Bölüm 5- Başbaşa...

70 16 0
                                    

Masamda oturmuş  ne sağa bakıyordum  ne sola, sadece  önümdeki  boş kağıdı karalayıp  Mert Beyin beni çağarmasını bekliyordum.
Tuvalette neredeyse  yarım saat kalmıştım, kafamı iyice topladıktan sonra da buraya gelmiş,  asla Mert Beyin odasına bakmadan direk masama oturmuştum. Aslada  oraya bakıp cesaretimi kaybetmek istemiyordum. Çünkü bir karar vermiştim. Hiç birşey olmamış  gibi devam edecektim işime. Onu tanımamazlıktan gelecektim. Biraz sonra o odaya girip, onu ilk kez görüyormuşum gibi yapıp tanışacaktım.

Elimi yanağıma dayamış düşüncelerin içindeyken  birden telefon çaldı. İlk başta biraz korktum ama sonra derin bir nefes alıp cevap verdim. "Efendim."
"Hemen geliyorum Mert Bey."

Telefonu kapatıp  kendime son kez moral verdim ve ayağa kalktım. Bir süredir  bakmaya korktuğum odaya baktım. Mert Bey koltuğunda oturuyordu,  Emre Bey  ise hemen onun yanında ayakta dikiliyordu. Elini masaya yaslamış, diğer eliyle  dosyanın üzerinde birşeyler  gösteriyordu Mert Bey'e.

Derin nefesler alarak kapıya doğru ilerledim. Son kez derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım.

"Gel.."

Kapıyı açıp içeri girdiğim anda ikisininde bakışları  bana döndü.

"Gel Selin."

Masaya doğru ilerlerken resmen titriyordum ve kalbim yerinden neredeyse  çıkacaktı. Mert Bey önündeki dosyayı kapattı.
"Sonra devam ederiz Emre."
O sırada Emre Bey de doğrulup ellerini cebine koydu.
Ben masanın önünde dikilirken  Mert Bey konuşmaya başladı:

"Selinciğim  öncelikle  sizi tanıştırayım."

"Emre.. Benim çocukluk arkadaşım, hatta arkadaştan da öte kardeşimdir. Bildiğin gibi Ünal amcamın oğlu, yani bu şirketin diğer patronu."
Bir yandan konuşuyor bir yandan da  bir Emre'ye bir de bana bakıyordu. Ama o, elleri ceplerinde  sadece bana bakıyordu, bense ondan başka her yere.

"Burada ben yokken onun asistanlığını yapacaksın." 
Ben, Mert Bey'i  dinlerken, o da yavaş yavaş  yanıma  geldi. Tam karşımda durduğunda elini uzattı.

"Memnun oldum Selin."
Önce biraz şaşırsam da,  hatta kalp krizi geçirecek gibi de olsam bütün cesaretimi topladım ve  bende elimi uzattım.

"Bende memnun oldum Emre Bey."
Elini tuttuğumda  sanki bütün bedenime  elektrik çarptı. Hep evlilik programlarında  elektrik alamadım diyen insanlara  sinir olurdum çünkü elektrik nasıl alacaksın ki... Beğenmediysen  beğenmedim dersin. Elektrik alamadım da ne demek derdim. Bütün söylediklerimi şuan yuttum, çünkü  aramızdaki bu elektrikle bütün şehir aydınlatılabilir.
Ellerimize  bakmayı bırakıp  yüzüne baktığımda  o da bana bakıyor,
hafifçe gülümsüyordu. Bakışlarıysa hep aynıydı  sanki içimi delip geçiyordu. Bana bir ömür gibi gelen bakışmamızı kesip elimi çekmek istedim ama bırakmadı aksine daha da çok sıktı.
"Demek bundan sonra birlikte çalışacağız?"
Ben hala sımsıkı tuttuğu elime bakarken o hala bana bakıyordu. Bakışlarımı zor da olsa yüzüne kaldırdım ve cevap verdim:

" E.. evet  sanırım "

" Mert  çok  iyi bir asistan olduğunu söyledi umarım  bizde  birlikte iyi işler  çıkartırız "  halâ elimi bırakmamıştı ve ben ne yapacağımı bilemiyordum  kısaca " umarım " dedim.  Elimi  son kez hafifçe sıktığında  sonunda elimi yavaşça bıraktı. Ama biz halâ birbirimize bakıyorduk, sadece odada biz varmışız gibi  öylece...

" Arkadaşlar ben gittikten sonra tanışmak için bol bol vaktiniz olacak,şimdi konuşmamıza devam edelim dilerseniz " Mert Bey birden konuşunca  ona doğru döndüm, biraz utanmış hatta kızarmıştım.

-YILDIZLARA FISILDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin