Yüzümü yıkayıp saçımı düzeltip temiz kıyafetler giydikten sonra aşağıda kahvaltıda olan Justin ve Pattie'nin yanına indim . Sosisin güzel kokusu bütün eve yayılmıştı . Anneme bir mesaj atalım uzun zamandır görmedim onu ne kadar kötü birisi olsa da özlüyor insan . Anne sonuçta .
" Günaydın ! Bugün güzel olacağa benziyor bir tek sen yoksun . Özledim seni seviyorum anne ! xx " tamamdir . Şimdi sosisleri kaçıralım .
...
Bugün güzel olduğu kadar tuhafti da Pattie'nin bakışları her saniye daha da gülümsüyordu bana . Justin ise hiç laf sokmadi . Şüpeleniyorum .
Son sosis ! Eğer bunu Justin yemezse gerçekten bir problem vardir .
; " Hadi Selena durma sonuncuyu da sen ye ! "
Gözlerimi iki metre açtım . Bu olağanüstü bir durum . Hurafe falan görüyorum sanırım .
" Bakın . Neler oluyor ? Anlatmassanız çok kötü şeyler olur . Pattie hala ? "
Elindeki çatalı bırakarak başını eğdi Justin ve kısık bir sesle ;
" Çok mu belli ediyoruz ? "
" Ah sanırım evet . " kafamı yavaşça salladim .
Pattie ise Justin'in koluna vurarak ;
" Ah canım ne belli etmesi . Sadece bugün hepimiz mutluyuz degil mi sevgili oğlum ?!?! "
" Daha fazla devam ettiremem anne . Üzgünüm . " sandalyede geriye yaslandi ve kollarını bağlayarak bana baktı .
" Neler oluyor Kid ? Anlatın lütfen ! "
Gel benimle . Kolumu sertçe kavradi ve ben daha konuşamadan çoktan arabasına bindirmişti . Pattie ise sadece üzgün görünüyordu .
Araba hızlıca hareket etti . Nereye gittiğimizi bilmiyordum . Sonra yıkık dökük eski küçük bir parkın önünde durduk .
" Neler oluyor ? "
Eliyle boynumu kavradı ve burnunu burnuma dayadı nefeslerimizin sicakligi birleşiyor arada mükemmel bir sosis kokusu oluşuyordu ! Tamam romantik değilim -_- . Ama o çok ciddiydi ;
" Dünyam olduğunu biliyorsun değil mi ? "
" Evet . "
" Sana bir şey olursa öleceğimi ve yasayamayacagimi ? "
" Kısmen . "
" Peki ya annenin öldüğünü ? "
" Ha- NE DİYORSUN JUSTİN ?!? AKLİNİ Mİ KAÇIRDIN YOKSA ?! " kahkaha atmaya başladım . Komikti gerçekten . Pozisyonumuz hâlâ aynıydı . Sadece ben gulumsuyordum . Elini boynumdan çekti . Arkasına yaslandi benimle beraber guluyordu . Şey tuhaf olan ben agliyordum bir de sanırım . Sebebini bilmiyorum içgüdüsel bir sorun benimkisi .
" Çok komik ha ? "
" Aynen . " bacaklarimi toplamış gülüyor ve ağlıyordum . Vay canina ! Tuhaf bir his . O da gülüyordu . Hahahaha .
" İnelim mi ? "
" Biraz . " Elimden tuttu ve beni o parka doğru yürüttürdü .
....
" Seni seviyorum . "
" Bende annemi . "
Yarı sağlam salincakta yarı yamuk sallanırken konuşuyorduk . O anlarim hayatımdaki en tuhaf kisimlardi bundan eminim .
" Şurayı görüyor musun ? " parmagiyla çok küçük bir kum havuzu gösterdi .
" Bu park bebekler için ozeldi . 2 sene önce yıkıldı . Şu kum havuzu orada uzandığımi hatırlıyorum. Yine bir gün uzandigimda kafamı bir kamyona carptim . Oyuncak ama benim için büyüktü . -gülüyordu ama ben kendi adima konuşursam artık güldüğümü hatirlamiyorum sadece ağlıyordum - Sahibi de büyüktü . Kamyonu kırdığımı görünce kaşlarını çatip büyük ellerinden büyük bir yumruk yaptı . Sense yan tarafta Joe ile oynuyordun . Beni görmedin . Tam o anda annen gelip beni yükledi . Çocuğa bagirdiktan sonra komik gelebilir ama benim tüm çocukluğum boyunca tek kahranim annen oldu . Sadece o . Komik değil mi ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Supralı Prens
FanfictionJustin'in kuzeni olan Selena Watson onun menajerliği görevini üstleniyor. Ve küçüklüğünden beri kardeş olarak gördüğü Kidrauhl ' la yakınlaşıyorlar . Ve sıcak bir serüven sizleri bekliyor . Joe bu sıcak seruveni bozabilir ha ?