Michael, tam evlerinin önünde arabayı durdurduğunda arabanın içindeki ölüm sessizliğine dönüp baktı. Ashton, arka koltukta uzaklara dalmış, Calum arkaya dönmüş Ashton'ı izliyordu.
Luke ise kanlı dizlerini kendine çek-bir saniye,
Ne?
Michael hızla arabadan inip Luke'un kafasını dayadığı kapıyı yavaşça açtı. Uyuyan Luke'u kucağına alıp içeriye girerken, Michael'ın arabadan telaşlı çıkışıyla Ashton ve Calum kendine gelmiş, Michael'ı takip ederek eve girmişlerdi. Michael telaşla Luke'u koltuğa yatırıp sessizce Lucy'i çağırmış ve ilk yardım çantasını getirmesini istemişti.
Lucy, Luke'un (şunu fark ettim ki Heart Lightta da lucy ve luke var isim dağarcığım çok geniş çaktırmayın) bacağını görünce olduğu yerde kalıp dudaklarını birbirine bastırdı. (2016.. nihayet fark ettin bunu tebrik ediyorum...)
Michael, Lucy'nin elinden çantayı alıp titreyen elleriyle açarken, bir yandan da Ashton'a bağırıyordu.
"Bir sikimi de becer Ashton amına koyayım senin. Bu çocuğun bu haline!?" Michael'ın bağırmasıyla Luke sıçrayarak uyandı ve şaşkınca etrafına bakıp ona fazla yakın olan Lucy'den uzaklaşmak için Michael'a hızla sarıldı. Lucy bunu fark ettiğinde Ashton'ın uyarısını hatırlayıp geri çekilip mutfağa geçti.
Michael, kollarında olan tir-tir titreyen çocuğu sakinleştirebilmek için belinden tutup kendine -sanki mümkünmüş gibi- daha çok çekti. Sarı saçlarını okşarken, "Neler oldu Luke? Canın yanıyor mu?" Michael merakla neler olduğunu çözmeye çalışırken Luke ise acısının dinmesini istiyordu.
Neden canını yakan kişiye sarılarak acısının geçmesini bekliyordu?
"S-sadece d-düştüm." Luke yalan söylemeyi tercih etti. Çünkü, yaptığı şeyi söylerse Michael kızabilirdi, hatta onu dövebilirdi. Bu yüzden yalan söyleyip gerçeği saklamayı seçti. Ashton, Luke'un söylediği yalan karşısında tek kelime etmedi. Eğer doğrusunu söyleseydi sonucunu az çok tahmin edebiliyordu. Bu yüzden her zaman yaptığı gibi sustu.
Ta ki içine atacak yeri kalamayana dek susmaya devam edecekti. (Aaa bu şey.. şey bu 2022 sürümüm..)
Michael, Luke'un canını acıtmamaya çalışarak dizindeki kurumuş kanları gazlı bez ile temizlerken Ashton, Calum'a nasıl ayrılmaları gerektiğini söyleyeceğini düşünüyordu.
Direkt söylemeliydi değil mi?
Ashton, kendi kendine verdiği gazla Calum'a döndü ve büyük bir nefes alarak, "Ayrılalım." ağzından dökülen laflar Calum'ın gözlerini şokla açmasına sebep olurken Michael Luke'un dizini temizlemeyi bırakıp şaşkınlıkla Ashton'a baktı. (Lan böyle mi söylenir orsp çocu)
Luke ise alt dudağını emiyor ve neler olacağını izliyordu.
Calum duyduğu şey karşısında gözlerinin dolmasına engel olamayıp titreyen sesiyle Ashton'a "N-ne?" diyebildi. Ashton ise gayet normal bir şey söylüyormuş gibi Calum'a baktı, sakin bir tavırla, "Ayrılalım." tekrar etti.
Calum titreyen dudaklarından bir hıçkırığı serbest bıraktı. "Birden bire ne oldu Ash? B-biz ç-çok iyiydik. Ashton, bu bir şakaysa l-lütfen söyl-le." Calum bunların hepsinin iğrenç bir şakadan ibaret olmasını dilerken Ashton kaşlarını çatıp Calum'a baktı.
"Bunlar bana hiç şaka gibi gözükmedi Calum." Cebindeki telefonu çıkartıp bir şeylere dokunduktan sonra Calum'a uzattı. Telefonda Calum'ın sarhoş olduğu gece yanına gelen kadınla birlikte seviştikleri video vardı. (Calum.. abicim bu oldu mu şimdi ben seni korumaya çalışırken sen ne yapıyorsun..)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Your Enemy ♠Muke♠
FanfictionLuke, küçük yaştan itibaren babası ve ağabeyleri tarafından tecavüze uğramış, 11 yaşındayken dayanamayıp evden kaçan fakat, ona ilk başlarda iyi davranan sonradan 12 yaşından itibaren Luke'u satmaya başlayan bir kadının yanında işkence çekerek 16 ya...