Mor Supralı Prens

22/2

22. Bölüm'ün çok kısa olduğunu sezip ikinci bölümü yazdım.Çok da gecikti özür dilerim guys . İyi okumalar !

Arkadan bir ses geldi.

" Dur bir dakika yani sende beni seviyor musun ? Ciddi misin? "

" Sanırım. " dedikten sonra daha fazla açıklama yapmamak için kapımı hizlica kapatarak odama girdim.Vay canina iki saniyelikti.Ömrüm boyunca işime yarayacak.Telefonumun mesaj sesi az öncekileri düşünürkenki dikkatsizliğimi bozup düşüncelerimi yok etti.Mesaj Joe'dendi.Vay! Uzun zamandır meydanda yoktu.

Bu gece bir yerlere gitmeye ne dersin?Cidden patlayacağım.Hem bugün seni de göremedim bebeğim.xx"

Justin'e yaptığım son ilan-ı aşk gibi klişe bi sahneden sonra Joe ile sevgili olmadığımızı anlamış olmalı sanırım.Herneyse.

"Starbucks'a ne dersin?"

saniyesinde cevap geldi.

Mükemmel orada olmak için sabırsızlanıyorum vıdı vıdı ve 1 saat sonra geleceğini yazmış.

Dolabimi açıp varligindan henüz haberim olduğum Ugg'larımı ve dizimin 1 karış üstüne narcicegi sade elbisemin üstüne siyah trenckotumu geçirdim.Merdivenden inerken bir misafirimiz olduğunu fark ettim.Sizce de Selena bu eve çok sık gelmiyor mu?

Ona yapmacik bir şekilde gülümsediğimde Justin mutfakta milkshake hazırlamakla meşguldü.Beni görüp nereye gidiyorsun? gibi ironik sorularla kapıda tutmaması için kosarcasina kapıdan çıktım.Harika!Joe tam da kapıdaydı.

" Selam ! "

"Selam." dedim Joe benim için her zaman bir kaçış arkadaşı olarak gördüğüm sırdaşımdı.Bilirsiniz, değer verilen gay arkadaş gibi.Ama o sanırım bana birşeyler hissediyordu.Bu yüzden onu kırmamaya özen gösteriyordum.

...

Köşedeki masada önümüzde duran blog yazarının arkasına oturduk.Joe ile konuşurken dikkatim Joe'nın arkasındaki ekrana ve blog yazarının hızlı ve sürekli takirdayan parmaklarına kayıyordu.Bilirsiniz,Starbucks'ta en kisede oturan cool yazarlardandi.Ama bu paparazziydi sanırım.Yazılarını bile okuyordum.Ne ? Joe fazla sıkıcıydı.Önümde birşeyler vizildiyordu ışte..Ve menüyü almaya geldiğimizde sade kakao ve kakaolu pasta sipariş etmiştim.Jo ise damlasakizli kahve.Ben yazıları okumaya çalışıp Joe'yi dinlermis gibi yaparken çok geçmeden menü geldi.Onu dinlediğimi sanıyor olmalı ki öyle şehvetle anlatiyordu ki elindekinin sıcak kahve olduğunu unutup onu sallayarak mimik yapmaya çalışırken, kahveyi erkekliğine döktü.Kız gibi çığlık atmaya başlamasının ardından kalkıp tuvalete gitmesinin yararlı olacağını söyledim.Ne?Ciyaklamayi kes kıçını kaldır ve tuvalete gidip erkekliğini suyla ovustur diyemezdim herhalde.

Joe kalkınca bilgisayardakileri okumak daha kolayima gitti.Ve bilin bakalım blog yazarımız ne güzel bir yazı hazırlıyor ;

Kamera şakasıyla sevimli ve tatlı kızı aldatmadigini belirten Bieber yine insanları hayrete düşürdü:

Sevgilisi Selena Gomez'in onu başka bir kızla yakalama iddialarına Bieber"Saçmalama Selena ,sana aşığım ve diğer kızlar umrumda değil.Bilirsin, beni yakaladığın kız eski tek geceliklerden !xx"

twitterda bu yazıyla sevgilisiyle yeniden biraraya gelmiş gözüküyor baksanıza;

-deyip tam da Justin'in evinin önünde yiyisirkenki fotoğrafları vardı- " işin tuhafı fotoğraftaki sarı renkli saat benim Justin'in üzerinden inip onu sevdiğimi söylediğim saatlerdeydi.Çok sevinmise benziyordu baksanıza kutlama bile yapmıştı...

Birden Joe görüş alanima girdiğinde yorgun olup eve gitmek istediğimi söyledim.Ama yürüyerek.

...

Ben ona ne yaptım ki böyle oldu sanki?Neden hep bana patlıyor?Hayatın bu zorluklari hep bana kalıyordu.Suçum aşık olmak mi?Deli gibi.Hatırladığıma göre o da beni seviyordu.Sanırım.

...

Eve vardığımda kapıyı acar açmaz ne manzara göreceğimi bilmediğimden hızlıca merdivene yöneldim.Yukarı çıkıp odamda ağlamaya devam etmek istedim.

Ama merdivene adım attığım an sert bir kol bilegimi kavradı.Ve koridor duvarına yapıştım.

" Benden kaçıyorsun." nefes nefese kalmış derin  sıcak ve krema kokan nefesi suratıma çarpıyordu.

"Ka-kaçmıyorum.Yukarı çıkmalıyım."

"Hayır." seks ses tonu -ya da onun gibi saçma birşey- gibi bir ses tonuyla bana karşılık verdi."Yanımda ve benimle ol.Sadece benim ol."

Harika !

Sadece benim ol .

Benim ol .

Benim .

Aynı şeyleri bende sana söylemek isterdim ama sadece beni duzmek için bu kadar yalvarmiyorsun. Gibisinden afallayacagi bir cevap cakabilirdim.Ama yapmadim.

"Gi-gitmeliyim."

cevap vermek istemeden yukarı cikmayi denedim.Ciddiyim onunla sevisirsem aşık olmama ihtimalim olmayacak.

"Seni istiyorum Watson."

"Ama be- " dudaklarima sertçe yapıştı.Konusmayi bırak nefes dahi alamadım.Bu öpücüğü gunlerdir bekliyormuşum sanki.Diliyle dudaklarım bizden ayrılmış ayrı bir seks yapıyordu sanki.Dili ve disleri dudağımı sömürüyor ve yaliyordu.İki dakika dudaklarimla oyalanirken bende bacaklarimi beline çapraz bağladım.O ise kendini bana bastırıyordu.Dudaklarimda işi bitince kafasını boynuma gömdü.Beni taşıyarak yatak odasına götürdü.Bu sırada boynuma küçük küçük öpücükler konduruyor inlememe neden oluyordu.

Beni yatağa sertçe bırakıp elbisemin fermuarını hizlica çıkardı . Sütyenime iki saniye boyunca duraklayarak baktı.Yiyecek gibi bakiyordu ki öyle de yaptı zaten.Sutyenimin kopcasini çıkarıp,ağzıyla göğüs uçlarımı bütünleştirdi.İki eliyle goguslerimi kavrayinca inledim ve gulumsemesine neden oldu.

" Git-"

"Mem-"

"Ge-"

"Ah."

içime aniden girmişti.Üstüne çıkıp kollarımı saçlarına attım.Ben saclariyla oynayıp yüzüne minik öpücükler kondururken o içime girip çıkıyordu.Göğüs uclarimin morardigina yemin edebilirdim.Onu seviyorum.Bu yüzden beni düzmesi fahişe olduğum anlamına gelmez.

...

İşimiz bitince ayağa kalktım ve elbisemi geri giyindim.Hala beni salyalari akarken keyiflice suzuyordu.

" Çok ayıp Justiin.....Doyumsuzluk.."

" Çok seksi olduğunu söylemiş mıydım? " dedi yanindaki dolabi açarken eliyle kalcami oksamayi ihmal etmeyerek.

" Elbisemin fermuarını kapatabilir misin ?"

" Zevkle ." sirtimin popoma kadar kısmını elleyip fermuarimi kapattı.

Arkamı dönüp dudağını burnunu ve alnını sirasiyla öptüm.

" Gitmem gerek demiştim." Joe'ye gidiyordum.11. derslikte matematik çalışmaya davet etmişti beni.Birde önemli birşey diyecekmis sanırım.

2 bölüm toplam +4 vote olsun yb gelir!!

-Melisaa :**