- 1 ay sonra -
"Anne, geç kalıyorum. Çıkıyorum !" dedim ve cevabını beklemeden kapıyı kapattım. Kafamda duran gözlüğü gözüme indirdim. Dışarısı 50 derece falan olmalıydı.
İspanya'daki arkadaşlarım Amerika'ya gelmişti. Onlarla buluşacaktım. Katy'de nihayet dönmüştü. Biraz hasret giderecektik.
Arabaya giderken telefonum çaldı. Çantamın içinden bulana kadar canım çıkmıştı. Arayan Shawn'dı.
"Efendim ?"
"Naber Carly ?"
Shawn'la 'ara vermek' adlı çalışmamıza devam ediyorduk. Ancak ara sıra sesimizi duymak için birbirimizi arıyorduk. Haftada 2 kere falan. Ama kimse kimseye karışmıyordu. Kıskançlık krizlerim böyle atlatmaya çalışıyordum.
"Arkadaşlarımla buluşmaya gidiyorum. Sen ?"
"Akşam konserim var. Ona hazırlanıyorum."
Aslında onu özlüyordum. 1 aydır yüzünü görmemek ölüm gibi geliyordu. Ama görüşmediğimiz 1 ay boyunca kavga etmemiştik ve psikolojik durumum çok iyiydi.
"Amerika'ya ne zaman dönüyorsun ?" dedim. Arabaya binmiştim. Sıcaktan bacaklarım koltuğa yapışmıştı.
"Henüz değil. Buradan Kanada'ya gideceğim. Orada annemlerle kalacağım." dedi.
"Ailene sevgilerimi ilet." dedim.
"Aslında." dedi birden. "Toronto konserime gelsene. Haftaya."
Saatime baktım. Buluşmaya baya geç kalmıştım.
"Pek mümkün olacağını sanmıyorum. Haftaya Lara'nın doğum günü."
"Anlıyorum. Sıkıntı değil. Dönünce buluşuruz." dedi.
Tekrar saatime baktım. "Shawn kapatmam lazım, çok geç kaldım."
"Tamam, tamam." dedi. "Benimde prova yapmam lazım. Sonra görüşürüz."
Ve kapattık.
Aslında telefonda konuştuğum kadar umursamaz değildim. Sadece öyleymiş gibi davranmak zorundaydım. Shawn'a yalvarıp 'Geri dön !' demem an meselesiydi. Kendimi sıkıyordum. Çünkü böyle olmak zorundaydı. Shawn böyle istemişti.
Sanırım iyi gidiyorduk. Normalde konserlerde onu baya kıskanırdım ama şuanda bir iş için orada olduğunu bilip onun için mutlu oluyorum. Yeni yerler görüp geziyor ve bu beni hiç rahatsız etmiyor.
Beni terk ettiğini de yavaş yavaş unutuyorum. Shawn beni sevmeseydi verdiğimiz 'ara' da beni bir kere bile aramazdı çünkü. Ya da sürekli Barcelona forması ile fotoğraflar atmazdı. Ya da konserde Roses'ı söylerken ağlamazdı..
Yaşadıklarımızdan yavaş yavaş ders alıyorduk. Böylece büyüyorduk. Eminim her şey zamanla düzene girecekti.
Düşünürken çoktan buluşacağımız kafeye varmıştım. Arkadaşlarımla eğlenceli vakit geçirmeyi planlıyordum.
***
Kafede bir kaç saat oynadıktan sonra bowlinge gelmiştik. Ortam güzeldi. Katy ile vakit geçirmek daha güzeldi.
Kulağıma eğildi ve "Shawn siz ayrıyken bir ara takıldığın çocuğun burada olduğunu bilse ara vermiş bile olsanız buraya uçardı." dedi.
Calvin'den bahsediyordu. İspanya'da Shawn ile ayrıyken bir ara onunla görüşmüştük.
"Sadece arkadaştık Katy. Aramızda bir şey olmadı. Ayrıca Shawn'ın haberi olsa bile gelmez. Artık öyle bir birlikteliğimiz yok."
Katy kısa yoldan bizi barıştırmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat you better // shawn mendes
Fanfic'life of the party // shawn mendes' kitabının ikinci kitabıdır.