Gözlerimi yavaşça araladığımda odamdaydım. Başımda ise inanılmaz bir ağrı vardı.
Odama geldiğimi hatırlamıyordum, en son hatırladığım şey şirkette dosya aradığımdı. Peki ben buraya nasıl gelmiştim ki?Başımı tutup ovmaya başladığımda, yanımda Ezginin olduğunu farkettim. Yarı yaslanır vaziyette elini başına dayamış uyukluyordu.
Ona doğru döndüğümde, benim kıpırtımdan hemen uyandı. Uyanık olduğumu görür görmez de tepeme dikildi.
Telaşlı bir şekilde bir sürü soru sormaya başladı."Selin iyi misin canım?"
"Bir yerin ağrıyor mu? Nasılsın?
"Başın nasıl? kötü çarpmışsın bide ilaçlarını vereyim mi? İstersen buz getireyim, yada başının altına yastık falan koyayım olur mu?Bu davranışlarına hiçbir anlam veremiyordum. Bir de sesi çok cırtlaktı ve bu başımın daha çok ağrımasına neden oluyordu.
"Ezgi bir dur Allah aşkına, zaten kafam kazan gibi." dedim başımı ovalayarak. Yüzündeki endişe hemen silindi ve yatağa oturup bağdaş kurdu. Suratına bakılırsa galiba kızdırmıştım onu."Kazan gibiymiş, kopmadığına dua et sen!"
Bir şey anlamadığım için yüzüne aval aval baktım.
"Ne kopması? ne oldu ki?"Yüzüme, bir seri katilin kurbanına baktığı gibi baktı.
"Ne mi oldu? Ne olacak hastahanelerden topladık seni gecenin bir vakti. " derken gayet ciddiydi."Hastahane mi?" deyip hızla yatakta doğruldum. Ama aynı anda başıma inanılmaz bir ağrı saplanmıştı.
"Ahh.."
Ben başımı tutarken, Ezgi de korkmuş olacak ki, daha çok cırladı ve omzumu tuttu.
"Selin iyi misin? Ne oldu başın mı ağrıyor?"
Başımı salladım ve ellerimden destek alıp, yatağın başlığına yaslandım. Gözlerimi kapatıp bir süre beklediğimde, başımın ağrısı biraz daha azalmıştı. Ama Ezginin ne dediğini halâ anlayamamıştım. Ne hastahanesiydi ki bu?
Karşımda bana bakan arkadaşıma baktım.
" Ezgi sen hastahane mi dedin?"Başını salladı.
"Evet canım hastahane! Başını nasıl çarptıysan artık, bayılıp kalmışsın. Ali de seni kucaklayıp oraya götürmüş."Gözlerimi kocaman açarak birşeyler hatırlamaya çalıştım. Ama hiçbir şey hatırlamıyordum.
" Bayılmış mıyım? Ben hiçbir şey hatırlamıyorum ama." Ben ne zaman bayılmıştım, ne zaman hastahaneye gitmiştim, odama ne zaman gelmiştim? Bir de şimdi fark ediyordum ki, üzerimde pijamalarım vardı. Ben bunları ne zaman giymiştim?
Kaşlarım çatılmıştı birden, neler olmuştu ki?
Ben şaşkın şaşkın Ezgiye bakıyordum ama onunda benden bir farkı yoktu, oda şaşkındı. Yüzüne daha dikkatli bakınca gözlerinin altının kızarmış olduğunu gördüm. Uykusuz gibi görünüyordu."Nasıl yani, hiç birşey hatırlamıyor musun?" dedi gözlerini büyüterek.
"Hayır. Dosya arıyordum en son, sonra Hande Yener'in şarkısı geldi aklıma. Onu mırıldanıyordum galiba, sonra.. sonrası yok! "
O sırada odamın kapısı açıldı, içeri giren Aliydi.
"Uyandın mı prenses?"
Hafifçe gülümseyip yanımıza doğru gelmeye başladı. Yüzüne daha dikkatli baktığımda, onun da uykusuz olduğunu gördüm. Benim yüzümdendi."Uyandım da, ne olmuş onu anlamaya çalışıyorum." dedim gülümsemeye çalışarak.
" Ne olmadı ki! "
derken yanı başıma oturmuştu. Yavaşça başıma dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-YILDIZLARA FISILDA-
Novela JuvenilSelin.. 25 yaşında, ailesi yangında yok olan, genç bir kız. Acılarını kalbine gömmüş fakat kalbinin toprakları dökülmüş.. Hayatında ona yoldaş olan, kardeş olan, aile olan, üç tatlı arkadaşı ile hayata yeniden tutunmaya çalışıyor. Tüm bunların ya...