Yavaşça arkamı döndüm. Bütün bunları Shawn mı hazırlamıştı ?
Bana doğru yaklaştı.
"Sadece arkadaşça bir akşam yemeği yemek istiyorum senden Carly." dedi. "Bunu bana çok görme."
Dönüp tekrar masaya baktım. Pek arkadaşça bir masa görünmüyordu. Shawn'a döndüm. Sabah annesiyle olan konuşması aklıma geldi.
"Kareli pijamalarım bu yemek için pek uygun değil sanırım." dedim.
Shawn'ın yüzündeki endişe anında kocaman bir gülümsemeye dönüştü.
"Hiç önemli değil. Benimde üstümde eşofmanlarım var." dedi ve üstündekileri gösterdi.
Altında gri eşofmanı ve üstünde düz beyaz tişörtü vardı. Benimde altımda kareli pijamam ve üstümede onun gibi düz beyaz tişört vardı.
"Hadi o zaman masaya geçelim." dedim.
"Şey aslında.." diyip duraksadı. "Mutfak biraz karşıtı da yardım edebilir misin ?"
Güldüm ve mutfağa doğru ilerledim. Evet birazcık karışmıştı ama abartılacak birşey yoktu. Ocaktakileri göstererek "Bunları Katy hazırladı. Bizim için." dedi.
Sonra tezgahın üstündekileri göstererek devam etti. "Bende salata yapmaya çalışıyordum."
Domateslerin yarısı doğranmıştı ve bende kaldığı yerden devam ettim. Oda yemekleri tabaklara koyuyordu.
"Sen domatesten nefret edersin ki." dedim.
"Hatırlıyorsun." diyip gülümsedi.
Sana ait herşeyi hatırlıyorum Mendes.
Ben cevap vermeyince devam etti. "Sen yersin diye."
Domatesten nefret ettiğini, en çok kareli gömlek giyinmeyi sevdiğini, muffin delisi olduğunu ve bir çok şey. Hala hatırlıyordum.
"İspanya'yı beğendin mi ?" dedim. Bu kadar konuşkan olmama şaşıyordu.
"Evet, baya güzel." diyip duraksadı. "California gibi değil ama."
"Orayı özledim." dedim.
Evimi özlemiştim. Ordaki hayatımı özlemiştim. Gittiğim alışveriş merkezlerini, herşeyini özlemiştim. Doğduğum yerdi.
"Dönecek misin ?" dedi. Hemen yanıma gelip tezgaha yaslanmıştı. Bende doğramayı bırakıp ona baktım.
"Bilmiyorum." Durdum ve nihayet sormaya korktuğum soruyu sordum. "Sen ne zaman döneceksin ?"
Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. En ufak hareketim onu mutlu ediyordu. Mutluluğunu belli etmemek için çaba harcıyordu.
"Sen ne zaman istersen."
Bu sefer aynısını ben yaptım. Mutluluğum belli olmamalıydı. Domatesleri doğramaya devam ettim. O ise hala tezgaha yaslı duruyordu.
"Cody ile nasıl bu kadar iyisiniz ?" diye sordum.
"Aslında.." diyip duraksadı. Alaylıca güldü. "Ondan hala nefret ediyorum."
Bende güldüm. "Ah, bunu tahmin etmeliydim."
"Nasıl nefret etmiyim ? Senden hoşlanıyordu." Bunları gülerek söylemişti. 'Senden hoşlanıyordu' kısmında ise sesini biraz yükseltmişti. İnanılmaz tatlı olmuştu.
"Şuan benden hoşlandığını düşünmüyorum." dedim.
"Bir erkek olarak onun az çok ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum." diyip göz kırptı. "Ve inan bazen onu öldürme isteğim durdurulamaz oluyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat you better // shawn mendes
Fanfiction'life of the party // shawn mendes' kitabının ikinci kitabıdır.