Bölüm 4- Hatırlıyorum...

69 15 0
                                    

Sabah  güzel  bir  güne  uyandım... Dünkü  yorgunluğu  üzerimden uykuyla  atmıştım, bir  güzel  kahvaltımıda  yapmış,  hazırlanmış   ve aparmanın  merdivenlerinden iniyordum. Semra Teyzenin kapısının önünden ölüm sessizliğiyle geçip en alt kata indim.
Dış  kapıyı  açmamla  arabama yaslanmış kollarını   birbirine  bağlamış  Aliyle  karşılaştım. Beni  gördüğü  gibi  uzun  bir  ıslık  çalmaya  başladı.
Bende  gülümseyerek  yanına  gittim.

" Bu, beyendim  demek mi oluyor Ali  Bey."

"Tabiki  Selin  Hanım, yine  çok  güzelsiniz."

"Teşekkür  ederim  sizde  herzamanki  gibi  çok  yakışıklısınız."

Gerçektende  siyah  darpaça pantalonu  beyaz  tişörtü  ve  üzerine  tam  oturan  cegetiyle  çok  spor  ve  şık  duruyordu. Bende   dizlerimin  iki karış  üzerinde  biten  beyaz  belden  aşşağısı  pileli  elbise  ve  toz  pembe  topuklu  ayakkabı  giymiştim. Saçlarımıda  başımdaki   bandaj  fazla belli  olmasın  diye de  açık  bırakmıştım,  yani  fena  sayılmazdım.
Güneş  gözlüğünü  biraz  indirip  üzerinden  bakarak  " Bu  bilmediğim  birşey  değil." dedi.

Gülümseyerek  yanaklarını  öptüm.
" Çok  alçak  gönüllüsün."

Saçlarının arasından parmaklarını geçirip"Öyleyimdir, hadi  gidelim  güzellik." dedi.

"Gidelim  bakalım, ama  sen  kullan"

"Tamamdır, anahtarları  rica  edeyim"

"Buyrun" anahtarları verdim ve   arabaya geçtik. Sürücü koltuğunun yanına oturdum, Ali de hazır olunca arabayı çalıştırdı.Bir  yandan  ilerlerken bir yandanda  muhabbet  ediyorduk.

"Başın  nasıl  oldu"

"Daha  iyi" dedim ve gülümsedim. Alide gülümseyip başını salladı.

"Peki evdekiler  nasıl  izin  verdi sana  hayret  doğrusu"

"Sorma, Ezgi saatlerce  susmadı,          başımı şişirdi. Aslıda  terlikle  kovaladı birazcık  ama sonunda ikna  ettim"

"Ahhhaahhhhaaaa  ulan  tam  kızlardan  beklenecek  hareketler, hele  Aslı  idolüm  resmen" Ali otuz iki diş sırıtıyordu, gül Aliciğim sende gül.

"Evet  evet  çok  komik,  beyin sarsıntısı  geçirmiş  birini  terlikle  kovalamak"

"Sende  beynini sarsmasaydın  güzelim"

"İşte  ne yapayım  bende,  beynim  çalışmıyordu  biraz  sarsıyımda  kendine  gelsin  dedim, attım kendimi yerlere" bir yandan da Aliye ölümcül bakışlar atıyordum. Herkez aynı şeyi söyleyip duruyor  sanki  ben bilerek düştümde  kafamı yardım. Önce çocuğunu  kaybedip  endişelenen, buluncada  döven  anne  gibiler resmen. İlk önce Selinciğim nasılsın? iyimisin?  sonra, neden düştün? ya da düşmeseydin.

"Tamam  tamam  birşey  demedik, hem ben  sana ne  diyeceğim  benim  süslü kardeşlerimi  gördünmü  acaba?"

"Dün  gördüm ne oldu?"

"Hiiç  dün  arkadaşımızda  kalacağız  demişler  gerçekten  kaldılarmı  yoksa yine saçma  sapan  işler  peşindeler mi merak  ettim"  derin bir nefes alıp verdi. İnşallah kızlar yine bir işlere kalkışmamışlardır, bu sefer Ali kalpten gider, zaten yoruldu çocuk artık bizim yüzümüzden. Beş kızız azmı, hepimizle uğraşıyor çocuk.

"Bilmiyorum,  ama birşey  yapsalar sana  haberleri  gelirdi  değilmi?"

"Evet haklısın"

-YILDIZLARA FISILDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin