Masamda oturmuş ne sağa bakıyordum ne sola, sadece önümdeki boş kağıdı karalayıp Mert Beyin beni çağarmasını bekliyordum.
Tuvalette neredeyse yarım saat kalmıştım, kafamı iyice topladıktan sonra da buraya gelmiş, asla Mert Beyin odasına bakmadan direk masama oturmuştum. Aslada oraya bakıp cesaretimi kaybetmek istemiyordum. Çünkü bir karar vermiştim. Hiç birşey olmamış gibi devam edecektim işime. Onu tanımamazlıktan gelecektim. Biraz sonra o odaya girip, onu ilk kez görüyormuşum gibi yapıp tanışacaktım.Elimi yanağıma dayamış düşüncelerin içindeyken birden telefon çaldı. İlk başta biraz korktum ama sonra derin bir nefes alıp cevap verdim. "Efendim."
"Hemen geliyorum Mert Bey."Telefonu kapatıp kendime son kez moral verdim ve ayağa kalktım. Bir süredir bakmaya korktuğum odaya baktım. Mert Bey koltuğunda oturuyordu, Emre Bey ise hemen onun yanında ayakta dikiliyordu. Elini masaya yaslamış, diğer eliyle dosyanın üzerinde birşeyler gösteriyordu Mert Bey'e.
Derin nefesler alarak kapıya doğru ilerledim. Son kez derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım.
"Gel.."
Kapıyı açıp içeri girdiğim anda ikisininde bakışları bana döndü.
"Gel Selin."
Masaya doğru ilerlerken resmen titriyordum ve kalbim yerinden neredeyse çıkacaktı. Mert Bey önündeki dosyayı kapattı.
"Sonra devam ederiz Emre."
O sırada Emre Bey de doğrulup ellerini cebine koydu.
Ben masanın önünde dikilirken Mert Bey konuşmaya başladı:"Selinciğim öncelikle sizi tanıştırayım."
"Emre.. Benim çocukluk arkadaşım, hatta arkadaştan da öte kardeşimdir. Bildiğin gibi Ünal amcamın oğlu, yani bu şirketin diğer patronu."
Bir yandan konuşuyor bir yandan da bir Emre'ye bir de bana bakıyordu. Ama o, elleri ceplerinde sadece bana bakıyordu, bense ondan başka her yere."Burada ben yokken onun asistanlığını yapacaksın."
Ben, Mert Bey'i dinlerken, o da yavaş yavaş yanıma geldi. Tam karşımda durduğunda elini uzattı."Memnun oldum Selin."
Önce biraz şaşırsam da, hatta kalp krizi geçirecek gibi de olsam bütün cesaretimi topladım ve bende elimi uzattım."Bende memnun oldum Emre Bey."
Elini tuttuğumda sanki bütün bedenime elektrik çarptı. Hep evlilik programlarında elektrik alamadım diyen insanlara sinir olurdum çünkü elektrik nasıl alacaksın ki... Beğenmediysen beğenmedim dersin. Elektrik alamadım da ne demek derdim. Bütün söylediklerimi şuan yuttum, çünkü aramızdaki bu elektrikle bütün şehir aydınlatılabilir.
Ellerimize bakmayı bırakıp yüzüne baktığımda o da bana bakıyor,
hafifçe gülümsüyordu. Bakışlarıysa hep aynıydı sanki içimi delip geçiyordu. Bana bir ömür gibi gelen bakışmamızı kesip elimi çekmek istedim ama bırakmadı aksine daha da çok sıktı.
"Demek bundan sonra birlikte çalışacağız?"
Ben hala sımsıkı tuttuğu elime bakarken o hala bana bakıyordu. Bakışlarımı zor da olsa yüzüne kaldırdım ve cevap verdim:" E.. evet sanırım "
" Mert çok iyi bir asistan olduğunu söyledi umarım bizde birlikte iyi işler çıkartırız " halâ elimi bırakmamıştı ve ben ne yapacağımı bilemiyordum kısaca " umarım " dedim. Elimi son kez hafifçe sıktığında sonunda elimi yavaşça bıraktı. Ama biz halâ birbirimize bakıyorduk, sadece odada biz varmışız gibi öylece...
" Arkadaşlar ben gittikten sonra tanışmak için bol bol vaktiniz olacak,şimdi konuşmamıza devam edelim dilerseniz " Mert Bey birden konuşunca ona doğru döndüm, biraz utanmış hatta kızarmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-YILDIZLARA FISILDA-
Genç KurguSelin.. 25 yaşında, ailesi yangında yok olan, genç bir kız. Acılarını kalbine gömmüş fakat kalbinin toprakları dökülmüş.. Hayatında ona yoldaş olan, kardeş olan, aile olan, üç tatlı arkadaşı ile hayata yeniden tutunmaya çalışıyor. Tüm bunların ya...