Sabah güzel bir güne uyandım... Dünkü yorgunluğu üzerimden uykuyla atmıştım, bir güzel kahvaltımıda yapmış, hazırlanmış ve aparmanın merdivenlerinden iniyordum. Semra Teyzenin kapısının önünden ölüm sessizliğiyle geçip en alt kata indim.
Dış kapıyı açmamla arabama yaslanmış kollarını birbirine bağlamış Aliyle karşılaştım. Beni gördüğü gibi uzun bir ıslık çalmaya başladı.
Bende gülümseyerek yanına gittim." Bu, beyendim demek mi oluyor Ali Bey."
"Tabiki Selin Hanım, yine çok güzelsiniz."
"Teşekkür ederim sizde herzamanki gibi çok yakışıklısınız."
Gerçektende siyah darpaça pantalonu beyaz tişörtü ve üzerine tam oturan cegetiyle çok spor ve şık duruyordu. Bende dizlerimin iki karış üzerinde biten beyaz belden aşşağısı pileli elbise ve toz pembe topuklu ayakkabı giymiştim. Saçlarımıda başımdaki bandaj fazla belli olmasın diye de açık bırakmıştım, yani fena sayılmazdım.
Güneş gözlüğünü biraz indirip üzerinden bakarak " Bu bilmediğim birşey değil." dedi.Gülümseyerek yanaklarını öptüm.
" Çok alçak gönüllüsün."Saçlarının arasından parmaklarını geçirip"Öyleyimdir, hadi gidelim güzellik." dedi.
"Gidelim bakalım, ama sen kullan"
"Tamamdır, anahtarları rica edeyim"
"Buyrun" anahtarları verdim ve arabaya geçtik. Sürücü koltuğunun yanına oturdum, Ali de hazır olunca arabayı çalıştırdı.Bir yandan ilerlerken bir yandanda muhabbet ediyorduk.
"Başın nasıl oldu"
"Daha iyi" dedim ve gülümsedim. Alide gülümseyip başını salladı.
"Peki evdekiler nasıl izin verdi sana hayret doğrusu"
"Sorma, Ezgi saatlerce susmadı, başımı şişirdi. Aslıda terlikle kovaladı birazcık ama sonunda ikna ettim"
"Ahhhaahhhhaaaa ulan tam kızlardan beklenecek hareketler, hele Aslı idolüm resmen" Ali otuz iki diş sırıtıyordu, gül Aliciğim sende gül.
"Evet evet çok komik, beyin sarsıntısı geçirmiş birini terlikle kovalamak"
"Sende beynini sarsmasaydın güzelim"
"İşte ne yapayım bende, beynim çalışmıyordu biraz sarsıyımda kendine gelsin dedim, attım kendimi yerlere" bir yandan da Aliye ölümcül bakışlar atıyordum. Herkez aynı şeyi söyleyip duruyor sanki ben bilerek düştümde kafamı yardım. Önce çocuğunu kaybedip endişelenen, buluncada döven anne gibiler resmen. İlk önce Selinciğim nasılsın? iyimisin? sonra, neden düştün? ya da düşmeseydin.
"Tamam tamam birşey demedik, hem ben sana ne diyeceğim benim süslü kardeşlerimi gördünmü acaba?"
"Dün gördüm ne oldu?"
"Hiiç dün arkadaşımızda kalacağız demişler gerçekten kaldılarmı yoksa yine saçma sapan işler peşindeler mi merak ettim" derin bir nefes alıp verdi. İnşallah kızlar yine bir işlere kalkışmamışlardır, bu sefer Ali kalpten gider, zaten yoruldu çocuk artık bizim yüzümüzden. Beş kızız azmı, hepimizle uğraşıyor çocuk.
"Bilmiyorum, ama birşey yapsalar sana haberleri gelirdi değilmi?"
"Evet haklısın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-YILDIZLARA FISILDA-
Teen FictionSelin.. 25 yaşında, ailesi yangında yok olan, genç bir kız. Acılarını kalbine gömmüş fakat kalbinin toprakları dökülmüş.. Hayatında ona yoldaş olan, kardeş olan, aile olan, üç tatlı arkadaşı ile hayata yeniden tutunmaya çalışıyor. Tüm bunların ya...