Ceza..."Olmaz Zeynep. İstemiyorum."deyip ağzıma sokmaya çalıştığı muzlu keki itekledim. Offf 'layıp yalvarmaya devam etti.
"Kanka hadi yaaaa. Bi kere ısır bak, tadı çok güzel. Bir seversen vazgeçemezsin."diye ısrar etti. Niye ısrar ediyordu bu kız. Sevmiyordum işte, muzlu hiç bir yiyeceği sevmiyordum. Muz'un kendisini de zar zor yiyordum. Gözlerimi devirip cevap verdim.
"Kızım anlamıyor musun? Ben senin gibi her önüme geleni yemiyorum. -Hala ağzıma keki sokmaya çalışıyor- Çek şunu Pis obur."diye cırladım. Kızlarla bizim evde toplanmış ders çalışıyorduk. Ara verip annemin yaptığı atıştırmalıkları yiyorduk. Zeynep de kendi oburluğunu bana bulaştırmaya çalışıyordu. Bizim bu halimize Elif oflayıp telefonuyla ilgilenirken. Merve kahkaha atıyordu. Rümeysa ise her zamanki gibi dayanamamış ve bizi ikaz ediyordu.
"Kızlar, yeter ama. Hadi tamam bu kadar ara yeter devam ediyoruz. Merve gülme ve matematik kitabını aç Elif seni çalıştırsın. Zeynep sende aç kitabını ben sana yardım edicem. Hafsa sen kendin test çöz. Senin konuların tamam dı değil mi?"diye konuştu. Kafa sallayıp test kitabımı aldım ve kaldığım yerden açıp çözmeye başladım. Söylemesi ayıp bizim grubun çalışkanları ben, Elif ve Rümeysaydı. Tabii tahmin edersiniz ki tembelleri de Zeynep ve Merve idi. Biz hep önceden çalışır sınavlardan yüksek almaya çalışırdık. Onlarsa çalışmaz ancak bizim zorumuzla bir şeyler yaparlardı. Tabi daha çok Rümeysa'nın zorlamalarıyla.
Bu Rümeysa'nın otorite'sine bayılıyordum yahu. Nasıl hemen dediğini yaptırıyordu. Diğerlerine baktığımda onlar da oflayarak kitaplarını açmıştı. Gülüp test'e devam ettim. Eee yarın ki Matematik sınavından düşük almak istemezdim, değil mi?***
Okuldan geldiğimizden beri ders çalışıyorduk. İkindi ezanı okunduğunda kalkıp abdestimi aldım ve namazımı kılıp geri kızların yanına döndüm. Hepsi harıl harıl ders çalışıyordu."Kızlar ezan okundu hadi kalkın da kılın namazınızı."dedim. Hepsi kafa salladı. Elif bana dönüp.
"Sen kılmayacak mısın?"diye sordu. Gülüp.
"Ben az önce kılıp geldim."dedim. Bu biraz 'Tokum, yiyipte geldim' gibi olmuştu. İkimizde güldük ve oda kızların arkasından gitti. Arkalarından bakıp haince güldüm. Çığlık sesleri gelince koşup odamın kapısını kilitledim ve kahkaha attım. Siz şimdi merak ediyorsunuzdur ne olduğunu. Anlatayım o halde. Herkesin ders çalışmaktan sıkıldığını farkedip yeni bir şaka yapayım dedim. Böyle şakalar için aldığım oyuncak Fare maketini lavabo'ya koydum ve onları abdest almak için gönderdim. Onlar da bunu görüp kafayı yediler tabi. Eheheheh biraz kötüyüm galiba.
Az sonra kızlar odaya girmeyi başarmışlardı. 4'ü birden etrafımı sarmış ve beni de odamdaki sandalyeye bağlamışlardı. Nasıl olduğunu ben de anlamamıştım az önce kahkaha atarken şimdi ne haldeydim. Eee boşuna demiyorlar 'insan ne oldum değil, ne olacağım demeli.' Diye. Ayhh biraz daha bu sandalyede bağlı kalırsam beynimi yiyecektim. Kızların bağlama şekline de hasta olmuştum yalnız. Odamda çekmecemdeki yemeniler ve şallarla bağlamışlardı beni. Beni, benim silahımla vuruyo çakallar.
"Kızlar, tamam ya hadi çözün beni sıkıldım yahu."diye cırladım. Hepsi aynı anda;
"Kes sesini!"diye cırlayınca irkilerek çenemi kapattım. Onlar toplanıp kendi arasında konuşurken ben onlara bağırıp çağırmakla meşguldüm.
"Kızlar yaaa."
"Bakın, özür dilerim."
"Hadi açın beni."diye ard arda konuştum. Beni kaale almamaya devam ettiklerinde yalvarma kısmına geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerime Bakma!
ComédieHafsa ERDEM & Ömer KAROĞLU İkiside bir birinden sinirli. İkiside bir birinden inatçı. İkiside bir birinden sevimli. İkiside bir birinden iyi yürekli. Ama en önemlisi, İkiside bir birinden İFFETLİ iki genç. Tevafuk eseri yolları kesişen bu iki g...