4. BÖLÜM

20.1K 915 40
                                    

Mithat Bey, Gülce için, ustabaşı olarak çalıştığı tekstil fabrikasının muhasebe müdürü Kadir Bey ile görüşmüş ancak Kadir Bey, kızı geçici bir iş aradığı için fabrikaya alamayacaklarını, yine de çevresine soruşturacağını söylemişti. Nihayet bir hafta sonra Kadir Bey'den olumlu bir haber çıkmış Mithat Bey Gülce'den fabrika çıkışı yanına gelmesini istemişti. Gülce sebebini söylemeyen babasına tamam demiş akşamüstü hazırlanarak evden çıkmış, babasının çalıştığı fabrikanın önünde beklemeye başlamıştı. On dakika babası yanında Kadir Bey ile gelmişti.

"Hoşgeldin kızım." dedi Mithat Bey.

"Hoşbulduk baba." diyerek gülce önce babasının yanaklarını öptü.

"Gülce, Kadir Bey fabrikanın muhasebe müdürü. Senin iş aradığını söylemiştim sağolsun yardımcı oldu." dediğinde Gülce babasıyla hemen hemen yaşıt olan admın elini öptü.

"Memnun oldum Kadir Bey."

"Kadir Amca." diye düzeltti Gülce'yi Kadir Bey.

"Babana da söyledim geçici iş istediğin için fabrikaya alamıyoruz, buyüzden birkaç arkadaşıma sordum sana göre bir iş var mı diye. Bulvar'da muhasebe ofisi olan bir arkadaşım var karısıyla beraber çalışıyorlardı. Ama karısı geçen ay doğum yapınca bir süreliğine ara vermesi gerekmiş. Tek başına işlere yetişemediğini karısı tekrar çalışmaya başlayana kadar da bir yardımcıya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de hemen seni çağırması için Mithat Abi'ye söyledim. Şimdi hep beraber gidelim tanışalım, kafanıza yatarsa başlarsın."

"Çok sağol Kadir Bey." dedi Mithat Bey.

"Teşekkür ederim Kadir Be.. Amca."

Kadir Bey gülümseyerek baba kızı arabasına yönlendirdi. Yarım saat sonra Bulvar'da cadde üstü bir binadan içeri girdiler. İlk katta bir turizm acentası vardı, ikinci katta ise bir hukuk bürosu ile Kadir Bey'in söylediği serbest muhasebe ofisi vardı. Gülce girmeden önce kapıdaki yazıya gözü ilişti. Gülmez Muhasebe. Nedense bu isim içinde gülme isteği uyandırmıştı. Ofise girdiklerinde kendilerini otuzunun ortalarında, uzun boylu, kumral, ela gözlü bir adam karşıladı.

"Merhaba Yunus." Kadir Bey selam verip girişin solundaki odaya geçerken Mithat Bey ve Gülce'de aynı şekil selam vererek Kadir Bey'i takip ettiler.

"Hoş geldiniz. Buyrun oturun."

Kadir Bey camın önündeki ikili kanepeye otururken Mithat Bey de onun hemen yanına ve Gülce de Yunus Bey'in masasının önündeki sandalyelerden birine oturdu. Duvarlar boydan boya raflı dolaplarla kaplıydı. Raflarda da dosyalar ve evraklar duruyordu. Sade döşenmiş, sıradan bir ofis görünümündeydi. Sadece kadın eli değdiğini belli eden camın önüne, girişin ve odanın köşelerine yerleştirilmiş renk renk saksı çiçekleri bu sıradanlığa değişiklik katıyordu. Yunus Bey, Gülce'ye yapacağı işten bahsederken genç kızın içi heyecandan pırpır ediyordu. İlk kez çalışacaktı, çok istemesine rağmen başarısız olup bu üç adamın karşısında mahcup duruma düşmekten de korkuyordu. Yunus Bey güleryüzlülüğü ve nazik konuşma tarzıyla güvenilir birine benziyordu. İlk anda Mithat bey adamın genç oluşundan ve kızının onunla aynı ofiste yalnız çalışacak olmasından rahatsızlık duysa da, karısının sık sık uğradığını ve babasının da gün içinde vaktinin çoğunu ofiste geçirdiğini duyunca biraz rahatladı. Herşeyi konuşup anlaştıktan sonra Yunus Bey yarın başlayabileceğini söyleyerek; "Hayırlı olsun." dedi. Gülce çalışacağı, Mithat Bey de kızının yüzünün gülmesi ve Kenan itinden kurtulacağı umuduyla mutlu olmuşlardı.

****************

Mithat Bey iş dönüşü mahalledeki kahvenin önünden geçerken Mehmet Bey seslenmiş "Gel arkadaşım eve gitmeden bir çay içelim beraber hem laflarız biraz. " demişti. Mithat Bey de yıllardır hem komşuluk hem arkadaşlık yaptığı, sevdiği, saydığı adamı geri çevirmemiş masasına oturmuştu. Havadan sudan, işten, çocuklardan hoş sohbete dalmışken yanlarına gelip karşılarındaki sandalyeye oturan Sabri Bey ile sohbetleri yarıda kesildi.

HAYAT ÖPÜCÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin