Mutfak savaş alanı gibiydi. Koskocaman mutfağı ne hale getirmiştik.. Doğrusu kendimden utanıyordum.
Tezgahın üstü yarısı doğranmış sebzelerle doluydu. Çöpe atmaya üşendiğimiz diğer yarılarının ya suları akmış ya da bir taraflara fırlamıştı. Korkunç bir haldeydi.
Lavabonun içinden şuan ihtiyacım olan tencereyi aldım. Shawn en son karıştırdığı kremadan sonra onu öylece lavabonun içine fırlatmıştı.
"Bunu yıkamalıydın." dedim ve sanki iğreniyormuş gibi tencereyi elimde tutup ona doğrulttum.
"Evet, çok haklısın." dedi. "Çünkü bu mutfakta tek kirli olan şey o."
Ellerini iki yana açmış etrafı gösteriyordu.
"Ah, özür dilerim." dedim ve tencereyi çaresizce yıkamaya başladım. Neredeyse bütün hazırlıklar bitmişti ancak ben ve Shawn da bitmiştik. Hatta mutfak şuan sessizce ağlıyordu.
"Bu arada.." dedi Shawn. "Haftaya doğum günümde Toronto'da bir firma konser vermemi istiyor. Eğer uygunsa bir kaç günlüğüne Toronto'ya gitmek istiyorum."
"Doğum günüde mi ?" dedim. Çünkü şimdiden plan yapmaya başlamıştım.
"Evet."
"Birlikte geçiririz diye düşünmüştüm." dedim. Daha doğrusu ona sürpriz bir doğum günü hazırlamak istiyordum.
"Geldikten bir kaç gün sonra telafi etsek olmaz mı?" dedi. "Çünkü gerçekten benim için önemli."
Konunun daha fazla uzamasını istemediğimden "Tamam, olur." dedim. Üzülmüştüm. Doğum gününde birlikte olmak istiyordum.
Üzüldüğümü anlayıp gelip belime arkadan sarıldı ve çenesini omzuma dayadı : "Sen de benimle gelmek ister misin ?"
Ondan kurtuldum ve başka yöne ilerledim. "Bu doğru olmaz." dedim.
"Ne doğru olmaz Carly ?" dedi.
"Konsere sevgilin olarak gelemem Shawn."
"Konserime sevgilim olarak gelmen en doğal şey olur." dedi. Sesi biraz yükselmişti.
Tezgahtan uzaklaştım ve yanına gelip dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum. "İnan bana sorun değil. Doğum gününü sonrada kutlayabiliriz." diyip tebessüm ettim.
Elindeki havluyu masanın üstüne fırlattı ve "Çok inatsın Carly." diye söylendi. Ancak yapacak başka bir şeyim yoktu.
"Tencereyi karıştır." dedim. "Yanacak."
Gözlerini devirdi ve ocağın başına gitti. Ben de şimdiden yeni doğum günü planları düşünmeye başlamıştım.
***
Nihayet mutfak düzene girmişti. Yemekleri hazırlamış çocukların gelmesini bekliyorduk. Ev hanımı olmak gerçekten zordu.
"Yardımcı tutmalıyız Shawn." dedim. Hem yorulmazdık hem de sağlıklı beslenirdik. Çünkü Shawn turne boyunca sürekli dışarıdan yiyordu. Turne dışındaki zamanlarda ev yemekleri yemesini istiyordum.
"Ayarlarız bir şeyler." dedi. Televizyonda sevdiği şov programı olduğu içi dediklerimi dikkate bile almıyordu.
Yastığı aldım ve suratına fırlatıp "Beni dinle !" diye uyardım.
Yastığa sarıldı ve dudaklarını büzdü : "Tüm yıl turnedeyim ve ayaklarımı uzatıp keyif yapmak için vaktim olmuyor. Biraz bunun keyfini çıkarmak istiyorum."
Şuan o kadar tatlı duruyordu ki kalkıp mıncırmamak için dişlerimi sıkıyordum.
Ayrıca bu evi artık kelimenin tam anlamıyla evi gibi kabul etmesi çok fazlaca hoşuma gidiyordu. Çoğu zaman Jacklerde kaldığımızda bile bu kadar rahat hareket etmiyordu. Kolunun altında bir tane yastığı ve elinde kumandası ile televizyon izlemesi çok nadir karşılaştığım bir Shawn'dı. Ve sanırım bu sadece bana özel bir durumdu. Yanımda tamamiyle evinde gibi hissettiğinin bir kanıtıydı. Biz yavaş yavaş bir aile oluyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat you better // shawn mendes
Hayran Kurgu'life of the party // shawn mendes' kitabının ikinci kitabıdır.