Evet, hızlı düşünmeliydim. Shawn'a feci halde yakalanmıştım. Ancak yapacak hiçbir şey aklıma gelmiyordu. Yavaşça gözlerimi araladım. Shawn ile neredeyse dip dibeydik.
"Ortalama ne zaman çığlık atıp beni kovmaya başlarsın ?" dedi Shawn.
Buna artık tamamiyle alışmıştı. Küçüklüğümü hatırlamıştım. Nerede kel bir adam varsa o ortamdan deli gibi bağırıp kaçarmışım. Şimdi de Shawn'ı görünce aynı tepkiyi veriyordum.
"Yaklaşık 10 saniye sonra olabilir." dedim.
Shawn hızlıca toparlandı. Ayağa kalktı.
"O zaman ben gidiyim yavaştan." dedi. Ancak ses tonunda umut ve umutsuzluk arasında kalmışlık vardı.
"7,6,5--" saymamı devam ettiremedim.
"Tamam tamam çıktım bile." dedi ve hızlıca kapıyı açıp çıkıp gitti.
Bende arkasından baya iyi güldüm. Allah'tan dün uyumadığım konusu bir daha açılmamıştı. Shawn suyuma gitmeye başlamıştı. Doğrusu bununla eğleniyordum.
Yataktan kalktım. Odamın kapısı kilitlenmemişti. Dışarı çıktım. Herkes uyanmıştı. Banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Merdivenlerden aşağı kata baktım. Sesler geliyordu.
"Çocuklar !" diye bağırdım.
Sesimi duyan Gilinsky merdivenin başına geldi.
"Bir sorun mu var Carly ?"
"Odamı kilitlememişsiniz de onu haber vereyim dedim." dedim ve sürünerek odamın yolunu tuttum.
"Hey, bugün serbestsin. Yani evin içinde." diye arkamdan bağırdı Gilinsky. Tekrar merdiven başına geldim ve aşağı bakmaya devam ettim.
"Bu gerçekten büyük bir lütuf majesteleri ekselansları hazretleri efendimiz." dedim alaylıca. Sonra üstümdeki kareli pijamalarımla aşağıya indim.
Cameron ve Katy mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Katy'i de kendi aralarına katmışlardı. Cody salondaki koltukta uyuyordu. Gilinsky kahvaltı masasındaydı. Shawn ise ortalarda görünmüyordu.
Cody'nin yanına doğru ilerledim. Ve başucunun hemen yanına yere oturdum.
"Hey uyan." dedim. Onu özlemiştim. Sonra dürtmeye başladım. "Uyan, ufaklık seni özledi."
Gözlerini hafifçe araladı.
"Günaydın ufaklık."
Gülümsedim. Manhattan'da ki zamanlarım aklıma geldi. Cody ile inanılmaz eğlenceli anlar yaşamıştık.
"Seni burada görmek güzel." dedim ve yatmasına rağmen ona sarılmayı başardım.
"Saat 11 yönünde merdivenin başında bize pörtlek gözlerle bakan bir canlı bomba var." diye kulağıma fısıldadı. "Yani Shawn."
"O zaman beni izle." dedim. Nasıl olsa Shawn, onun varlığından haberim yok zannediyordu.
Cody'den ayrıldım ve biraz yüksek bir ses tonuyla:
"Ah benim biricik arkadaşım, seni ne kadar da özlemişim. Canım benim. İyi uyudun mu ? Ben bugün biraz rahatsız uyumuşum. Varya sanki bir öküzle uyumuşumda tüm gece beni ayaklarıyla tepmiş. Nasıl kötüydü nasıl."
Resmen bunu mahalle kadınları gibi bir ritimle söylemiştim. Doğrusu oyunculuğum berbattı. O an farkettim ki ben sadece Shawn'ın dikkatini çekmeye çalışırken, herkesin dikkatini çekmiştim. Herkes bana bakıyordu. Bozuntuya vermemeye çalıştım. Ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat you better // shawn mendes
Fanfiction'life of the party // shawn mendes' kitabının ikinci kitabıdır.