmeye başladı. Sıra arkadaşım Kader de geldiğinde dikkatlice yüzüme baktı."Bu yüzündeki sırıtma hiç hayır değil senin."dedi şüpheyle ve çantasını sıraya koyup kendi de oturdu. Gülüp ona planımı anlattım. Kader de tıpkı benim gibi Tuğba'ya sinir olduğundan kahkaha atıp telefonunu çekmek için ayarladı. Sınıfın kapısın önünden 'Günaydııııın'diyen cırtlak bir ses duyuldu ve Tuğba göründü. O sırasına doğru giderken biz Kader'le gülmeye hazır bir şekilde bekliyorduk. Tuğba sırasına oturdu ve her sabah yaptığı gibi eliyle sırasının altını yokladı ve BOM !
"Ayyyyyy....ayyyyyy...ayyyyyy"diye arka arkaya cırladı. O çırlayıp elindeki kremi peçeteye silmeye çalışırken biz sınıfca gülme krizine girmiştik. Tuğba elini tamamen temizleyince dönüp bana baktı.
"Sen...sen yaptın değil mi?"dedi o itici sesiyle. Gülmekten gözümden akan yaşları silip ayağa kalktım.
"Evet ben yaptım. Ne yapacaksın?"dedim. Şaşkınca baktı. Tıpkı onun gibi korkup kendi yaptığımı söylemeyeceğimi sandı galiba.
"Seni müdüre söyleyeceğim. Okuldan attıracağım."diye tehditlerini sıraladı. El sallayıp gıcık gıcık sırıttım.
"Annene de şikayet edecek misin? Ha. Kendi işini kendin yapamıyor musun?"diye alayla sordum. Sinirle hıh'layıp cırladı.
"Sen kimsin de beni aşağılamaya, rezil etmeye kalkıyorsun yaaa. Seni bitiririm kızııım."diye sinirle cırlamaya devam etti. Üstüne yürüdüm ve sakince konuştum.
"Ben kim miyim? Ben Hafsa'yım. Geçen gün yemekhanede düşürüp rezil ettiğin kız. Ve şu bitirme meselesine gelirsek, kimin kimi bitireceği hiç belli olmaz."diye sakin ama tehditvari bir ses tonuyla konuştum. Daha sonra Tuğba'yı takmadan sırıtarak yerime geçtim. Kabul ediyorum, bana yapılan bir kötülüpe hemen kötülükle karşılık vermem doğru değildi belki ama bu Tuğba'nın ilk hatası değildi ve birilerinin bu kıza bir ders vermesi gerekiyordu. Bundan sonra da böyle davranmaya devam ederse, bende ona ders verme çabalarıma devam ederdim.
***
Sonunda ders bittiğinde sınıftan çıkmak için kitaplarımı sıranın bir köşesine toplayıp ayağa kalktım. O sırada Tuğba gerizekalısı bana gıcık bakışlar atıyordu. Daha da gıcık olması için 'Ne ayaq' manasında bi hareket yapıp göz kırptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerime Bakma!
HumorHafsa ERDEM & Ömer KAROĞLU İkiside bir birinden sinirli. İkiside bir birinden inatçı. İkiside bir birinden sevimli. İkiside bir birinden iyi yürekli. Ama en önemlisi, İkiside bir birinden İFFETLİ iki genç. Tevafuk eseri yolları kesişen bu iki g...