ARWEN -8-

289 18 1
                                    

Gecikme için sizden çok özür diliyoruz! Fakat ikimiz de anadolu meslek okuyoruz ve yazılı sınavlarımız dışında mesleki uygulama sınavlarımız da oluyor.Ben evde çizim pratiği yapmak zorundayım ve yazılı sınavlarım da kelebek sistemiyle olduğu için kopya çekme ihtimalim de sıfıra iniyor.Aynı zaman da Eylül'ün okuduğu bölüm de fazlasıyla zor ve tekrar yapmak zorunda.Bu yüzden uzun bir gecikme yaşandı.Tekrar özür dilerim! Multimediadaki Arwen,şarkıyı da dinleyin lütfen.İyi okumalar! -Zeynep

Tam bir haftadır Adam ile birlikte,onun Burlington dışında,ormanın derinlerindeki lüks evinde kalıyorduk.Neyse ki okul festivali vardı ve görevli öğrenciler dışında gelmek zorunlu değildi.Okulu tanıtmak için bir şeydi zaten.

Buraya geldiğimizden beri her gün büyü alıştırması yapıyor,saldırı ve savunma tekniklerimi geliştiriyordum.Hatta tüm bunları yapmak için evin gizli katında bir salon kurmuştu.

Evet,evinde gizli bir kat vardı.

Beni sabahın altısında uyandırmış,zorla kahvaltı yaptırmış ve tam bir saat boyunca koşturmuştu.Ve toplam on dakika dinlenebilmiştim.Sadece.On.Dakika.

Bu lanet büyü olayının bu kadar zorlayıcı olacağını sanmıyordum.Zaten büyü bile yapmıyorduk ki!Bana yaptırdıklarının büyüyle uzaktan yakından alakası yoktu.Fakat ben salak gibi hala bunları yapmaya devam ediyordum.Belki de şu değişimim yüzünden hiç yorulmadığımdan yapıyorumdur.

Elimdeki odun kütüklerini sinirle yere attım.Bana gücümü kontrol etmeyi öğretmesi gerekiyordu,yapması gereken bu değildi! Kütüklerin sesini duyunca arkası dönüp bana doğru geldi. "Ne yapıyorsun sen?" Tek kaşı hala havadaydı. "Bana yaptırman gerekenleri yaptırmıyorsun!" diye cırladım. Sırtındaki büyük mavi çantayı çimenlerin üzerine attı ve yere bağdaş kurdu.onu taklit edip yanına oturdum.

"Sana yapman gerekenleri yaptırıyorum.Kendini güçlendirmezsen büyünü kontrol edemezsin." Anlamadığımı belirten şekilde ona baktığımda güldü. "Hiç bir fikrin yok değil mi?" kütüklerden birini büyüyle havaya kaldırıp ağaca fırlattı."Bugün bunu yapacağız,sana bu yüzden onları taşıttırdım." diye ekledi.Beni hamal olarak mı kullanmıştı yoksa yardım mı etmişti anlayamamıştım.Yere bıraktıklarını alıp ayağa kalktı ve beni de kaldırdı.Hiçbir şey söylemeden yola devam etti.Bende kütükleri toplayıp peşinden gittim.

Yaklaşık yarım saat sonra sararmış çimenlerden ve ortadaki büyük taş duvardan başka hiçbir şey olmayan büyük bir alana gelmiştik.Taş duvarın karşısına kadar geldiğimizde çantayla birlikte elindeki herşeyi yere bıraktı.Onu taklit ederek bende bıraktım.

Adam,çantasından tebeşir çıkardı ve taştan duvarın yanına gitti.Renkli tebeşirlerle birlikte duvarı bir hedef tahtasına çevirdi.İşi bittikten sonra dizdiğimiz kütüklerin yanına gitti ve eline iki tanesini aldı.

"Beni izle,Sarışın." Bana Sarışın dediğinde kendime "geri zekalı" denmiş gibi hissediyordum.

Gözlerini kapattı ve sağ kolunu havaya kaldırdı.Daha sonra elindeki kütüklerden birini havaya fırlattı ve elini yumruk yaparak havaya hızlıca vurdu.Kütük taştan hedef tahtasını tam on ikiden vurmuştu.

"Profesyoneller gibisin." Sırıttı."Okçulukla ilgileniyorum." dedikten sonra ekledi."Bunu dikkatlice izle,çok lazım olur."

Bu sefer kütüğü iki eliyle tuttu ve sıktı.Daha sonra tekrar hızlıca havaya fırlattığında hemen elini yumruk yapıp havaya vurdu.Kütük bu sefer yanarak hedef tahtasını vurmuştu.Tam on ikiden.

"Bir nesneyi bunun gibi özelleştirmek istediğinde aklından bunu geçirmen gerekir.Yani..yapacağın hareketi hayal etmelisin.Örneğin,bu kütüğün etrafını suların sarmasını istersen,bunu yaptığını hayal et.Ve uygulamaya geç.Şimdi o kıçını kaldır ve yaptıklarımı tekrarla." diyerek az önce yaptıklarını tekarladı.

Tam bir saattir lanet kütüğü yakmaya çalışıyordum ama tek bir kıvılcım bile yoktu.Etrafında suların veya balçıkların uçuşmasını da denemiştim ama kütüğün değil benim etrafımda uçuşmuşlardı ve tabii ki üstüm başım balçık olmuştu.Iyyk!

Adam ise bu hallerimle dalga geçiyordu. "Bunu bile beceremiyorsan Felix'in yaptıracaklarını nasıl yapacaksın,Sarışın?" Sinirle elime aldığım kütüğü havaya fırlattıktan sonra yumruk yaparak tahtaya attığımda havada yanmıştı.Sadece sinirlenmem mi gerekiyordu yani?

Sırıtarak Adam'a döndüğümde gözleri şaşkınlıktan açılmıştı.Gülümseyip "Ah,seni sinirlendirecek bir şey düşünmeni söylemeyi unutmuşum demek." dedi.Unuttum mu?

Unuttum.

Yerdeki tüm kütükleri ona fırlatıyordum.Bu sefer etrafı su ile çevriliydi.Eh,ölmesini istemezdim.Gerçi,zaten tüm kütükleri büyüsüyle savurmuştu.

Yerde kütük kalmayınca ona doğru koştum bağırmaya başladım."Ne yani tam bir saattir boşuna mı uğtaşıyordum,seni bunak!" dediğimde gülmeye başladı.Komik bir şey yoktu !

Yani..

En azından ben öyle sanıyordum.

Gülmeyi kesmeyi başardığında "Neden güldün,komik miydi?" dedim.Sırıttı ve elini saçlarıma uzattı.Saçımdan birşeyler aldıktan sonra geri çekti ve bana gösterdi.Kütüklerin küçük dış kabukları saçımdaydı.

"Bunu birisiyle dövüşürken yaparsan gülmekten ölür ve savaşmana da gerek kalmaz." Bunu dediğinde omzuna sertçe vurdum. "Ah,acıttı!" diye dalga geçti.

Akşama kadar alıştırma yapmıştık.Daha doğrusu ben yaparken Adam benimle dalga geçmişti.Nihayet "Bugünlük bu kadar yeter" dediğinde sevinçten havalara uçmak isterdim ama halim yoktu.Yorulmamanın da bir sınırı vardı.

Eve dönerken Adam bana acıyıp sırtımdaki koca çantayı eline aldı.Şimdi üzerimde hiçbir yük yoktu.Yolda benimle dalga geçeceği için kendini bir şekilde kurtarmaya çalışıyordu.

Eve döndüğümüzde bacaklarım sızlıyordu.Yemek yemeden yatağıma girdim ve uykuya daldım.

-Adam-

Aslında ona kızması gerektiğini bilerek söylememiştim.Böylesi daha eğlenceliydi.Hem,zaten biriyle dövüşürken de kendisini kızdırması gerekmeyecektı.Dış etkenler bunu sağlayacaktı.

Bütün gün ona ağır çantalar ve kütükler taşıtmış ve deli gibi çalıştırmıştım.İradesi gerçekten güçlüydü.Vazgeçmesi için uğraşıyordum ama asla pes etmiyordu.İnatçı kız.

Onun aksine yorgun olsam bile uyumamış,yemek yemiştim.Daha sonra gizli kattaki salonda biraz çalışıp bir duş almıştım ve şu anda, yarın ona neler öğretmem gerektiğini düşünüyordum.Bunu gerçekten istiyordu ve ben de kendimi ona yardım etmek zorundaymış gibi hissediyordum.

Yarının planını yaptıktan sonra tişörtümü çıkardım ve yatağıma girdim.Neden bu kadar inatçıydı ki! Neden vazgeçmiyordu?

Uyuyamıyordum.

Yataktan kalkıp mutfağa yöneldim ve kendime biraz portakal suyu doldurdum.İçtikten sonra biraz televizyon izledim ve tekrar odama gittim.Yarın tekrar erken kalkacaktık.Bu yüzden uyumam gerekiyordu.

Telefonumun alarmını kurup yatağıma girdim ve uyumaya çalıştım.

Umarım,iyi öğreniyorsundur,Sarışın.

ARWENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin