2. BÖLÜM

26.8K 941 71
                                    

Mete, Gülce'nin birden yemekten kalkmasıyla şaşırmış, kendisinden rahatsız olduğunu düşünmüştü. Yemekte birkaç kez gözlerinin genç kıza kaymasına, dahası kurabiyeye uzanan ince narin parmaklara dokunma isteğine de engel olamamış kendinden bağımsız eli kızın eline uzanmıştı. Parmaklarının ucunda hissettiği sıcacık eli neredeyse tutacakken Gülce'nin elini geri çekmesiyle kendine gelmişti. 'Delirmiş olmalıyım, ne yapıyorum ben böyle hem de ailelerin yanında' diye geçirmişti içinden. Herkesin yanlışlıkla olduğunu düşünmesini ummuştu ama Gülce anlamış ve rahatsız olmuştu demek ki. İki dakika geçmemiş kaçar gibi kalkmıştı oturduğu yerden. Düşündüklerine, hissemeye başladığı şeylere anlam veremiyordu Mete. Belki de sadece görmediği zaman içinde ne kadar güzelleştiğini fark ettiğinden geçici bir ilgi ya da beğeniydi hissettiği. Şu durumun sebebi her neyse geçene kadar uzak dursa iyi olacaktı anlaşılan. Sıkıntıyla nefesini dışarı verirken kafasındakileri dağıtmak için ortada dönen muhabbete kulak kesildi.

"Uşağum ha bu kizlaru tek başlarina gönderdun ama ortalık it kopuk kaynıyo. Dönmediler de hala başlarina birşey gelmesun."

"Doğru diyorsun anne ben de merak ettim. Utku'yu bulayım da gidip bir baksın." diyerek yerinden kalkmaya çalışan Mithat Bey'i Mehmet Bey durdurdu.

"Utku'yu aramaya uğraşma Mithatcığım. Mete bakıverir fazla uzağa gitmemişlerdir zaten."

"İyi madem...zahmet olacak ama."

"Yok canım ne zahmeti. Mete hadi oğlum bir bakıver Gülce'yle Elvan'a.

"Tamam baba." diyerek yerinden kalkan Mete kızlarından gittiği yöne yürürken kendi kendine söylenmeyi de ihmal etmedi.

"Bir dakika önce uzak durmaya karar veriyorum bir dakika sonra kızın peşindeyim. Hay ben böyle şansın..."

Soğuk birşeylere ihtiyacı olduğunu düşünerek kızları aramaya başlamadan önce yolun karşısındaki markete girdi. Marketten aldığı buz gibi gazozunu yudumlayarak sahil boyunca yürümeye başladı. Ailelerin bulunduğu yerden epey uzaklaşmıştı. Artık sinirlenmeye başlıyordu herkes denizde eğlenirken o hanım efendinin peşine düşmüştü. Tamam çok şikayetçi olduğu söylenemezdi belki ama aldığı karara da ters düşüyordu işte. Biraz daha yürüdüğünde ilerde Elvan'ı Çetin'le konuşurken gördü. O anda aklına sevgilileriyle buluşmak için kaçar gibi gitmiş olabilecekleri geldi. Gülce ortalıkta görünmüyordu 'Demekki o da başka bir yerde sevgilisiyle beraber' diye geçirdi aklından. Nedense bu düşünce ve görebileceği şeylerin ihtimali canını sıkmıştı.

İsteksizce adımlar atarak Elvan'ın yanına yaklaşmıştı ki genç kızın çığlığıyla afalladı. Başta neden bağırdığını anlamasa da eliyle denizde bir yeri işaret etmesiyle Gülce'yi fark etti. Genç kız bir hayli açıktaydı ve suyun içine batıp çıkıyordu. Mete hiç düşünmeden koşarak attı kendini suyun içine. Elinden geldiğince hızlı kulaçlar atarak Gülce'ye ulaşmaya çalışıyordu. Biraz nefes almak ve kızın tam yerini görebilmek için durduğunda hala aralarında mesafe olduğunu gördü. Derin bir nefes alıp tekrar kulaç atmaya başladı. Sonunda Gülce'ye ulaşabildiğinde genç kızı kolundan tutup kendine doğru çekti.

"Gülce sakin ol bana bırak kendini."

"Bacağıma kramp girdi yardım et."

"Çıkaracağım seni merak etme. Sadece sakin ol."

Gülce dakikalardır boğuştuğu suyun içinde artık ümidini yitirmeye başladığı anda yanında görmeyi hiç beklemediği delikanlıya tutundu sıkıca. Doğrudan gözlerinin içine bakarak güven vermeye çalışan siyah gözlere sığındı. Sakinleştirici sözleriyle kendini tamamen ona bırakıp yönlendirmesine izin verdi.

HAYAT ÖPÜCÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin