Sevmeyi bilmeyen insana aşk öğretilmezmiş.Ayrılığa alışmış insana uzun mutluluk ağır gelirmiş.Peki sevmeye yeminli düşünceler...Onlara ne olurdu?İnsanlar için sadece bir anlık ,hatta bir saliselik hayal gibi kalırdı.Sebebi vardı ama nedeni ,sonucu yoktu.Yarına bırakılan her şey yarım kalmaya mahkumdu.Bunu bilmesine rağmen mutlulukla gülümseyerek konuştu.
"Hadi artık hava kararmaya başladı dedenin yanına gidelim."
"Biraz daha duralım güzelim."
"Ama..."
"Ummanda seninle bir gün batımını görmek istiyorum."dedi Umut bakışlarını gökyüzünde yeni yeni batmakta olan güneşin sarıdan turuncuya dönen ışık huzmelerine döndürerek.
"Peki."dedi Burcu.Bedenine sarılan kolların verdiği güvenle karnının üzerinde kenetlenen ellerin üstüne koydu ellerini.Bu his neydi şimdi?Kelebek halt etmiş yanında.Eliniz yandığında buz koyarsınız da buzu alınca binlerce iğne batar gibi olur ya.O buzun etkisinden çıkınca sıcaktan yanmaya başlar işte öyleydi bu his.Kumlu zemindeki hurma ağacının altındaki sedire oturup önlerindeki manzaraya bakmaya başladılar. Kadının yüreği kanat çırpmak için can çekişen kuşlara inat bakışları durgun bir su kadar sakindi.Rüzgarın ardından esen bir meltem kadar huzurlu, yağmur sonrası çıkan toprak kokusu gibi ferahtı içi Umut'un yanındayken.Adamın bakışlarında ise hırçın dalgalara direnemeyen bir geminin alabora olmuş hâli saklıydı.O yıkılmış gemi mi?O kendisiydi.Aşka direnememiş, itirazsız kabul etmişti.Saplantı derecesinde sevmişti üstelik.Tek bir belkinin arkasına sığınıp tüm imkansızları silmişti.Burcu'ya baktı.Düşünceliydi.
"Ne düşünüyorsun?"dedi bakışlarını Burcu'nun gözlerinden çekmeden.
"Bilmiyorum."
"Peki sen?"
"Bilmiyorum."dedi omuzlarını silkip.
Sessizliğin içinde Umut'un telefonun sesi bu sessiz ortamı dağıtırken telefonu açıp sinirle karşısındaki kişiyi dinledikten sonra konuştu.
"...."
"Elvin hanımın adresini, yaşadığı çevreyi, hatta ailesine kadar tüm bilgileri yarım saat içinde istiyorum anladınız mı?Bu kadın ya kendi için yalan söylüyor ya da başında kim varsa o zorluyor"
"..."
Telefonu kapatıp sedirin bir köşesine sinirle atarken kararan gözlerini kadının üzerine dikti.
"Umut ne oldu bir haber mi var?"
"Yıllar önce üvey annen DNA testi yaptırmış onun kızı değilsin bu kesin bilgi.Ama adamlarım o kadını bulmuşlar senin onun kızı olmadığını söylüyormuş."
"Ne demek oluyor bu Umut?"
"Çok büyük bir oyun dönüyor güzelim.Çok büyük bir oyun dönüyo..."
"Anlamıyorum ama...Neden yalan söylesin ki!Sebebi ne?"
"Büyük balık için her zaman küçük balık bir yem olarak kalır. Ne zaman ki büyük balık doyar o zaman o oyun biter.Ama biz beklemeyeceğiz.Gerçek anneni neden ,nasıl bilmiyorum ama bir sebepten saklıyorlar."dedi kararan bakışlarını ve yumruk olan ellerini saklamaya çalışıp gözlerini kaçırdı.
Umut'un ellerinden tutup kasılan yumruklarını gevşetti Burcu.
"Boşver dert etme artık ben alıştım onlar olmadan yaşamaya. Benim ki sadece meraktan."dedi Burcu ama bir yanı hep eksikti, kırıktı, yarımdı.Yıllar önce o uçurumda atmıştı maziden gelen anıların hüzünlü inciten yanını.Aklına gelen şeyle Umut'a çevirdi kumlara diktiği bakışlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dubai'li Aşklar-Fürade(ARA VERİLDİ)
ChickLitSusabilirdim...Susmadım.Konuşabilirdim... Konuşmadım.Sadece izledim olanı biteni, binlerce olay birbiri ardına cereyan ederken ben kendimi bir kafese kapadım adına da sevgi dedim aşk dedim.Oysa o ne sevgiydi ne aşktı sadece yanlızlığına yoldaştı. Ga...