Sabah mis gibi uykumu bölen şey, yüzüme deyen ve beni kaşındıran tüylü bir şeydi. İlk başta sinek sanıp bir iki kere elimle kovalasamda, bu sinir şeyin sinek değil bizim evdeki şakacılardan biri olduğunu anlamam uzun sürmedi. Gözümün tekini açıp burnumun dibindeki Aliyi görünce, asık yüzüm daha bir asılırken gözümü kapatıp diğer tarafa döndüm.
"Hadi ama prenses halâ kızgın olamazsın " yatağın kenarına ellerini dayamış sırtıma konuşuyordu ama benim pes etmeye niyetim yoktu.
" Git başımdaaan"
"Selin abartıyorsun ama"
"Selin diyorum, kime diyorum heyy..."
"Selin gerçekten abartıyorsun ama yapma şöyle, küs olmana dayanamıyorum."
Gerçekten gitmesini bekleyip hiç cevap vermeyecektim ama kendisi kaşındı.
Hızla arkamı döndüm, yüzüm halâ asıktı, Ali birden dönmemle bana bakarken yapıştırdım cevabı bu işin içinden ben galip çıkacaktım herzaman olduğu gibi."Abartıyorum öylemi! herkezin içinde bana sapık damgası vurdun, yok birden öpüvermesin mi! bilmem ne, beni senden başka elleyen yok, sabahta, boynumu benden çok sen kullanıyorsun diyen de sensin ama abartan benim. Madem rahatsız oluyorsun, bunu daha önceden söylersin ben de ona göre uzak dururdum senden" sesim normal çıkmıştı ama Alinin suratı asılmıştı. Tekrar arkamı dönüp gözlerimi kapattım bu saatten sonra tekrar uyuyamazdım ama Alinin beni rahat bırakması için gerekliydi. Yatağın kenarında bir ağırlık hissetmemle üzerimden geçip yanıma uzanması bir oldu. Anlaşılan gitmesini isterken daha çok kendime çekmiştim. Bana doğru dönüp saçlarımı yüzümden çekti ama ben halâ inatla gözlerimi açmıyordum.
"Selin"
"Lütfen Ali uyumak istiyorum"
" Şakaydı hepsi, ben senin sarılmalarından, öpmelerinden en önemliside senden rahatsız olmam. Zaten biliyorsun senden çok ben sarılıyorum sana senden rahatsız olmam mümkün değil. Ben senii... çok seviyorum" gülümsememek için kendimi zorluyordum. Şimdi gülemezdim, eğer hemen yüz verirsem yine yapardı, şaka yapayım derken insanları kırmaması gerektiğini öğrenmesi gerekiyordu.
"Bir gün tatilim var ve ben uyumak istiyorum" halâ gözlerimi açmamıştım ama Alinin yüzünü tahmin edebiliyordum.
"Bakayım senin ateşin mi var" diyerek alnımı öptü. "Sen böyle ergenler gibi naz yapmazdın kesin ateşin var hatta kırk beş derece"
"Yuhh" gözlerimi büyütmüş ona bakıyordum." O kadar yüksek ateş olmaz bir kere"
"Evet olmaz ama senin gözlerini açtı ya ona bak" pis pis sırıtıyor kaşlarını havaya kaldırıp indiriyordu. Ben de dayanamadım atladım üstüne, beni kandırdığı yetmiyormuş gibi birde alay ediyordu. İyice pataklayınca kim kiminle dalga geçecek görecektik, şimdilik o kazanmış gibi gözükse de henüz oyun bitmemişti.
" Seni pis hain, seni şimdi burada boğup parçalara ayıracağım ve gömeceğim görürsün" ellerimi boğazına sarmış hafifçe sıkıyordum.
" Parçalaması zor olur beni canım, sen en iyisi beni bütün halde göm" Ali de ellerimi tutmuş kurtulmaya çalışıyormuş gibi yapıyordu.
" Aslında doğru söylüyorsun parçalamayayım seni"
"Heh şöyle işte, ne uğraşacaksın beni parçalamayla falan" sevimlice gülüyordu aslında itiraf etmek gerekirse boğulmak üzere olan birine göre fazla tatlı duruyordu. Ellerimi biraz daha sıkıp sinsice sırıttım.
" Seni kıyma yaptırıp yiyeceğim"
Birden gözleri büyüyünce nerdeyse gülecektim."Ciddi olamazsın... ııyyy... iğrençsin.
Beni yiyemezsin, benden hiç iyi yemek olmaz ki. Ama bak belki baharatımı iyi atarsan köftem iyi olabilir. Ay bak şimdi merak ettim ama öleceğim için kendi köftemin tadına da bakamam hay Allah. Ya da bak şöyle yapalım, sen ilk önce benim bacağımı kes onunla biraz köfte yapalım, bende tadına bakayım sonra kesersin beni olurmu?"
Kendi söylediğim şeyden kendi midem daha çok bulanmıştı. Alinin bir de çok normal bir şeyden bahsediyormuş gibi takındığı yüz ifadesi ise cabasıydı. Ellerimi boynundan çekip kafasının iki yanına, yastığın üzerine koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-YILDIZLARA FISILDA-
Teen FictionSelin.. 25 yaşında, ailesi yangında yok olan, genç bir kız. Acılarını kalbine gömmüş fakat kalbinin toprakları dökülmüş.. Hayatında ona yoldaş olan, kardeş olan, aile olan, üç tatlı arkadaşı ile hayata yeniden tutunmaya çalışıyor. Tüm bunların ya...