Bölümü yazarken dinlediğim şarkılardan önermek istedim.
Volkan konak-Mağusa limanı
Hande yener-Kavuşabilir miyiz?Arkamı dönüp dış kapıdan çıktığımda korumalar önümü kesti.
"Burcu hanım Umut beyden habersiz çıkamazsınız." yüzünde buna mani olacağını belirten bir ifadeyle yanıma geldi."Siz ne hakla benim işlerime karışıyorsunuz Umut'un haberi var çıkın önümden."dedim.İşlerime karışmaları ,herkesin hayatımda müdahale edecek bir şey bulması sinirlerimi zorluyordu.Kimsenin anlamadığı o bulgurukurut kuşları gibi gecenin en sessiz yanına sesleniyordum.Ya da cepleri delik bir çocuk gibi ben hayatımı kaybediyordum bu yüzden anlamsız geliyordu bir noktada durup savaşmak.
"Biz götürelim o zaman istediğiniz yere."dedi iri yarı koruma önüme çıkarak.
"Gerek yok yanlız kalmak istiyorum"Korumalar başlarını aşağı eğip önümden çekildiklerinde biraz yürüyüp ana yola vardım.Yoldan geçen bir taksiyi çevirip "Havaalanına "dedim Arapça olarak.
Kadın sürmeye başladığında bakışlarımı güneşin altında sıcaktan yanan yola odakladım.Dubai'de yanlız başına bir erkeğin kullandığı taksiye binemezdin bu yüzden sadece kadınların binebildiği taksiler vardı.
Havalanına vardığımda güvenlikte tüm aramaların yapılmasının ardından görevli adamın yanına vardım.Tabi aramalarda bebeğimin sağlığı için xray'i kullanmalarına izin vermemiştim."Buyrun..."dedi görevli samimi olmadığı belli olan zoraki gülümsemeyle.Zaten yüzüne tam oturmayan o yabancı gülümseme bu işi isteyerek yapmadığını ele veriyordu.
"Türkiyeye en yakın sefer kaçta?"
"11:50 de "
"Peki."Bilet için işlemleri yaptırıp havalanının kafeteryasına oturdum.Böyle bol çikolatalı muzlu bir pasta sipariş ettim.Çok geçmeden siparişim gelmiş sanki çölde susuz kalmış bedevi gibi nasıl oldu bilmiyorum ama pastaya resmen saldırmıştım.Offf çok güzel ya...
Ayağa kalkıp hesabı ödeyeceğim sırada karnımda hissettiği çarpmaya kendimi yerde buldum.Canım acımıştı...Bana çarpan adam arkasını dönüp giderken can acısıyla yerimden doğrulmaya çalıştım ağrı şiddetini artırarak devam ediyordu.İliklerime kadar hissediyordum bu sefer acıyı.Ellerim bebeğimi korumak ister gibi karnımda birleşmişti."Hadi bebeğim lütfen yapma bunu anneye..."
Görüşüm bulanıklaşmaya başlarken alnımdan boncuk boncuk terler akmaya başlamıştı.Görüş alanıma giren siyah ayakkabılar ile gözlerimi istemsizce kapadım.Ondan sonra hatırladığım beni içine çeken o dipsiz kuyu gibi karanlıktı.
***
Başımdaki feci ağrıyla uyandığımda elimi başıma koyarak şakaklarımı ovdum.Beynimde binlerce fil sürüsü varmış gibi hissediyordum.Bulanık gören bakışlarım birkaç dakikanın ardından düzeldiğinde, yerimden doğrulup yatağın başlığına yaslandım.Elimin üzerinde bulunan serum aparatının olduğu yer morarmaya başlamıştı.Muhtemelen damar yolunu ilk denemede bulamamışlardı.Karnımdan kasıklarıma vuran hafif sızı kendini belli ederken odanın kapısı açılıp doktor girdi içeri."Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?"
"Ağrım var biraz."dedim başımdaki ağrı şakaklarımda toplanırken vücudum sanki benden ayrı bir bütün gibi ağır geliyordu.
"Bunun olması doğal düşük tehlikesi atlattınız.Kanamayı durdurduk fakat tehlikenin geçtiğini söyleyemem hamileliğiniz boyunca kendinize çok dikkat etmelisiniz.Vücudunuzu ve sinirlerinizi yıpratıcı davranışlardan uzak durmalısınız."dedi doktor elindeki dosyalara birkaç şey yazıp steteskobunu düzeltti boynunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dubai'li Aşklar-Fürade(ARA VERİLDİ)
Genç Kız EdebiyatıSusabilirdim...Susmadım.Konuşabilirdim... Konuşmadım.Sadece izledim olanı biteni, binlerce olay birbiri ardına cereyan ederken ben kendimi bir kafese kapadım adına da sevgi dedim aşk dedim.Oysa o ne sevgiydi ne aşktı sadece yanlızlığına yoldaştı. Ga...