BÖLÜM -3-

54 3 9
                                    

Evet sonun da yeni bölüm..
Multide zeynep. Iyi okumalar yorum ve oylarınızı lütfen eksik etmeyin öpüyorum.💕

İnsan ne yaptığını anlıyamaz bazen. Neyin yanlış,neyin doğru olduğunu ayırt edemez. Bazen de etmek istemez aslın da. Çünkü, bilir hatalarını, yanlışlarını,yapamaz. Şuanda ben de ne yaptığımı bilmiyordum. Yaptığım yanlış mı, doğru mu hiçbirşey bilmiyordum. Tek bildiğim bir sey vardı, oda zeynebe bekle dediğim halde hiç durmadan gitmiş olmasıydı. Kim bilir şuan da neler düşünüyordu. Benim barıştan uzak durmam lazım. Hemde hemen.

"Kızım, sen beni deli etmeye mi çalışıyorsun. Hadisene ya hazırlamamız gereken birsürü döküman var daha." Barış sonun da dayanamayarak konuşmuştu. Iyi bile dayandı aslında. Kaç dakikadır burda böyle dikiliyorum hiçbir fikrim yoktu. E haklıydı doğal olarak.

Sonun da burda dikilmemin bir faydası olmayacağından yavaş yavaş arabaya bindim. Evet istemiyordum lanet olsun ki barışla yanlız kalmak istemiyordum. Ama yapacak bir şeyim de yoktu. Sadece bir döküman hazırlayıp eve gidicektim hemen. Bunu zeynebe anlatsam bana inanır, ve hak verir di zaten.

Araba sessiz sakin ilerlerken içeride soğuk ve kasvetli bir hava vardı. Ne ben konuşuyordum, ne de o. Benim zaten yüzümden düşen bin parçaydı. Keyifsiz olduğum zamanlar da zaten konuşamazdım pek. Barış da bunu farketmiş olacak ki. "Senin neyin var arabaya bindiğinden beri bir garipsin. Laf sokmuyorsun. Gıcık etmiyorsun. Hayırdır kızım. Ne oldu birden bire." Haklıydı, ne diyebilirdim ki. Zeynep seni seviyor ve ikimizi başbaşa biraz önce gördü. Ona takıldı aklım mı diyecektim. "Yok ya bir şey olmadı. Sadece biraz, başım ağırıyo. Ondan bu keyifsizliğim. Merak etme evde düzelir. Çok laf yemek istiyorsan yediririm ben sana." Bu halim da bile beni sinir edip laf yemeyi becermiştiya helal olsun gerçekten. Anlayışla kafasını sallayarak sessizde "İyi madem." Dediğini duymuştum.

Sonun da eve gelebilmiştik. Barış arabayı park edip otoparka doğru gidiyordu. Beni de evin önün de indirmişti. Burası resmen saraydı. Pek eve benzer bir hali yoktu. Ama yine de ev diye geçiyor du işde.

Barış da geldiğin de eve doğru yol aldık. "Evde kimse var mı?" Yani eğer evde kimse varsa pek rahat olamıyacaktım. O yüzden tek temennim evde kimsenin olmamasıydı. "Hayır,yok annemler teyzem rahatsızlandığı için şehir dışına gitter. Yani anlayacağın tekiz güzelim rahat ol." Aklı fikri nelere çalışıyor allahım. "Tekoz gozolom rohot ol." Dedim ve kafasına bir tane geçirdim. Dengesiz herif ya. "Ağzını bir daha öyle yapsana sen." Dedi ve üstüme doğru yürümeye başladı. Buda ne demek di şimdi. "Ne-ne diyorsun sen be dengesiz." Tam anlamıyla dengesiz kelimesinin anlamıydı. "Diyorum ki, ağzını bir daha öyle büksene o güzel dudaklarının bir tadına bakiyim." Dedi ve çarpık çarpık gülümsedi. Yok artık yuh tam bir sapık. Sinirlerim tavan şu anda. "Seni varya ben nasıl konuşuyorsun sen ya. Bak beni sinir etme bırakırım seni giderim evime ödevin de kalır sınavın da. Duydun mu beni pis sapık." Aptal ya. "Seni yakalarım ben fıstık, sen dert etme oraları." Dedi ve eve doğru sürüklemeye başladı. Aklıma biran zeynebin gelmesi moralimi yine düşürmeme neden oldu. Yarın ilk işim zeynep ile konuşmak olucakdı. Kesinlikle.

Sonun da eve girdiğimiz de evin dışarki görüntüsünden de on kat daha güzel ve büyük olduğunu da görmüş oldum. Mükkemmel ötesi bir evdi burası. Saray lafına yakışacak türden hemde.
"Ne o, göz diktin galiba evime." O kadar dalmışmıydım ya. Dediğini takmıyarak. "Annen zevkli kadın mış." Diyebildim sadece ki gerçekten de öyleydi. Evin dekorasyonuna bakarsak. "Evet, mimardır kendisi." O zaman şimdi anlaşıldı evin neden bu kadar güzel olduğu. "Hadi dökümanlara başlayalım biran önce geç kalıcaz yetişmiyicek sonra." Emel hocada bize bir daha güvenmezdi. Eger öyle bir şey olursa. Barış, karşıdaki küçük masayı gözüyle işaret ederek. "Sen geç otur oraya hazırla eşyaları. Bende yiyecek bir şeyler alıp geliyorum." Hafifçe başımı sallayarak masaya doğru yürümeye başladım.

KÜSTAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin