~YEDİ~

504 25 10
                                    

Küçük ve temiz hanın içerisi sıcacıktı. Will, Maddie ve Daniel hanın en köşesindeki masada oturmuş, yemeklerinin gelmesini bekliyorlardı. Handa onlardan başka kimse yoktu. Bu yüzden han sahibi ve garson, onlara özenle hizmet ediyorlardı. Dumanı tüten üç kuzu kaburga görününce Daniel'ın gözleri parladı. Garson kız tabakları ve bardakları ustaca yerleştirirken çaktırmadan da Daniel'a bakıyordu. Göz göze gelince kıpkırmızı olan kız, anlaşılmaz bir şeyler mırıldanarak aceleyle yanlarından ayrıldı. Maddie bunu görünce otuz iki diş sırıttı ve akşam bu konuda Daniel ile dalga geçmeyi aklının bir köşesine yazdı.

O anda hanın sahibi Charlie yanlarına geldi. Kısa boylu, kır saçlı ve güleç yüzlü biriydi. Sakallı yüzünde zor geçen yılların neden olduğu derin çizgiler vardı. Onlara hitaben:
" Sakıncası yoksa size katılabilir miyim?" diye sordu. Will yanlarına oturmalarını işaret etti. Charlie:
"Hana girdiğinizden beri sormak istiyorum ama..." çekinerek müşterilerine bakan Charlie, üçünün de merakla kendisine baktığını görünce ağzındaki baklayı çıkardı.
"Siz Orman Muhafızı'sınız, değil mi?" Will şaşkınlıkla han sahibine bakarken:
"Galyalılar, Araluen Orman Muhafızları'nı bilmiyorlar zannediyordum." dedi. Rahatlayan Charlie gülümseyerek:
"Eh, Galyalılar bilmez ama ben eski Araluenli olduğum için biliyorum." dedi.
Will, hana girerken düşündüğünde haklı çıkmıştı. Yabancı bir yerde hemşerisi ile karşılaşmanın şaşkınlığıyla han sahibine baktı ve:
"Peki neden Araluen'den ayrıldın?" diye sordu. Charlie kederle başını salladı:
"Ayrılmayı hiç düşünmezdim aslında. Önceden Anselm Baronluğu'nda bir han işletiyordum. Eşim ve kızımla birlikte. Çok fazla kazanamasak da geçinip gidiyorduk işte. Sonra baronlukta haraç kesen birkaç eşkıya bozuntusu türedi. Köyümüzdeki tüm esnaftan zorla para alıyorlardı. Benden de para almaya geldiler ama vermedim. Ailem için kazandığım birkaç kuruşu da onlara yediremezdim. Sonra bir gece... Uyurken sarsılarak uyandırıldım ve o eşkıyaların lideriyle göz göze geldim.
Akıllarınca beni korkutacaklardı. Beni ne kadar dövseler de gıkım çıkmazdı. Ve onlar da bunu bildikleri için bana hiçbir şey yapmadılar. Gözümün önünde eşim ve kızımı canice öldürmek dışında... Ve beni bıraktılar. Karım ve kızım benim yüzümden öldürüldü. Bu vicdan azabıyla orada yaşayamazdım. Ben de bu yüzden buraya geldim."

Üç müşterisinin dehşetle kendisine baktıklarını gören Charlie, hüzünle gülümsedi. Will:
"Ailen için gerçekten çok üzgünüm." dedi. Daniel:
"Peki katiller yakalandı mı?" diye sordu.
"Anselm Baronluğu'nun Orman Muhafızı hepsini yakalayıp hapse attı." diyerek onayladı han sahibi. "Bu yüzden neye ihtiyacınız olursa çekinmeden söyleyin. O Orman Muhafızı'na minnet borcum var. Kendisine ödeyemedim ama meslektaşlarına yardım etmekten şeref duyarım."
"Teşekkürler ama şimdilik bir şeye ihtiyacımız yok."
Kısa bir sessizlik oldu ve bu sessizliği bozan, boş tabakları toplamaya gelen garson kız oldu.
"Afiyet olsun efendim." O ana kadar hiç konuşmamış olan Maddie garson kıza hitaben:
"İsmin ne?" diye sordu. Hazırlıksız yakalanan kız şaşkınlıkla Maddie'ye birkaç saniye baktıktan sonra:
"Şey.. Isabelle." diye cevap verdi.
"Pekala Isabelle. Bulaşıkta sana yardım edeceğim. Ve itiraz da duymak istemiyorum." Enerjik bir şekilde ayağa kalkan Maddie tabakların bir kısmını aldı ve mutfağa doğru gitti. Garson kıza onu takip etmekten başka çare kalmamıştı. Will bıyık altından gülümsedi. Çırağı kendisini gün geçtikçe aşıyordu. Charlie:
"Odalarınızı nasıl hazırlayalım?" diye sordu. Will:
"Maddie için bir oda. Başka bir odada Daniel ve ben kalabiliriz."

Mutfakta ise bambaşka bir konuşma vardı. Isabelle önceki çekingenliğinden kurtulmuş, Maddie ile sohbet ediyordu.
"Peki Daniel kardeşin mi?"
Sormak istediğini sormuştu sonunda. Merakla Maddie'nin cevabını bekledi.
" Hayır ama öz kardeşim gibidir. Babalarımız çok iyi arkadaş o yüzden Danny ile birlikte büyüdük."
"Şey, o zaman Daniel'ın sevgilisi var mı?"
Maddie kıkırdadı.
"Şimdilik yok ama neden sordun?" Isabelle telaşla:
"Hiç, öylesine yani." dedi. Maddie kızcağızı daha fazla sıkıştırmamak için sustu. Daniel'ın anlattıklarına tepkisi ne olacaktı acaba?

****

Gece sessiz bir şekilde geçti. Üç yoldaş da sabaha kadar deliksiz bir uyku çekmişlerdi. Sabah kahvaltıdan sonra Will, Charlie'yi bir köşeye çekti.
"Senden bir ricada bulunacaktım. İberyalı güvenilir bir tanıdığın var mı?"
"Evet, Antonio adında bir arkadaşım var ama neden sordunuz beyim?"
"Nedenini bilmemen senin için daha iyi olur. Nerede bulabilirim bu adamı?"
"Limanda balıkçı dükkanı var. Selamımı söylerseniz seve seve yardımcı olur."
"Sağol Charlie. Meslektaşıma duyduğun minnet borcunu ödedin. Artık için rahat olsun. Ama güvenliğin için bizim kimliğimizden kimseye             bahsetmemen daha iyi olur."

Will; Maddie ve Daniel'a odalarına çıkmalarına işaret etti. Odada:
"İberyalı biriyle konuşmak için limana ineceğim. Bize yardım edebilir. Sizin burada kalmanızı istiyorum. Tek başıma daha çabuk hallederim." dedi.
"Tamam baba, ama kendine dikkat et."
"Maddie'ye göz kulak ol, Danny. Başını belaya sokmakta üstüne yok, biliyorsun." Will çırağının itirazını bekledi ve çok geçmeden de tiz bir ses geldi:
"Ben kendime çok iyi bakarım, Will amca. Sen bizi merak etme." Will gülerek göz kırptı.
"Tamam ama ikiniz de gözünüzü dört açın. Akşama görüşürüz."

Will gideli iki saat olmuştu.  Maddie ve Daniel odada oturuyorlardı. Maddie pelerinindeki yırtığı onarırken Daniel da kılıcını temizliyordu. Maddie:
"Hani Isabelle var ya..."
Daniel'ın kendisine merakla baktığını görünce devam etti:
"Sana feci aşık."
Cümlesini bitirir bitirmez gülmeye başlayan Maddie'yi, Daniel kızgın gözlerle süzüyordu.
"Ne alâka?"
"Sevgilin olup olmadığını sordu. Yemeğimizi verirken de gözlerini senden alamıyordu."
Son cümleyi duymazdan gelen Daniel:
"Peki ne cevap verdin?" diye sordu.
"Dedim ki; o Cathy isimli esmer güzeli bir arkadaşa körkütük aşık."
"NEEEE?! Öyle bir şey söylemedim de." Maddie omuz silkti:
"Doğru olan bir şeyi neden söylemeyeyim ki? Ve benden sana tavsiye Danny: Cathy'ye açılamayıp öyle süzme salak gibi kıza bakarsan Gilan ve Jenny kızlarına aşık olduğunu fark edecek. Bilmem anlatabildim mi?"
Süngüsü düşen Daniel:
"Konuşamıyorum ki Maddie. Onu görür görmez dilim tutuluyor. Elini ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum." dedi hüzünle. Maddie arkadaşının haline acıdı. "Asla aşık olmayacağım." diye söz verdi kendi kendine. Ve devam etti.
"O zaman Danny, eve döndüğümüzde ikiniz için bir buluşma ayarlıyorum ve senin Cathy'ye açılmanı sağlıyorum, tamam mı?"
"Gerçekten yardım eder misin?" diye sordu Daniel heyecanla.
"Tabi ki. Kardeşime şimdi yardım etmeyip de ne zaman yardım edeyim?"
"Süpersin Maddie. Çok çok teşekkür ederim."
Maddie, Daniel'ın bu salak hallerine gülerken kapı çaldı. Isabelle kapının aralığından başını uzatıp:
"Maddie iki dakika konuşalım mı?" diye sordu. Maddie ayağa kalkıp:
"Tamam Belle, sen çık geliyorum şimdi." dedi ve odadan çıkmadan Daniel'a dönerek:
"Cathy meselesinden bahsetmemiştim ama şimdi söyleyeceğim. Kızı boş yere umutlandırmayalım." dedi ve odadan dışarı çıktı.

Maddie, Isabelle'i hanın arkasındaki bahçede buldu. Isabelle ağlıyordu.
"Isabelle, ne oldu? Niye ağlıyorsun, neden buraya gel-..."
Ağzına kapanan bir el cümlesine devam etmesini engelledi. Maddie dehşet içinde arkasına dönmeye çalıştı ama onu yakalayan kişi hareket etmesine izin vermedi. Maddie önündeki Isabelle'e odaklanmaya çalıştı. Isabelle ise ağlayarak:
"Maddie çok özür dilerim. Eğer seni buraya getirmezsem beni öldüreceğini söyledi. Başka çarem yoktu." diyordu. Maddie tuzağa düştüğünü anlayıp kurtulmak için debelendi. Ama kollarını ve ağzını mengene gibi sıkan adama karşı hiçbir şey yapamıyordu. Tam o anda ensesine şiddetli bir darbe aldı ve bayıldı. Son gördüğü şey garson arkadaşının gözyaşlarıyla kaplı yüzüydü.

*****

Maddie gideli yarım saatten fazla olmuştu. Daniel kılıcını temizlemeyi bitirmişti. Odadan çıkıp Maddie'yi aramayı düşünürken kapıda gözü yaşlı Isabelle'i gördü ve bir şeylerin ters gittiğini anladı. Korkuyla:
"Maddie nerede?" diye sordu. Ama aldığı tek cevap hıçkırık dolu bir ağlama sesi oldu.
"Isabelle, Maddie nerede diye sordum?"
"O-o-o adam sana bu kağıdı vermemi istedi. B-ben çok özür dilerim. Böyle olsun istemedim." Daniel, kızın söylediklerini duymadı bile. Alelacele küçük kağıdı açtı. Ve okumayı bitirdiği anda şok içinde kalakaldı. Kağıtta yazılanlar ise şuydu:
"Arkadaşını sağ ve iyi görmek istiyorsan seni San Jermen Şövalyeleri'nin Malikanesine bekliyoruz. Adresi vermeme gerek yok. Bizi kime sorarsan sor hepsi yerimizi bilirler. Ve unutma. Zaman aleyhine işliyor."
                                        Leon Fournier

*****



GÖLGELERİN EFENDİSİ - TAHTIN VÂRİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin