Not Your Enemy ♠Muke♠

I Did Something

Ashton hız sınırlarını sonuna kadar aşıp Michael'ın evine olabildiğince hızlı gelerek salona telaşlı bir şekilde oturdu. Çünkü Michael ne zaman psikolog-hasta olarak konuşmak istese cidden hayatının yerle bir olma noktasında oluyordu.

Michael elinde 2 bardak ve 1 açılmamış viski şişesi ile salona geçip koltuğa oturdu. Ashton olabildiğince sakin kalmaya çalışarak sırtını yasladığı koltukta doğruldu ve viski şişesini açarak her iki bardağa biraz viski koyup kendi bardağını alarak havaya kaldırdı.

"Neye içiyoruz?" Ashton'ın sorusu ile Michael kendi kadehini kaldırıp büyük bir nefes aldı. "Yapmamam gereken bir şey yaptım. Ona içiyoruz." Michael'ın sözleri ile Ashton kaşlarını çatarken Michael kafasını sallayıp bardağı kafasına dikti.

Ashton şaşkınlıkla bakarken güldü. "Dur tahmin edeceğim." Ashton tekrar boşalan bardakları doldururken söyledi. Michael ise kafasını olumsuz yönde sallarken güldü. "Asla tahmin edemezsin." Michael'ın kesin konuşması ile Ashton kaşlarını çatıp ciddileşti. "Neler oluyor Michael?" Michael söylememek için tekrar bardağını boşaltırken yutkundu.

"Sanırım az önce Luke'a yapmamam gereken bir şeyi yaptım ve pişman değilim." Michael'ın sözleri ile Ashton yutkunarak Michael'a bardağını uzattı. "Bana dayanamayıp tecavüz ettiğini söyleme seni lanet olası." Ashton'ın siniri her hareketinden belli oluyordu.

Michael sadece olumsuz yönde kafasını sallayıp boş bardaklarını doldururken yutkundu. "Eve geldiğimizde odasına girip çıkmadı. Merak edip yanına gittiğimde ağlıyordu. E haliyle bende telaşlanıp yanına gittim neler olduğunu sordum. Bana ağlayarak o masum yüz ifadesini gösterdi. Önündeki şişliği gösterip korkuyla neler olduğunu sordu Ash. Tanrım o çok masumdu. Ah sikeyim, daha kendi şişliğini indirmekten korkan çocuğu pedofili, hastalıklı adamların önüne atmaları acımasızca Ashton. Sinirlerim alt üst durumda, Luke'a yardım ettiğim için kötü hissetmem gerek ama hissetmiyorum. Aksine fazla heyecanlıyım. İşini bitirdiğinde ağladı Ash. Lanet olsun kötü biriymiş gibi ağladı. Oysa bu dünyada ondan daha masumunu tanımadım ben." Michael elindeki bardağı masaya bırakırken Ashton'a bakıp gülümsedi.

"Ona yardım etmemeliydim değil mi? Yani artık onu daha çok koruyup kollamak istiyorum. Yanımdan ayırmak istemiyorum. Bunlar normalde de hissettiğim şeyler ama bunun üzerine onu tekrar çıplak ve savunmasız bir şekilde benim yardımıma muhtaç bir şekilde görmek istiyorum." Michael'ın sözlerinin üzerine Ashton elindeki bardağı ile sırtını koltuğa yaslayıp bacak bacak üzerine attı.

"Telaşlanma, muhtemelen bu sadece 4 yıldır yalnız kalman ile ilgili. Yani birini ne zaman çıplak gördün ki? Bu çok uzun zaman önceydi değil mi? Korumak istemende Luke'un fazla çelimsiz ve korunmaya muhtaç olması ile ilgili. Michael, acilen biri ile yatman gerek dostum çünkü her an birimizin üzerine atlayabilirsin. Ve bunu istemeyiz değil mi?" Ashton'ın sözleri ile Michael kıkırdarken kafasını salladı.

"Haklısın sanırım. Ash, sesindeki rahatlatıcı tonu sikeyim uykumu getiriyorsun." Michael'ın sözleri ile konu kapanırken aralarında olan gergin hava da yok olmuştu.

Birlikte viski şişesinin yarısına gelirken kıkırdamalar başlamış yüzleri kızarmıştı. Luke, bu gürültüden rahatsız olup uyanırken yeni alınan bebek mavisi pijamaları ile odasından çıkıp sarsak adımlarla merdivenlerden inerken duyduğu kıkırtılar vücudunun buz kesmesine neden olmuştu.

Korkuyla karışık merak duygusu Luke'un vücudunu ele geçirirken aşağıya, seslerin kaynağına, indiğinde Ashton ve Michael'ın salonda oturup bir şeyler konuştuğunu gördüğünde rahatlayarak mutfağa girip kendine bir bardak süt aldı.

Beyninin karanlık tarafında duran sarhoş adamların kahkahaları tekrar gündeme geldiği için uykusu biraz sorunlu geçeceğini biliyordu.

Sessizce merdivenlerden çıkarken Ashton'ın veda sözlerini duyduğunda elindeki bardak ile Michael'ın gelmesini bekledi. (Veda sözleri nedir ki acaba ne olacak hmm düşündürücü)