Shawn arabadan inmem için kapıda bekliyordu. Bense önümdeki saraya benzeyen yapıya bakıyordum.
"Carly inmeyecek misin ?" dedi.
İki kişi için bu ev fazla büyük değil miydi ?
Ben hala harekete geçmeyince elimden tutup beni zorla indirdi ve kapıyı kapattı.
"Burası mı ?" dedim.
O önde ben arkada el ele yürüyorduk.
Shawn 'burası mı ?' diye sorduğum evin bahçesinden içeri girdi. Ve cebindeki anahtarları çıkardı.
Bundan 5 yıl önce biri sevgilimin yaşamamız için böyle bir ev alacağını söylese kesinlikle inanmazdım.
"Çok heyecanlıyım Carly.." dedi Shawn. "Uzun zamandır burayı görmeni istiyordum."
Kapının önüne gelmiştik. Anahtarları bana uzattı.
Ben olayın şokuyla ne demek istediğini anlamayınca :
"Kapıyı senin açmanı istiyorum." diye açıklamada bulundu.
"Ha, tamam." dedim ve anahtarlara uzandım.
Tam anahtarı deliğe sokacakken "Dur !" dedi.
Sıçradım, "Ne oldu ?"
"İçeride beğenmediğin bir yer olursa istediğin gibi değiştirebilirsin." dedi.
Ah Shawn, seni hak edecek ne iyilik yapmıştım ben ?
Dayanamadım ve ona sarıldım. "Eminim içerideki her şey mükemmeldir."
"Hadi artık aç kapıyı." dedi ve geri çekildi.
Heyecanı o kadar tatlıydı ki. Onu hiç böyle görmemiştim. O herkesin önünde soğuk kanlılıkla şarkı söyleyen oğlan gitmiş yerinde 5-6 yaşlarında bir çocuk gelmişti.
Kendi kendime güldüm ve anahtarı deliğe sokup kapıyı açtım.
İçeri karanlık olduğu için hiçbir şey göremiyordum.
Bir adım attım.
"Işıklar nerede ?" dedim.
Der demez her yer birden aydınlandı.
Nereye bakacağımı şaşırmıştım.
Evin renk uyumuna mı, devasa büyüklüğüne mi yoksa duvarlarda asılı olan Shawn ve benim fotoğraflarıma mı ?
Hiçbir kelime edemeden salonun ortasında dolaşmaya başladım. Bu evi resmen anılarımızla döşemişti.
Evin ilk girişinde onunla çekindiğimiz ilk fotoğrafı koymuştu. Biraz ilerleyince bir futbol köşesi hazırlayıp playstation koyup Messi formasıyla çekindiği fotoğrafı asmıştı. Hemen ilerde ilk Kanada'ya gidişimizde Shawn'ın ailesi ile çekindiğimiz toplu fotoğraf duruyordu. Ve merdivenlerin hemen önünde birbirimize sosyal medyadan attığımız fotoğrafların kolajları olduğu bir köşe vardı.
Merdivenlerden yukarı doğru çıkmaya başladım. İyice heyecanlanmıştım.
Üst katta ilk olarak çocuklarla toplu çekindiğimiz bir fotoğraf vardı. Bu kat bizim arkadaşlıklarımız ile ilgili şeylerle doluydu. İnanması zor ama Cody ile olan fotoğrafım bile küçük bir köşede duruyordu.
"Shawn.."
Sadece bunu diyebilmiştim. Çünkü şuanda yaşadığım duygu yoğunluğu çok üst noktalardaydı. Her an ağlayabilecek durumdaydım.
Gilinsky ve Johnson'la olan çerçeveli resme bakarken Shawn arkadan belime sarıldı ve çenesini omzuma koydu : "Umarım beğenmişsindir."
"Beğenmek mi ? Bunlara bayıldım resmen." dedim. Her biri harika ötesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat you better // shawn mendes
Fanfiction'life of the party // shawn mendes' kitabının ikinci kitabıdır.